Bakanlıklar yanlıştan döndü, peki ya Belediyeler?
Ö
Milas Önder Gazetesi
Ö. Cahit SARIBEY
Yerel yönetimlerin en önemli gelir kaynaklarının başında, sınırları içerisindeki işyerlerinden, işletmelerden, farklı iş kollarından ve konutlardan çeşitli isimler altında aldıkları vergiler gelmektedir. Belediyeler bu vergileri toplayacak ki, bölge halkına beklenen hizmeti verebilsin. Ancak konu vergi olunca, hakkaniyet ölçüsüne uyulmalı, ödeyeni de toplayanı da daha hassas olmaya yöneltmelidir.
Konaklama sektörüyle ilgili olanların yakından bildiği üzere Otellerle Belediyelerin görüş ayrılığına düştüğü ve sektör işletmecilerinin "mecburiyetten ödüyoruz ama bu resmen haksızlık" dedikleri yanlıştan nihayet dönüldü.
Birçoğunuzun, "neymiş bu konu" dediğini duyar gibiyim. Hani, Belediyelerin 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununa istinaden işletmelerden aldıkları vergiler var ya, işte bu gelir kalemlerinden olan Eğlence Vergisinin Konaklama Tesislerinden tahsilinde, "ama bu haksızlık" dedirten "BAR" vergisinden bahsediyor, son günlerde bu konudan şikâyetçi olan çok sayıda işletmecinin sesini de duyurmak istiyorum.
Bazen Yasa, Tüzük ve Yönetmeliklerde açıklanan tanım ile uygulamada kullanılan fiili durum birbiriyle uyuşmayabiliyor. Bunlardan biri BAR kelimesidir. Türkçe malum lastikli olunca yasa koyucu BAR’ın ne demek olduğunu 30.12.1999 tarihli 23922 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Açılması İzne Bağlı Yerlerde Uygulanacak İşlemler Hakkındaki Yönetmelik’in 4. Maddesinde, "Müşterilerin tezgâh önünde ayakta durarak veya yüksekçe bir tabure üzerinde oturarak içki içip dans edebildikleri eğlence yerlerini ifade eder" şeklinde tanımlamıştır.
Bu tanıma uyan içki içilip eğlencenin doruklara ulaştığı, çalgılı, çengili, müzikli işletmeler tabii ki eğlence vergisini ödeyecek. Ancak herkes tarafından bilindiği üzere otellerde alkollü/alkolsüz tüm içeceklerin servis edildiği ve bulundukları konuma göre Lobi Bar, Havuz Bar, Beach Bar, Vitamin Bar, vb. gibi isimlerle adlandırılan bölümler var. Otellerdeki bu bölümler yasada tarif edildiği biçimde işlev görmemekle birlikte, sadece işlevinden dolayı dünya milletlerin kullandığı klişe kelime olarak BAR şeklinde adlandırılmıştır.
Otel misafiri ‘bar’dan aldığı içeceğini; çoğu zaman otelin bahçesindeki sandalyesinde, lobideki koltuklarda, havuz başındaki şezlongunda yudumlar. Buraların kullanılış amacı, isteyen misafirine içeceğinin servis edilmesinden, hamburger, patates, cips benzeri aperatif yiyeceklerin sunulmasından ibarettir, o kadar.
Burada eğlenceye yönelik bir düzenleme bile yoktur. Örnek mi istiyorsunuz; Fitneste "Vitamin Bar" var. Siz hiç şarkı söyleyip eğlenen birine rastladınız mı? Veya Otel’in Loby barında dans eden kişiyle karşılaştınız mı? Eeee buradakinin adı da "Bar". Bilmem anlatabildim mi?
Nihayet Maliye Bakanlığı yanlışı düzeltti ve İçişleri Bakanlığına gönderdiği yazı ile bu ayrıma dikkat çekerek uygulamanın ne şekilde yapılması gerektiğini belirtti. Yani Yanlış Hesap nihayet düzeltildi.
Yani yasada tarif edilen "Bar" ile Otellerde genel ifade ile "BAR" olarak adlandırılan yerlerin ayrımı net bir şekilde ortaya konulunca belediyelerin otellerin içerisindeki Loby’de, Sauna’da, Hamam’da, Fitnes salonundaki veya Havuz başında güneşin altında sıcaktan bunalmış kişilere içeceklerinin ikram edildiği, adında "Bar" kelimesi geçen her birime "Eğlence Vergisi" tahakkuk ettirmelerinden kaynaklanan sıkıntı ve haksız vergi tahakkuku yüzünden işletmelerin Belediye yetkilileriyle karşı karşıya gelmesi de önlenmiş oldu.
Umarım, başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyeleri uygulamada bu hususa biraz hassasiyet gösterir de asıl işlevi konaklama işletmeciliği olan sektöre bu parayı ödeyeceksin diretmesinden vazgeçer.
Bu vesile ile bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bakınız birlik olmanın, mesleki anlamda örgütlenmenin önemi bu konuda bile bir kez daha ortaya çıktı. İşte bu hususta kendisine aktarılan yakınmaları ilgili makamlara ileten ve ısrarlı takibiyle çözüme katkı koyan TÜROFED’e, ilgili işletmecilerin teşekkür borcu var.