At ve “rahat et”?!
A
Milas Önder Gazetesi
A. Kemal KAŞKAR -
En başından yazayım: Ben bu duruma taktım kafayı!
"Yollara, cadde ve sokaklara ambalaj atıklarını ‘rahatlıkla’ atabilmek"ten söz ediyorum yine.
(Elbette bir de, "Yollara, cadde ve sokaklara ‘rahatlıkla’ tükürebilmek" de var ama şu an elimdeki görsel malzeme, ‘tükürenler’le ve ötesi, ‘hımkıranlar’la ilgili değil…)
İlçemizde sürdürülmekte olan altyapı çalışmaları nedeniyle yol-cadde kenarlarında zaman zaman künkler ya da benzeri malzemeler uzunca süre kalabiliyor.
Bu buluşmamızda sizlere, Ulu Cami önündeki durağa yakın bir yerde, birkaç hafta kaldıktan sonra nihayet geçtiğimiz hafta kaldırılan bir "altyapı malzemesi"nin gördüğü muameleyi göstermek istedim.
Elimizdeki ambalaj atıklarını, çoğu kez ortalık yere atıatıverme gevşekliğimizin biraz ‘utangaç’ örneğidir bu. Örneğin Atapark ya da Şehir Parkı gibi ‘fazla ortalık yerlere’ değil de, kıyıda köşede bir çukurcuğa ya da fotoğrafta gördüğünüz gibi bir ‘şey’in içinin kullanılması nedeniyle ‘utangaç’ diyorum.
Yıllardır ÖNDER’de, buna benzer-benzemez ‘çirkin-kötü-olumsuz alışkanlıklarımız’ı not etmişimdir.
Özellikle altyapı çalışmalarıyla birlikte kent içinde kıyıda-köşede ya da ortalık yerlerdeki ‘çukurlar’ın nasıl da hemence ambalaj atıklarıyla dolduruluverildiğine ilişkin yakın zamanda birkaç habercik daha yaptığımı anımsıyorum.
Çok üzücüdür ki bu ‘kötü özelliğimiz’i ısrarla sürdürüyoruz.
İşte bu görüntüler de bu duruma yeni bir örnek.
Durağın hemen yanıbaşında bir ‘atık kutucuğu’ olmasına rağmen bunu yapıyoruz.
O kutucuk olmasa bile, elimizdeki atıkları en yakın atık bidonu ya da konteynıra kadar taşıyamıyoruz. Ağırlık yapıyor herhal!..
Ya da her neyse işte, hemen atıp ‘rahatlıyoruz’!
At ve rahatla!
Sonuç ne: "Ohhh, dünya varmış" mı!?.. Ne?
Lütfen bırakalım artık şu ‘kötü rahatlık’ları …