Aysun Kayacı’dan Tuğce Kazaz’a demokrasimiz!

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN Bir zamanlar Müjde Ar ile manken Aysun Kayacı ortak program yapıyorlardı

Milas Önder Gazetesi
Hayata Dair / Fikret ÇOBAN Bir zamanlar Müjde Ar ile manken Aysun Kayacı ortak program yapıyorlardı. Seçimler yakındı, gündem yine aynı böyle demokrasi, aday belirlemeleri, ön seçim felandı, Deniz Baykal'a kızılıp duruluyordu, (gazetelerden okuduğuma göre Baykal yine adaymış ama bu sefer ön seçim istemiş!) program sürerken Aysun Kayacı'nın ağzından "dağdaki çoban ile benim oyum bir mi?" sözü çıkıvermişti. Sonra malum, günlerce tartışıldı ... Elbette demokrasilerde herkesin oyu eşit. Dağdaki çoban ile bırakınız mankeni, cumhurbaşkanının oyu bile eşit. Fakat görünürde eşit, sadece oyları eşit. Başka bir eşitlikleri sağlanmış değil henüz. İktidara yakın olanların oyları ile baraja takılan partilere verilen oylar eşit diyebilir miyiz, kimi çöpe gidiyor, kimi bundan fırsat-kıymet kazanıyor, kimi 20 bin oyla seçiliyor, kimi 60-70 bin oyla seçilemiyor, demek ki demokrasi, seçimle garanti altına alınan, seçimle işleyen bir rejimden öte başka destekleri olması gereken bir rejim gibi duruyor, demokratik olması biraz da buna bağlı. Aysun Kayacı’yı haklı çıkarır duruma mı düştüm ne! Neyse, şimdi de bir manken kızımız daha çıktı meydane: Tuğçe Kazaz. Namaz sayesinde boyun ağrılarından kurtulduğunu söyledi, mümkündür, bilimsel yönü nedir bilmem. Attığı bir twett epey magazin basınında yer aldı. "İstanbul'a çok güzel kar yağıyor, karın mikropları temizlediği malumunuz. Keşke paralelcilerin ve anti-demokratik laiklerin üzerine de yağsa ...'' Paralelciler tarafından dinlendiğini, kendisine, kumpas kurulduğunu falan söylemiş. Sen işsiz kaldığın için, gündem yaratmak için bunları yapıyorsun diyenlere de basmış fırcayı. "Sizin söyledikleriniz sinek vızıltısı gibi gelir geçer, siz anti-demokratikliğin dibisiniz" demiş. Benim bütün bunları yazmamın sebebi, geçenlerde Cüneyt Özdemir'in 5N1K programın konuğu Tuğçe Kazaz'dı, nasıl oldu bilmiyorum, denk geldi, öyle bakakaldım. Neden din değiştirdin, hiristiyan oldun sorusuna aynen şöyle cevap verdi: "Tepkisel bir seçimdi, belki. Eski Türkiye'nin bizlere daha batılı bir zihniyetin getirdiği eğitim sistemi sonucu bu oldu. İttiat-ı Terakki zihniyeti bizi bizden uzaklaştırdı. Dini bize öcü gibi gösterdi. Belli kalıplar üzerine kuruldu din. İşte ben de bu dayatmaya karşı din değiştirdim. Ben buna Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti de diyorum…" Vay be dedim, hiç düşünmemiştim, bu CHP zihniyeti çoğu insanı oraya buraya savurdu ama hiç din değiştiren olmamıştı!.. Manken Tuğce Kazaz'ın söyledikleri halâ sosyal medyada ileri-geri tartışılıp duruyor. Fakat İlber Ortaylı hoca son noktayı koymuş gibi. Biraz abartılı olmuş ama "Yıllarca kalça ve göğüslerini kullanıp 32 yaşından sonra aniden beynini kullanmaya başlayan kızımızın içler acısı dramı" deyivermiş.   Demlenmiş Sözler ... "Bu düzen yüzlerimizi silip, kendi maskelerini geçiriyor, yüzlerimizi yüzsüzlerden nasıl koruyacağız" Ahmet İNAM