“AKP’den hesap soracağız!”
ÖNDER Haber - Bugün gerçekleştirilecek temayül yoklaması öncesi CHP Muğla Milletvekili aday adayı Süleyman Girgin ilçemizde yayın yapan Radyo Gözlem’in konuğu oldu
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
Bugün gerçekleştirilecek temayül yoklaması öncesi CHP Muğla Milletvekili aday adayı Süleyman Girgin ilçemizde yayın yapan Radyo Gözlem’in konuğu oldu.
Türkiye Maden İş Yatağan ve Havalisi Şubesi Eski Başkanı, CHP Muğla Milletvekili aday adayı Süleyman Girgin, neden milletvekili adayı olmak istediğini, Türkiye ve Muğla’ya yönelik hedeflerini Radyo Gözlem’de katıldığı programda dile getirdi.
"Uzun yıllar, Türkiye Kömür İşletmelerine bağlı Yeniköy Linyit İşletmesinde çalıştım. Sendika başkanı olduktan sonra ise, sendikamızın merkezi olan Yatağan’a taşınmıştım. Şu anda yeniden iş makinası tamircisi olarak Milas işyerinde çalışmaya başladım. Bu anlamda içinizden biriyim" diyerek kendini tanıtan Girgin; "Sendika yöneticisi olarak işçilerin hak mücadeleleri içinde bulunduk. Özellikle 2013 ve 2014’teki özelleştirmeye ve taşeronlaştırmaya karşı yürüttüğümüz kararlı mücadele, sadece ilçelerimizde ve Muğla’da değil, Türkiye ve dünya çapında ses getiren, kararlı ve dirençli bir mücadele oldu" dedi.
Taşeronlaştırma ve özelleştirme peşkeşiyle mücadele etmek üzere CHP çatısı altında siyasete girmeye ve milletvekili aday adayı olmaya karar verdiğini söyleyen Girgin, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşçi ve emekçilerin temsilcisi olduğum kadar, köylümüzün, esnafımızın, emeklimizin de temsilcisi olacağım. Yeniden destekleme alımları yapılması, tütün, pamuk ekiminin yeniden yaygınlaşması, zeytinimiz ve zeytinyağımızın para etmesi için, köylümüzün eskisi gibi tarım üretimi yapan, hayvancılık yapan ve kazanan duruma geçmesi için çalışacağım. AKP’nin bu ölüm kalım savaşı haline getirdiği seçimde, ben buradan vatandaşlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Hangi siyasi partiye oy verilmiş olursa olsun AKP’nin önümüzdeki dönemde tek başına, Anayasal çoğunluğu değiştirecek düzeyde iktidar olması demek, bu ülkenin bir daha geri gelmeyecek şekilde sonuçlara gebe olması demek. Onun için sadece Cumhuriyet Halk Partililer mi, hayır. Hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun iktidara en yakın parti olan Cumhuriyet Halk Partisi’nde herkes buluşmalı ve CHP’yi tek başına iktidar yapmalı. Bu kadar kokuşmuşluğun, bu kadar çürümüşlüğün, bu kadar kirliliğin, bu kadar yozlaşmanın olduğu yerde ülkeyi düze çıkaracak olan Cumhuriyet Halk Partisidir ve CHP iktidarına her zamankinden çok fazla ihtiyaç vardır. Hükümeti alaşağı edeceğiz. Yetmez! CHP’yi tek başına iktidar yapacağız. Yetmez! AKP’den hesap soracağız. Köyceğiz’e gittik, portakallar dalında kalmış. Çiftçi 30 kuruşa malını satamıyor ama portakal suyunun bir bardağını 4 liradan içiyoruz. Tarımda endüstrileşmemiz şart. Coğrafya dersinde tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olduğumuz öğretiliyordu ama samanı bile ithal eder duruma geldik. Muğla, seracılık bakımından Avrupa ölçeğine mutlaka gelmeli. Turizm mutlaka 12 aya yayılmalı. Tersaneler ve mermer ocaklarında çalışan işçiler mutlaka sendikalı güvenceye kavuşturulmalı. Ormanlarımız, derelerimiz, tarihi dokularımız korunmalı. Ama biz öyle hale geldik ki AKP iktidarında, Çevre Bakanına karşı çevremizi korur hale geldik, Orman Bakanına karşı ormanlarımızı korur hale geldik, Tarım Bakanına karşı tarım alanlarımızı, Adalet Bakanına karşı adaleti korur hale geldik, Öyle ki artık Cumhurbaşkanına karşı Cumhuriyeti korur hale geldik. Bu iktidar emeğe düşman, insana düşman, zeytin ağacına düşman, dereye düşman, akarsuya düşman, hak arayana düşman, itiraz edene düşman, kadına düşman, komşusuna düşman. İnancınıza karışır, bedeninize karışır, kimliğinize karışır, her şeyinize karışır. Onun için bizim önceliğimiz topyekün bu iktidardan kurtulmak olmalı. Ondan sonra da CHP etrafında, solun güler yüzüyle halkımızı buluşturmalıyız.
Kendisine görgüsüzlük abidesi yaptırarak bin odalı güya Türkiye’nin itibarını düşünen büyük kibir, 13 Mart’ta anma töreninde bir laf etmiş. ‘Bu ülkenin gençliği gezideki vandallar değildir’ demiş. Birincisi gençliğe bir mesaj vermek istiyorum. Bu ülkede asıl vandallar kamu kaynaklarını peşkeş çekip yağmalayıp ceplerini dolduranlardır ve bu ülkeyi soyup soğana çevirenlerdir. Gezi gençliği bu ülkenin en temiz yürekli, en yurtsever, en temiz ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençliğin ta kendisidir. Kadınlar; bu ülkede kadın cinayetleri erkek düşmanlığıyla tarif edilemez. Bu ülkede kadın cinayetleri politiktir. Anasının diz kapağı açıldı tahrik olur dersen, kadın spikere röportaj vermek caiz değildir dersen, iffetsiz olursun kahkaha atma dersen, çoğaltabiliriz. Bu ülkede kadın cinayetleri politiktir. Kadınlarımıza özellikle bu dönemde, 7 Haziran’da çok büyük görevler düşmektedir. AKP’yi devirmede hayatı paylaştığımız kadınlarla mücadeleyi de hep beraber paylaşacağız ve AKP’yi alaşağı edeceğiz."