“7- 14 Ocak Beyaz Baston-Körler Haftası”

ÖNDER Haber - İlçe Sağlık Müdürü Dr

Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber - İlçe Sağlık Müdürü Dr. Duygu Sarı, "7- 14 Ocak Beyaz Baston-Körler Haftası" dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı… Açıklamasında, körlüğü, görme yeteneğinin bulunmaması ya da yitirilmiş olması olarak tanımlayan Dr. Sarı, "Dünyada 10 milyon kadar kişinin, çoğunlukla önlenebilir nedenler yüzünden görme yeteneğinden yoksun kaldığı sanılmaktadır" dedi… Hafta dolayısıyla Dr. Sarı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Beyaz Baston 20. yüzyılın başlarında Londra’da trafik kazası sonucu görme yetisini kaybeden bir fotoğraf sanatçısının, dış dünyanın kendisini fark edebilmesi amacıyla bastonunu beyaza boyamasıyla oluşmuş ve başarılı olduğu düşünüldüğünden Fransa'da Körler Örgütü tarafından 1931 yılında simgeleştirilmiştir. Dünyada her yıl Ocak ayının ikinci haftası Beyaz Baston - Körler Haftası olarak anılmaktadır. Bütün çağlar boyunca beyaz baston da, körlerin bağımsızlaşmasını ve özgürleşmesini simgeleştiren en önemli araçtır. Körlük, görme yeteneğinin bulunmaması ya da yitirilmiş olmasıdır. Körlük, beyindeki görme merkezinin ya da görme sinirinin zarar görmesi sonucu ortaya çıkabildiği gibi, doğrudan doğruya gözlerden de kaynaklanabilir. Dünyada 10 milyon kadar kişinin, çoğunlukla önlenebilir nedenler yüzünden görme yeteneğinden yoksun kaldığı sanılmaktadır. İnsanlarda görme duyusunu kaybetme korkusu, yaşam ile eşdeğerdedir. Bu derece önemli bir duyu organı olan gözlerimizin sağlığı çeşitli sebeplere bağlı olarak bozulabilir. Bu konuda en önemli noktalardan biri, birçok göz hastalığının zamanında teşhis ve tedavi edilmesi ile körlüğün önlenebileceği gerçeğidir. Hastaların bu konuda duyarlı olması, en küçük bir şikâyeti dikkate alması en kıymetli organlarımızdan biri olan gözlerimiz için çok önemlidir. Özellikle periyodik göz kontrollerinin yapılması, birçok göz hastalığının henüz belirtileri başlamadan önlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacaktır. Doğuştan körlüklerin en önemli sebeplerinden biri, temel göz dokularının oluşmaması veya eksik oluşudur. Bunun yanı sıra, görme sinirinin veya retina adını verdiğimiz görme tabakasının gelişme bozuklukları ve hastalıkları söz konusu olabilir. Bu gibi bozukluklar, az görme veya hiç görmemeye neden olabilirler. Bu tip körlüklerin tedavisi mümkün değildir. Bu gibi bozukluklara yol açan nedenler; kalıtım, akraba evlilikleri, annenin hamileliğinde geçirmiş olduğu bir takım hastalıklar olabildiği gibi, bazı bilinmeyen nedenlerden de oluşmuş olabilirler. Her yaşı ilgilendiren göz kazaları; hafif görme bozukluğundan, gözün tüm kaybına kadar yol açabilmektedir. Bu durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna veya göz merkezine başvurularak acil müdahalede bulunulması, gözün tamiri, iltihabi olayların önlenmesi ve kalıcı zararların oluşmasını engellemek açısından son derece önemlidir. Bu gibi kazaların göze bıraktığı izlerin birçoğu günümüzde kornea nakli ve diğer modern cerrahi yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir. Muhakkak ki engelli kişi, diğer insanların sahip olduğu olumlu ve olumsuz özelliklerin hepsine sahiptir. Bu durumdaki kişilere acımak, çaresiz olarak görmek yerine, engelli insanların hayat kalitesini yükseltecek ve kolaylaştıracak faaliyetlerin kurumlar kadar toplum tarafından sürdürülmesi ve desteklenmesi gerekir. Her sağlam bireyin potansiyel bir engelli adayı olduğu unutulmamalıdır. Tüm engelli vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretmek ve bu vatandaşlarımızın tüm hizmetlerden eşit bir biçimde yararlanmasını sağlamak, onlara sahip çıkarak onların sorunlarına ortak olmak, hepimizin insani ve vicdani görevidir. Sadece özel gün ve haftalarda değil, her zaman empati ile yaklaşabilmek dileğiyle."