“Bakanlıkların birbirinden haberi yok!”

A. Kemal KAŞKAR -

Milas Önder Gazetesi

Geçtiğimiz günlerde, Muğla’da gerçekleştirilen “Aydın ve Muğla İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları (BKAY) Planı Bilgilendirme Toplantısı’na katılan Muğla Çevre Platformu üyelerinden, toplantının perde arkasına ilişkin bir açıklama geldi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nün 11 Ekim 2017 Çarşamba günü Muğla’da gerçekleştirdiği toplantının basında yer aldığına, ancak toplantıya katılan vatandaşların soruları ve onlara verilen cevaplara yer verilmediğine dikkat çekilen açıklamada; “İşte o toplantıdan notlar ve acı gerçekler” başlığı altında şöyle denildi:

Muğla Çevre Platformu üyeleri oradaydı …

Toplantıya, yaklaşık bir yıldır Doğal Sit Alanları Değişikliği’nin peşinde olan ve onaylanarak uygulamaya konan Gökova Paftası’nı mahkemeye veren Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyeleri de katıldı. Bodrum Deniz Ticaret Odası’ndan Rüştü Tezcan, Bodrum Kent Konseyi ve Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği’nden Serdar Denktaş, Çevre ve Arı Koruma Derneği’nden Şamil Beştoy, Sualtı Araştırmaları Derneği’nden Ozan Veryeri ve TMMOB Şehir Plancıları Odası’ndan Sami Tomurcuklu’dan oluşan katılımcı MUÇEPliler, yetkilileri adeta soru yağmuruna tuttular.

 

Bilgilendirme

Toplantının konusu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nün AnaKent Şirketine hazırlattığı ‘Bütünleşik Kıyı Alanları Planı hakkında bilgilendirme idi.

Protokol konuşmaları ve Mekansal Planlama Genel Müdürünün sunumundan sonra, plan ‘müellifi’ - AnaKent Firması temsilcisi ve Proje Koordinatörü, planı anlattı.

Genel Müdür Yavuz Erdal Kayapınar, yaptığı sunumda BKAY Planının temel amacının: “sürdürülebilir kalkınma ile kıyıların korunması ve biyolojik çeşitliliğin yaşatılması, daha etkin bir yönetim yolu ile kıyı alanlarının tüm kullanımlarının etkileşimlerini gözeterek sürdürülebilir kalkınma ve kullanım koşullarının sağlanması” olduğunu ifade etti.

Sorular ve Cevaplar

MUÇEPliler’den Serdar Denktaş’ın, “Çevre Şehircilik Bakanlığı bünyesinde Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü ‘Doğal Sit Alanlarının Yeniden Değerlendirilmesi’, Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü ‘Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’ ve ‘İklim Değişikliğine Karşı Hassas Türleri Stratejik Plan’ çalışmaları yapılmaktadır. Ancak, Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Natura 2000 Projesi ve ‘Biyoçeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’ aynı alanları etkilemektedir. Ancak bu çalışmaları yürüten kurumların birbirlerinden haberdar olmadığı, çalışmalar arasında bir koordinasyon olmadığını gözlemliyoruz. Doğal SİT Alanlarının yeniden değerlendirilmesi BKAY planlamasında dikkate alınmış mıdır?” şeklindeki sorusuna, genel müdürden gelen cevap oldukça ilginçti:

“Ekolojik temelli bilimsel raporu görmedik”

Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından bir gayri menkul firmasına hazırlatılan “Dört Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Rapor”unu hiçbir kamu kuruluşunun görmemiş olduğuna ilişkin bir itiraf da aynı bakanlığın genel müdüründen geldi:

“Kurumlar arasında koordinasyonsuzluk olması söz konusu değil, ancak ‘Ekolojik Temelli Bilimsel Raporu’ görmedik. Sit Alanlarının yeniden değerlendirilmesinin dikkate alınmamış olması çalışmaların bir eksikliğidir. Bu eksikliği daha sonra giderilebiliriz’

Bodrum Deniz Ticaret Odası’ndan Rüştü Tezcan ise, denizden bakışın ve ‘Mavi Yolculuk’ bileşenlerinin hiçbir aşamada katılımının olmamasını eleştirerek, Mavi Yolculuk rotalarının mutlak koruma alanı olarak planlara işlenmesini istedi.

“Bu konuda yapılmış bir çalışma yok”

Serdar Denktaş’ın, turizm alanları içinde olan kıyı alanlarının, kıyı ekosistemleri üzerinde önemli bir insan baskısı yaptığını, BKAY planlarında bunun yönetilebilmesi için “Taşıma Kapasitesi”nin bir parametre olarak kullanılıp kullanılmadığı sorusuna ise, proje ekibinden Doç. Dr. Beril Akın, “Bu konuda yapılmış yeterli çalışma olmadığı için planlama çalışmasında dikkate alınmadı” şeklinde cevap verdi.

SAD’ın gönderdiği raporlar ilgililere ulaşmamış!

Sualtı Araştırmaları Derneği’nden Ozan Veryeri, planlama çalışmaları sırasında fokların üreme, beslenme ve yaşama alanları ile ilgili ayrıntılı raporları paylaştıklarını, ancak haritalar üzerinde bu alanların işaretlenmemiş olduğunu gördüğünü söyledi.

Bu noktada, SAD’ın gönderdiği raporların ilgililere ulaşmadığı anlaşılarak, raporların tekrar gönderilmesi ve planlarda revizyon yapılması kararlaştırıldı.

‘Ağırlığın’ hangi kriterleri içerdiği belirsiz!

Çevre ve Arı Koruma Derneği’nden Şamil Beştoy ise, planlarda ‘cbs mekansal planlama ağırlık matrisi’ yöntemine atıf yaparak, sözü edilen ‘ağırlığın’ hangi kriterleri içerdiğinin belirsiz olduğunu, bu ağırlığın ‘çevre’ ye değil şehre doğru fazla ‘ağır’ bastığını vurguladı.

Beştoy ayrıca, özellikle bu aylarda ciddi bir soruna dönüşen arıcılarla turizmcilerin kıyı yerleşimleri ve konaklamaları kavgası için hiçbir çözüm önerilmediğini de hatırlattı.

‘İhale şartnamesine uygunluk’lar eksenli yanıtlar …

Toplantı sonunda bir açıklama yapan MUÇEP Üyeleri, “Doyurucu yanıtlar alamadık. Hep teknik şartname ve ticari yükümlülüğün sınırlarından bahsedildi. Yani bu bir iş, ihaleye çıkılmış ve parası alınan/ödenen ihale şartları yerine getirilmiş. Eleştiri ve önerilerin aslında haklı olduğu, ama ‘şartname’ gereği sadece kendilerinden istenenlerin yapıldığı şeklinde yanıtlar aldık” diyerek, mücadelelerini sürdüreceklerini ve olup biteni takipte olduklarını dile getirdiler.