8 Mart mesajları ...
ÖNDER Haber - 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla gazetemize sonradan ulaşan mesajlar şöyle
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla gazetemize sonradan ulaşan mesajlar şöyle...
Muğla Barosu/Kadınların İnsan Hakları ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Komisyonu Başkanı Av. Sevinç Göçügenci-
Bir 8 Mart daha geldi. Bugün Dünya Kadınlar Günü. Senede bir gün 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor ve 9 Martta yine kadınların haksızlıklarla dolu dünyasına dönüyoruz. Konumuz kadın… sular yine alabildiğine sığ, kafalar başka hiçbir konuda olamayacak kadar karışık.
Kadın ve erkek var olduğu günden bu yana onların ortak yaşam alanı olmasına rağmen dünya erkeğin etrafında dönmüş, erkek merkezli hayat da kadını erkeğin bakış açısına göre şekil almaya zorlamıştır.
Yıl 2014, Türkiye’de milyonlarca kadın okuma-yazma bilmiyor, eğitimde fırsat eşitliği yok.
Kız çocuklarının okula gitme oranı halen yeterli seviyede değil.
Kadın istihdamı düşük, sosyal güvenceleri olmadan çalıştırılmakta.
Kadın emeği daha düşük ücretlendirilmekte, çalışan kadın için çocuk bakım hizmetleri de yetersiz kalmaktadır. Kadınlar kayıt dışı sektörlerde veya ailede geçici gündelik olarak çalıştırılmakta, çoğu zaman emekleri ücretlendirilmemektedir.
Türkiye’de kadınların korunması ile ilgili çalışmalar olumlu sonuç vermemiş, her tarafta kadın-erkek eşit olacak demişler, kadına yönelik pozitif ayrımcılık demişlerdi, o günden sonra 10 yıllık dönemde kadına şiddet yüzde bin dört yüz (1400) artarak manşetlere taşınmıştır. Zihniyet sorunu çözülmedikçe düğmelere, butonlara basarak kadını korumamız mümkün değildir.
Her beş kadından biri cinsel tacize veya tecavüze uğramaktadır.
Ülkemizde fuhuşa sürüklenen kadınların, kız çocuklarına cinsel istismar vakalarının sayısı her geçen gün artmaktadır. Töre cinayetleri utanç verici yüzünü bizlere göstermeye devam etmektedir.
Kadın, medeni halinin değişmesi ile soyadını değiştirmek zorunda kalmakta, kimlik sorunu yaşayarak yine mağdur olmaktadır.
Kadına yönelik ayrımcı yasalar, kadını dezavantajlı grup haline getirmekte, ötekileştirmektedir.
Türkiye’de son dört yılda çocuk gelinlerin sayısı artmıştır. Her dört evlilikten birinde çocuk gelin mevcuttur. Çarpıcıdır ki 18 yaşından küçük kızlarını evlendirmek için dava açan aile sayısı bir önceki yıla göre % 100 artmıştır.
Kadınların karar mekanizmalarına katılma oranı düşüktür. Kadınların gerek yerelde, gerekse genelde dün olduğu gibi bugün de siyasette adı yok.
Yerel yönetim seçimlerinin yapılacağı 8 Martlara rastlayan bu dönem tüm partilerin listesinde Kadın Başkan, Belediye Meclis üyeleri yok denecek kadar az. Bazı kadın meclis üye arkadaşlarımız seçilebilir sırada değiller. T.B.M.M’de de durum aynı.
Biz kadınlara Atatürk’ün verdiği haklar ve seçilme hakkı kullandırılmıyor.
"Toplumsal kalkınma kadın erkek birlikte gerçekleştirilebilir. Kadınlarını geri bırakan toplumlar geri kalmaya mahkumdur." Mustafa Kemal Atatürk-1928
Tüm sorunlara karşı mevzuat düzenlemeleri pek tabii önemlidir. Ancak tarih bize mevzuat düzenlemelerinin tek başına yeterli olmadığını göstermektedir. Toplumsal cinsiyet bakış açısının hakim olduğu bir düzende uygulamada yetersizlik olduğu sürece kadının kadın olmasından dolayı yaşadığı sorunlar devam edecektir. Örneğin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 08 Mart 2012 tarihinde kabul edilmiş, kanunun kabulünü izleyen nisan ayında ise yönelik şiddet vakaları 2012 yılının ve bugüne kadar en yüksek oranına ulaşmıştır.
"Şiddetsiz" yaşam haklarına saldırılmadığı bir dünyada yaşanmasını istiyoruz. Bu durumun toplumda kadını güçlendirmeden mümkün olamayacağını düşünüyoruz.
Güçlendirmek için ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyor ve yapılmasını da bekliyoruz.
Kadın ve erkeğin eşit, özgür, uygarca ve dayanışma içinde yaşayacağı, sorumlulukların ve hizmetlerin hakça paylaşılacağı 8 Mart’lara kavuşmak dileğiyle.
AKP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özden-
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada, kadınların eşitlik, barış özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri, birlik ve dayanışma günü olarak kutlanmaktadır. Türk kadını; çağdaş ve dünya kadınlarının sahip olduğu kazanımları tek tek elde etmiş, çağdaş Türkiye’nin kurulmasında da önemli görev üslenmişlerdir. Türkiye’nin simgesi ve Cumhuriyetimizin en büyük teminatı olmuştur.
