“Bir ‘halk hareketi’ni konuşuyoruz!”
A
Milas Önder Gazetesi
A. Kemal KAŞKAR -
Birleşik Haziran Hareketi (BHH) Milas Forumu, 6 Aralık Cumartesi günü saat 17’de Aşkıdil Akarca Kültür Merkezi’nde yapıldı. Foruma konuşmacı olarak Eski TTB Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu ile BHH Menteşe Yürütme Kurulu Üyesi ve SES Denetleme Kurulu Üyesi İlknur Başer katıldılar.
Milas Belediyesi Meclis Üyeleri İlknur Öner ve Mehmet Ali Mekik, Eğitim Sen Milas Temsilcisi Mustafa Ali Demirci, Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Çağlayan Üçpınar, ADD Milas Şubesi Başkanı Op. Dr. Süleyman Koç, CKD Milas Şube Başkanı Gülden Sökelioğlu, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Milas Temsilcisi Coşkun Efendioğlu, PSAKD Milas Şubesi eski Başkanlarından Baki Kaya, ÖDP Muğla İl Başkanı İzzet Doğan, ÖDP Milas İlçe Başkanı Raşit Kavaklı, Gazipaşa-Firuzpaşa Muhtarı Recep Panay ve Milas Kent Konseyi Genel Sekreteri Kemal Kaşkar’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 80 kişilik bir topluluğun katılımıyla gerçekleşen BHH Milas Forumu, ‘Devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunulması’yla başladı ve Eğitim Emekçisi Yalçın Avcıoğlu’nun sunuş konuşmasının ardından söz, TTB eski Başkanı Eriş Bilaloğlu’na verildi.
Bilaloğlu konuşmasında önce; ODTÜ Vişnelik’te 30 Ağustos, 21 Eylül ve 19 Ekim 2014 tarihlerinde yaplan ve ÖDP, KP, Emekçi Hareket Partisi, TKP 1920, Halkn Türkiye Komünist Partisi gibi siyasi partiler, Devrimci Hareket, Red Dergisi, baz sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile CHP Milletvekilleri İlhan Cihaner, Hüseyin Aygün ve Gökhan Günaydn’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda sol, sosyal-demokrat, anti-kapitalist, sosyalist, komünist, yurtsever, devrimci, demokrat kişinin katılımlarıyla yola çkan Birleşik Haziran Hareketi’nde yeralışının nedenlerinden söz etti.
‘Nerde bu insanlar’
derken …
Çok doğru şeyler söyleyip çok haklı bir mücadele sürdürüyorken, ‘hiçbir şeyi değiştiremeyecek miyiz’ endişesi ve hafiften öfkeyle ‘nerde bu insanlar’ tepkileri içinde bir şeylerin eksikliğini hep yaşadığını, bir ‘yetersizliği’ hep yaşadığını belirten Bilaloğlu, "2013 Haziranında -biraz da öfkeyle- nerde olduklarını düşündüğümüz insanlar; akıllarıyla, yürekleriyle, cesurca çıktılar ortaya. Yani insanlar vardılar ve ölümü bile göze alıp ‘buradayız’ dediler. Öyleyse, bu gücün, bu kuvvetin; ortak taleplerle, yani neye hayır deyip neyin istendiğinde ortaklaşarak ‘bir biçim’de buna yetebilecek bir çağrıda bulunmak gerekiyordu. Bu, bir ‘solda birlik meselesi’ değildir. Burada, ‘solda birlik meselesi’ni konuşmuyoruz. Bunun ötesinde bir şeyi konuşuyoruz. Bir ‘halk hareketi’ni konuşuyoruz. ODTÜ Vişnelik’te Ağustos, Eylül ve Ekim’de bir araya gelen 60-70 kişilik topululuk, bir Türkiye tartışması yürüttüler. İlk toplantının ilk konuşmacısı olan Korkut Boratav hoca çok karamsar bir tablo çizdi. Sonraki konuşmacıların çok daha da karamsar tablolar çizdikleri toplantılarda üç şey üzerinde duruldu: 1. Türkiye, iktidar-hükümet eliyle, biri bölgede ve diğeri de iç savaş olmak üzere savaşa götürülmektedir. 