“Biz, dün de bugün de hırsıza hırsız diyoruz!”
ÖNDER Haber - MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, 17-25 Aralık 2013 tarihleri arasında yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, birçok işadamının ve siyasinin adının karıştığı o operasyonlardan…
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, 17-25 Aralık 2013 tarihleri arasında yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, birçok işadamının ve siyasinin adının karıştığı o operasyonlardan sonra yaşanan süreci “pişkinlik” olarak niteledi.
“Unutmayacağımızı ve
unutturmayacağımızı
söylemiştik!”
MHP MYK Üyesi ve Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın açıklaması şöyle ...
Bundan 2 yıl önce Türk Siyasi Tarihinin en büyük yolsuzluk skandallarının ortaya çıkışına şahit olmuştuk. Özellikle 17- 25 Aralık tarihleri arasında, çirkin rüşvet ilişkilerinin ortaya saçılması, yolsuzluklarla mücadele edeceğini vaat ederek iktidara gelen AKP iktidarının gün yüzüne çıkan yolsuzluklarıyla ilgili takındığı pişkinlik dolu tavır dün gibi hafızalarımızda.
İlk günden bu yana bu yolsuzlukları ve ortaya saçılan rüşvet ilişkilerini asla unutmayacağımızı unutturmamak için de elimizden geleni yapacağımızı, yolsuzluğa adı karışan kim olursa olsun hesap vermesi için çaba sarf edeceğimizi ifade etmiştik. Hemen ardından da Türk Siyasi Tarihinde, onurlu insanların hafızalarında “utanç haftası” olarak yer alan bu haftayı “17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası” ilan etmiştik.
Peşinen ifade etmek isterim ki; o hafta yaşananları, ortaya çıkan para sayma makinelerini, ayakkabı kutularına istiflenmiş Euro ve Dolarları, “alo babacım”lı trajikomik telefon görüşmelerini hangi kelimelerle, hangi cümlelerle ifade edeceğimi bilemiyorum.
Ancak; pişkinlikte ve yüzsüzlükte sınır tanımayan AKP menşeli bir kısım şahsiyet fukaralarının utanacakları yere daha da ileri giderek, yüzsüzde dahi yüz bırakmayacak utanç vesikalarının ortaya çıkartılmasını “darbe” girişimi olarak adlandırdıklarını da unutmamak gerekir.
Evet, esasında 17- 25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonlarıyla başlayan süreç bir “darbeler” silsilesinin de zeminini hazırlamıştır.
17- 25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk skandallarının orta çıkması aslında aziz Türk Milletinin iyi niyetine vurulan bir darbedir.
Tüyü bitmemiş yetimin dahi hakkını savunması gereken adalet anlayışına vurulan bir darbedir.
Asil Türk Milletinin siyasi tarihine sürülmüş kara bir leke, temiz siyasete yapılmış bir darbedir.
Biz dün neredeysek yine aynı yerdeyiz. Dün hırsıza hırsız diyemeyenlerden bugün de yarın da hırsıza hırsız demesini beklemiyoruz. Elbette gün gelecek Hakk’ın adaleti tecelli edecektir. Elbette tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyi meziyet zannedenler ve onları AKlama çabasına girenler Mahkeme-i Kübra’da da yüce Allah’ın adaletine boyun eğecektir.
Ancak unutulmaması gereken bir diğer husus da şudur: Türkiye Cumhuriyeti devleti binlerce yıllık “adalet timsali” tarihinden aldığı feyz ile kurulmuş, sadece Türk Milletinin değil insanlık âleminin de adaletine hayran kaldığı aziz bir milletin kurduğu devlettir. Er ya da geç Türk adalet mekanizması çalışacak, yargıyı kendi hesaplarına göre şekillendirerek yolsuzluklarının ve hırsızlıklarının üstünü kapatmaya çalışanlar darbe vurmaya çalıştıkları yargının önünde hesap vereceklerdir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, o günün geleceğine inancımız tamdır.
Bu vesileyle; hırsızlığın, yolsuzluğun ve rüşvetin ayyuka çıktığı 17- 25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk haftasında tüm bunların hesabının sorulacağını bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Sonu ne olursa olsun, sonucunda kimler hüküm giyecek olursa olsun bu hesap sorulacaktır.