Kadın sorunlarını yılda bir hatırlayıp, 364 gün unutanlardan olmak istemiyoruz. Kadınlarımıza yönelik her türlü ayrımcılığı reddeden, her türlü istismarı elinin tersiyle iten, kadını ve erkeği beraber gören geleneğin temsilcileriyiz.
İktidarımız süresince kadın erkek eşitliği, kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda çok önemli yasal düzenlemeler de yaptık. Bu amaca yönelik olarak anayasada değişiklik gerçekleştirdik. Anayasa'nın 10. maddesine 'Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür' maddesini ekledik. Eşitsizlik içeren cümleleri anayasadan çıkarttık. Bayan çalışanların doğum iznini uzattık. Ayrımcılığın, istismarın önüne geçmek için Avrupa standartları kapsamında müeyyideler getirdik.
Aile yaşamında seçkin bir yeri olan kadınlarımızın, anlamlı ve özel bu ‘’8 Mart Dünya Kadınlar Gününü’’ içtenlikle kutluyor, kendilerine hak ettikleri saygıyı gören, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum.
Eğitim Sen Milas Temsilcisi Mustafa Ali Demirci-
Bugün tüm dünyada 8 Mart kadınların uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanıyor.
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin meşalesinin adıdır 8 Mart.
Bugün, kadın olmaktan başka hiçbir suçu olmayan şiddet mağduru kadınların, baskı ve ayrımcılığa karşı mücadele günüdür.
Bugün dünyanın her yerinde, bütün kentlerinde kadınlar, eşitlik, adalet, özgürlük, emek, barış ve dayanışma için seslerini ve isyanlarını birleştiriyorlar.
Bugün dünya kadınları, hayatı ve dünyayı kadınlardan yana değiştirmek için, örgütlenmek için, krizin yükünü taşımamak için sokaktalar.
8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin kadın işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başlamıştı. 40 bin kadın işçinin örgütlediği bu grev o zamana kadarki en kitlesel kadın eylemlerinden biriydi. Eylemi durdurmak isteyen polis, kadın işçilere saldırmış, fabrika yönetiminin de desteğiyle binlerce işçi fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında, içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak can vermişti.
Bu nedenle 8 Mart’lar, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadın erkek eşitliğinin sağlanması taleplerinin; yaşamın her alanında kadın sorunlarına çözüm önerilerinin bir kez daha dile getirildiği gün olarak kabul edilmektedir.
Kadınların, yaşamın tüm alanlarında maruz kaldığı ortak ezilmişliğini ve mücadelesini simgeleyen 8 Mart, dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye‘de kadınların hak ve eşitlik isteklerini dile getirdikleri, kadın olmaktan dolayı yaşadıkları sıkıntılara dikkat çektikleri her türlü baskı ve şiddete karşı bir araya geldikleri, amaçlarına ulaşmak için çaba veren, çalışan kadınlar için bir gündür.
Bugün, dişiliğini şefkat ve emeğiyle yüceltmiş, yoz ve hoyrat ellerin, dillerin altında yaşama direnmiş ve direnmekte olan kadınlarımızın günüdür.
Bugün kadınların yaşam sevincini simgeler.. Bu gün bahardır, mutfağında evlatlarına yemek pişiren annelerimizin, tarlasında ekin biçen, fabrikada elbise diken, özel-kamu kurum ve kuruluşlarda emek veren kadınlarımızın sevinçli günüdür.
Bugün; kadın emekçilerin aynı zamanda sömürüye, baskıya, zulme, haksızlığa, eşitsizliğe karşı tüm dünyada ve ülkemizde sergilediği mücadele ve dayanışma günüdür.
Bugün, kadını aşağılayan, emeğini sömüren ve onu erkeğin hizmetçisi gören her türlü çağdışı zihniyetlere, bu zihniyetleri besleyen sistemlere karşı çıkma, omuz omuza durma günüdür.
Bugün özgür birey olma, geleceği birlikte kurma adına birlikte mücadele günüdür. Çarkın hep böyle dönmemesi, kervanın hep böyle gitmemesi için adım atma günüdür.
Unutulmamalıdır ki kadınların olmadığı ve içinde yer almadığı hiçbir mücadele kazanılamaz.
Kadını dışlayan, onu birlikte düşünme, birlikte üretme, birlikte eşit ve insanca yaşama süreçlerinden kopartan her türlü uygulama ve anlayışlara karşı, kendini insan tanımlayan herkesin gelecek güzel günler için yan yana gelme, birlikte mücadele etmeleri kaçınılmaz zorunluluktur.
Yasalar değişmekte, yeni düzenlemeler yapılmakta, ancak zihniyet değişmediği için kadına yönelik şiddet artmaya devam etmektedir.
Kadınlar sadece, insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayat istiyor. Bunu gerçekleştirmek, kadın erkek herkesin birincil görevidir. Aksi halde sosyal ve kültürel alanda çağdaş ülke olarak anılmamız mümkün olmayacaktır.
8 Mart 1857 tarihinden 8 Mart 2014 tarihine kadar geçen süreçte kadın mücadelesinde emeği geçen herkesi, hayatını kaybeden, şiddete ve baskıya uğrayan bütün kadınlarımızı ve insanlarımızı minnet ve saygı ile anıyoruz.
YAŞASIN 8 MART, YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!...