8 Mart panelinde konuşan Zülal Kalkandelen: “aydınları korkak olan toplumların zalimleri cüretkar olur!”..
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Milas Kent Konseyi’nin düzenlediği Panelde Anıldı ve Kutlandı..
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Milas’ta çeşitli etkinliklerle kutlandı.. Milas Belediyesi, Milas Kent Konseyi ve pek çok örgüt, 8 Mart nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlediler, sergiler açıldı, kitap standları kuruldu ve kadınlar çeşitli standlarda, el emeği ürünlerini sergilediler ve satışa sundular.
8 Mart etkinlikleri içinde, Milas Kent Konseyi’nin düzenlediği panel ise, 8 Mart’ın anlamını ve önemini kavramak açısından son derece verimli bir panel oldu. Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve yayın kurulu üyesi Zülal Kalkandelen ve Milaslı hemşehrimiz Av. Medine Kabaçam’ın konuşmacı olarak katıldığı panel öncesinde, Milas Belediyesi’nden Atapark’a kadar bir yürüyüş yapıldı ve burada Atatürk Anıtı önünde yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesi sonrasında, saat 14:00’de Milas Belediyesi Toplantı ve Evlendirme Salonu’nunda panel başladı. Katılımcıların büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu panelin açılışında, Milas Kent Konseyi Başkanı Ümit Özbek, herkese hoşgeldiniz dedikten sonra, sözü hiç uzutmadan Zülal Kalkandelen’e söz verdi.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kısa bir tarihçesini veren Zülal Kalkandelen, aslında bir kutlamadan ziyade, 8 Mart’ın bir anma günü olduğunu belirterek, “1857’de Amerikalı dokuma işçilerinin çalışma koşullarına karşı başkaldırısı sırasında onlarca kadın işçinin katledilmesinden yaklaşık 53 yıl sonra, 1910 yılında toplanan 2. Enternasyonal toplantısında Clara Zetkin tarafından gündeme getirildiğini ve 8 Mart’ın Anma Günü olarak kabul edildiğini, Birleşmiş Milletlerin ise 1977’de 8 Martı Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul ettiğini hatırlattı.
Kalkandelen, 8 Mart’ın Kadınların haklarına kavuşma mücadelesinin bir sembolü olarak ele alındığında, 1923’deki Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurması ve sonrasındaki devrimleriyle, Osmanlı döneminde ‘haklar’ açısından adı bile anılmayan kadınların erkekle eşit hale geldiğini, 1923’deki Tevhid-i Tedrisat kanunuyla eğitimde birliğin sağlandığını, 1926’da Medeni Kanun’un kabul edilmesiyle ve peşi sıra, laikliğin kabul edilmesi, seçme ve seçilme hakkı, miras hakkı, tek eşli resmi evlenme kurumunun getirilmesi vb. gibi haklarla, fiiliyatta kadın haklarını Birleşmiş Milletlerin 1977’de 8 Mart’ı Kadınlar Günü ilan etmesinden onlarca yıl önce kadınlara büyük haklar kazandırdığını anlattı.
Zülal Kalkandelen, 1980’ler sonrasında ise kadın haklarının, genel olarak toplumsal, ekonomik, siyasi vb. alanlardaki geriye gidiş sürecinin, son 23 senedir en zirve noktalara geldiğini ve kadın haklarının mevcut iktidar tarafından törpülenmeye başlandığını anlattı. Bu sürecin, Cumhuriyetin topluma ve kadınlar için elde ettiği kazanımların geriye götürülmesi siyasetinin bir parçası olduğunu belirten Kalkandelen, bütün olumsuzlara karşın, Cumhuriyetin bu kazanımlarının öneminin farkında olan çok geniş bir toplum ve kadın kitlesinin bulunduğunu belirterek, “ben hiç umutsuz değilim, ama hepimiz bunun için mücadele etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Unutmamak gerek, ‘aydınları korkak olan toplumların zalimleri de cüretkar olur’” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen ikinci panelist Av.Medine Kabaçam, Kent Konseyi Başkanı Ümit Özbek’le, kadınların Medeni Kanun’dan doğan haklarının tüm kadınlarımıza daha ayrıntılı olarak aktarılabilmesi ve soru-cevaplarla daha da iyi kavranabilmesini sağlamak için, önümüzdeki dönemde bir dizi panel yapmayı kararlaştırdıklarını belirterek, Zülal Hanım’ın sunumunun aslında kendisinin de söyleyeceklerini kapsadığını, bu nedenle değinmek istediği Medeni Kanun’la ilgili haklar konusunu bu panellerde işlemek üzere, paneli uzatmak istemediğini, sorular olursa bunlara cevap verebileceklerini belirtti.
Panel sonunda Kent Konseyi Başkanı Ümit Özbek, Zülal Kalkandelen ve Av.Medine Kabaçam’a birer plaket verdi.
Panel, şehir dışında bir etkinlikte olan Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’un selam ve teşekkürlerini ileten Belediye Başkan Vekili Nurten Burçin Aslan Perçin’in kapanış konuşmasıyla sona erdi.