2. Otoriterliğin aşılıp totaliter yönetime geçilen AKP rejimi, hızla sandıkta değiştirilmeyecek bir karaktere bürünmektedir. Sandığın ötesinde bir yerdeyiz ve 3. Emeğin halleri! Bunun için Tuzla’yı mı, Taşlama işçilerini mi, Soma’yı mı, Mecidiyeköy’deki asansör cinayetini mi, Ermenek’i mi, Yatağan’ı mı, hangisini söylesek… Bu örneklerin hepsinde bir ‘çaresizlik hali’ söz konusudur. İşte, ülkemizde bir yandan bu üç başlık altında ele alınabilecek bir tablo varken, öte yandan 2013 Haziran’ı da var!.. Ve bir metin kaleme alındı. Sadece sol-sosyalist öznelere değil, Gezi’de yer alan tüm öznelere çağrı yapan bir metin. Kötüye gidişe dur diyecek ve bu gidişi durdurabilecek ‘örgütlü bir halk gücü, halk hareketi’ için… Ortak akılla, ortak yürekle, kötü gidişin önüne barikat kurmak için.. Eşitlikçi, Özgürlükçü, Demokratik, Laik, Toplumcu bir Cumhuriyet için…"
Görev(ler) belli
Sözlerini, tıpkı Haziran direnişinde ‘durumdan görev çıkarılması’ örneğinde yaşandığı gibi hep ‘görevin belli olduğu’na dikkat çekerek sürdüren Bilaloğlu, "Örneğin bugün, sokak sokak gezip asgari ücretin iki katına çıkarılması yönünde mücadele edilmesi görevimiz var. Mahalle Meclisleri oluşturma görevimiz var. Bütün bu görevlerimizi yerine getirmek için ‘birlikte olma hali’ üzerinde titizlenmemiz gerekiyor. Bunun için de, dayanışma duygusuna, dayanışma ortamına ihtiyaç var. Yerel sorunların saptanıp onlara ortaklaştıracağımız bir enerjiyle müdahale ihtiyacı var. Anlaşılır bir dil, anlaşılır bir vücut dili bulmaya ihtiyacımız var. Tekrar etmek istiyorum, Birleşik Haziran Hareketi ‘solda birlik’ kurmuyor, bir ‘halk hareketi’ çağrısı yapıyor. Gezi, bu çağrı için muhteşem bir örnektir" diyerek, konuşmasını alkışlar arasında tamamladı.
Forumun ilk bölümündeki ikinci konuşmacı, BHH Menteşe Yürütme Kurulu Üyesi ve SES Denetleme Kurulu Üyesi İlknur Başer ise sözlerine, forum buluşmalarında katılımcıların katılımlarının daha çok önemsendiğine dikkat çekerek başladı ve BHH’nin "çölde vahalar yaratmak" istediğini belirterek, "Böylece nefes alabileceğimiz ve kendi istediğimiz yaşamı kurabileceğimiz bir ülkeyi yaratmış olacağız. Bu anlamda dilimizi değiştirmeliyiz. Temas kurabilmeliyiz. Bunun için de kendimizi değiştirmeliyiz. Toplumsal iktidarı hedefleyerek yürümeliyiz" dedi.
Başer, konuşmasında daha sonra BHH Menteşe Forumu deneyimini katılımcılarla paylaşıp 27-28 Aralık Türkiye toplantısının ardından Menteşe’de Emekçiler, Gençlik ve Mahalle Meclislerinin kurulmasını hedeflediklerini belirterek, "Haziran isyanı ve güneşi her zaman yüreğimizi ısıtsın diyorum" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Moderatörlüğü Nevzat Çağlar Tüfekçi tarafından yapılan toplantıda daha sonra katılımcıların katkıları ve sorularının çizdiği eksenler üzerinde görüş alışverişi ve tartışmalar yapıldı ve BHH Milas Forumu, gönüllülük temelinde geçici bir Yürütme Kurulu oluşturulmasıyla tamamlandı.