CHP
Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Cumhuriyet Halk Partililer; siz yok musunuz siz, iyi niyetli, haysiyetli, yardımsever, hoşgörülü olduğunuz kadar, hayatı olduğu gibi kabul eden iyiliksever, zorbalığa, gaddarlığa,…
Milas Önder Gazetesi
Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü
Cumhuriyet Halk Partililer; siz yok musunuz siz, iyi niyetli, haysiyetli, yardımsever, hoşgörülü olduğunuz kadar, hayatı olduğu gibi kabul eden iyiliksever, zorbalığa, gaddarlığa, lafebeliğine, yalana dolana prim vermez, her şeyin doğrusuna inanırsınız.
Büyük İslam dinimizin hoşgörüsü ile hareket eder, dini siyasete alet etmez, okula, kışlaya, camiye, adalete siyaseti sokmayan CHP’liler uyanın artık! Küçük hesaplar peşinde koşanlar, halkı kandıranlar, umut vaat edip yapmayıp oy alanlar Üsküdar’ı geçti, siz yaya kaldınız.
Genel başkanından üyesine kadar arı bir dille konuşan, yapamayacağı bir şeyi yaparım deyip halkı kandırmayan, doğrucu Hasan gibi hareket edenlerin siyasette yeri olmadığını anlayın artık.
Bir misal vererek, CHP’lilerin, yukarıda açıkladığım gibi doğruluktan ayrılmadıklarını anlatmak istiyorum.
Olay, 1977 yılında Eskişehir’de geçer. 1977 seçimleri yaklaşmıştır. Bir köyün İhtiyar Heyeti, şehre gider ve Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanını ziyaret ederek, köylerinin yolu, suyu ve okulu olmadığını belirtip "şayet siz yolumuzu, suyumuz, okulumuzu yaptırırsanız bütün köylü olarak oyumuzu size vereceğiz" derler.
İl Başkanı, hemen YSE il Müdürlüğüne telefon açar ve bu köyün yol ve içme suyu sorununun hemen çözülmesini ister. YSE Müdürü, köyün yolunun 1980, suyunun da 1981 programında olduğunu, daha önce yapılmasının mümkün olmadığını, ancak bir yolunu bulup ödenek sağlanırsa, hemen yol ve su çalışmalarına başlayacaklarını ifade eder.
Okul için de Milli Eğitim Müdürü, ödeneğin olup ihaleye çıkarıldığını fakat yolun olmamasından dolayı hiç bir müteahhidin ihaleye giremediğini ifade eder. İl Başkanına durumu bildirir ve verilen tarihlerden önce yapılmasının mümkün olmadığını belirtir.
Köy İhtiyar Heyeti Adalet Partisi İl Başkanına da uğrar ve aynı durumunu anlatır. "Şayet yol, su ve okul sorunlarımızı çözerseniz, köyce karar aldık seçimlerde oyumuzu size vereceğiz" derler. AP İl Başkanı eline telefonu alır, YSE Müdürüne selam sabahtan sonra durumu açar. Biraz sonra da "Müdür, yerinde su mu çıktı, derhal o köyün yoluna ve suyuna başla, yoksa tasını tarağını topla gidiyorsun" der. Karşı taraf herhalde, ‘emrin olur’ gibi bir şeyler söyler. Başkan ‘hah işte yola gel kardeşim, akıllı olun, halkın işini bitirin’ der ve telefonu kapatır ve köylülere "siz bize oyunuzu verin gerisine karışmayın" der. Seçim geçer, ne yol olur ne de su gelir ama oylar Adalet Partisi’ne gitmiştir. Köylüler, işin kandırmaca bir telefon olduğunu anlar, ama iş işten geçmiştir.
Seçim sonuçlarına bakıyorum, CHP’nin oy oranı şehir kesiminde yüksek ama kırsal alanda azalıyor, acaba nedenleri araştırıldı mı? Yine CHP’nin üye yapısına bakıyorum. Eğitim düzeyi yüksek olanlar çoğunlukta. Propagandalarımız mı yanlış, halka gidemiyor muyuz, hep akademik mi konuşuyoruz diye kendi kendime sorular soruyorum. Eski bir partili ve yönetimde bulunmuş bir kişi olarak araştırma yaptım. Yukarıda sade bir dil kullandığımızı ifade etmiştim. Ama kırsal kesimde yanlış konuşuyoruz, hep akademik konuşmalar oluyor, birbirimizin sözünü kesiyor, dinlemesini herhalde bilmiyoruz. Propagandalarımızın, söylevlerimizin yanlış ve yetersiz olduğu kanaatına vardım.
Halkın yanına gitmeliyiz, halkın isteklerini dinlemeliyiz. Bizim halkımız biraz disiplin ister, bakıyorum Genel Başkan bir konuşma yapıyor, milletvekili ayrı telden çalıyor, olmuyor kardeşim. Yukarda da izah ettiğim söylev birliği şarttır. Tüzük ve programa uyacaksın.
CHP olarak her şeyi Genel Başkana bırakmış, milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, il genel meclisi, örgüt siz neredesiniz? Sizlere halkım erişemiyor. Telefonla arayıp bulamayınca not bırakarak aranmamızı istiyoruz, aylar geçiyor dönmüyorsunuz. Biz halk olarak, hem iyi hem de kötü rolü oynayan, şeytanı bile şaşırtan bir politika izleyeni "seviyoruz" nedense... Bakınız Soma’da 301 kişi öldü, ne vaatler yapıldı, yerine mi geldi? Hayır ama Soma’nın oyu kime gitti?
CHP’lim zamanında aslan kesileceksin, zamanında da halkla kucaklaşacaksın.
Sayın Genel Başkanım, İl Başkanım, İlçe Başkanım: artık yeter deyip el birliğiyle genç, yaşlı, kadınlı, erkekli, yağmur, çamur, kış, soğuk demeden hep birlikte bir programla halkın karşısına çıkalım, ev ev, fert fert, bire bir temas fırsatı yaratalım, kadın kollarımızın kadınlarla bizzat ilgilenmesi gerekiyor. Halkımızla iç içe olmak için gönüllüler grupları oluşturalım, her grup 3 veya 5 kişi olsun, 10 grup kurduğumuz zaman ilçemizin köylerini 2 ayda taramış oluruz. Vatandaşla bire bir temas kurarak, ülkenin genel durumunu vatandaşa aktaralım ve çalışmalara seçim gelince değil şimdiden başlayalım. Eski yıllarda olduğu gibi seçim gelmiş çatmış, ne konuşacağını bilmeyen, köylünün dilinden anlamayan akademik konuşmalar yapan değil, halkın anlayabileceği şekilde konuşan, halkın ne istediğini bilen kişilere görev verelim, fedakarlık bekleyelim. Ben umuyorum ki 10 grup değil, 20 veya 30 grup çıkar gönüllü.
Açıkça ifade edeyim, ben, CHP’de ayağı yere basan, sabırlı, partiden menfaat beklemeyen, partinin tüzük ve programına gönülden inanmış kişileri CHP’li görürüm, Rant uğruna, makam için CHP’ye gelip de menfaatleri kesilince giden midecileri asla CHP’li kabul edemiyorum.