Din elden gidiyor!
Hamdi TOPÇUOĞLU Bilmem farkında mısınız, son yıllarda dinle yatıp dinle kalkar olduk
Milas Önder Gazetesi
Hamdi TOPÇUOĞLU
Bilmem farkında mısınız, son yıllarda dinle yatıp dinle kalkar olduk. Siyasal iktidarın Türkiye’yi fikren dönüştürme çalışmaları hızla devam ediyor.
Eğitimde 4+4+4 uygulamasının tek gerekçesi vardır. O da eğitimi dini temelli yapmak. İlk okuldan üniversiteye dön dolaş peygamber hayatı okutulmasının, daha okuma yazmayı öğrenmemiş çocuklara surelerin ayetlerin ezberletilmesinin bundan başka gerekçesi yoktur.
Geçenlerde Evrensel gazetesinde çocuğu ana okulundaki bir anneyle yapılan bir röportaj vardı. Kadın, “Çocuğum, durup dururken birden ‘Allahu Ekber, Allahu Ekber’ diye bağırıyordu, ben kısa kollu giyindiğimde ‘Anne çıplaksın git üzerine bir şey giyin, böyle günah’ demeye başladı” diye anlatıyor durumu.
Bu gayet doğal. Çünkü o yaştaki çocuğun muhakeme yeteneği son derece sınırlıdır. Kendisine ne verirsen onu kapar, kendisine sunulanın doğruluğunu ve yanlışlığını asla sorgulamaz. IŞID’in çocuk cellatlar kullanması da bundandır.
İhsan Eliaçık, son yıllarda İslam’ın hali pür melalini derinden değerlendiren bir din adamı.
Bir röportajında;
“Son yıllarda Türkiye’deki ortalama bir cemaatte sorgulanmamış eski İslam kültürüyle yetişen bir genç, 3 gömlek sonra IŞİD’cidir. Yarın Türkiye’de böyle bir ortamla karşılaştığı zaman, içindeki ‘Kafirleri öldürme, kafirlerin kanını helal görme’ hortlayacaktır. Bu potansiyel Türkiye’de vardır” diyor.
İnsanın bütün gelecek umutlarını alıp götüren bir öngörü.
Kendisi gibi Müslüman olmayan herkesi kafir olarak niteleyen insanların egemen olduğu bir ülkeyi düşünebiliyor musunuz?
Ülkemizin, put diyerek yanı başımızdaki antik kentlerin yerle bir edildiği, müzelerin yakılıp yıkıldığı, insanların tavuk gibi boğazlandığı bir ülke olma olasılığı, eminim aklı başında herkesi ürkütür.
Kimileri, “Yok canım! Bu memlekette öyle bir şey olmaz!” diyebilir.
Onlara da hemen anımsatalım: Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul’da katliamları yapan ya da yaptıranlar bu toprakların çocuklarıdır.
İslam’la terör yan yana getirilmemeli, demek kolay. İyi de bunu Fransa’da, ABD’de, Burkina Faso’da, Nijerya’da, Mali’de ardı ardına patlatılan bombalarla şaşırmış insanlara nasıl anlatacağız?
Daha birkaç gün önce Sultanahmet’te can veren Almanların yakınları bize ne kadar inanacak?
Bugün İslam dünyası değil de bir başka dinin dünyası kan revan içinde olsa biz ne düşünürüz?
“Eğer İslâm’ı Kur’ân’dan değil de Müslümanlardan öğrenseydim, eğer Kur’ân’dan önce Müslümanları tanısaydım asla Müslüman olmazdım” diyen Yusuf İslâm’a (Cat Stevens) kim ”Hadi oradan dönme!” deyip geçebilir?
Unutmayalım ki daha düne kadar bu ülkede “paralel yapı” yok, kendisini hizmete adamış bir cemaat vardı.
Bu üstün hizmet aşkıyla dolu gruba devletin tüm kapıları ardına kadar açılmış, devlet kesesinden milyonlar akıtılıyordu.
Başbakan, hizmet yargısının orduya kurduğu kumpasın savcısıydı.
Sevgili “Hizmet!” 17 – 25 Aralık aceleciliğini yapmayıp iktidarla sarmaş dolaş çalışmaya devam etseydi, bugün bu ülke nerede olurdu hiç düşündünüz mü?
...
“Din elden gidiyor!”
Bu ülkede, özellikle Tanzimat’tan sonra değişik gerekçelerle dillendirilen bir slogan.
Matbaa mı geldi!
Çıkarlarına dokunanlar bağırmış:
“Din elden gidiyor!”
Cumhuriyet mi kurulmuş, laiklik mi kabul edilmiş; slogan aynı.
Galiba bu sloganı en son kullananlardan biri de Rahşan Ecevit’ti. O da misyonerlik faaliyetlerine dikkati çekmek için “Din elden gidiyor!” demiş; Abdullah Gül de “İmam hatipler kapatılıyor” diye devreye girmişti.
Ya şimdi durum ne?
Galiba bu sözü ben söyleyeceğim:
Din, toplumların hayatını kolaylaştırdığı sürece, toplumların değerlerini yücelttiği sürece değerlidir.
Siz, dinin insanı daha iyi insan yapan değerlerini bir yana bırakırsanız, din kurumlarınız ve din adamlarınız “uçkur fetvaları”yla gün geçirirse, her nerede yaşarsa yaşasın suçsuz insanların din adına, özgürlük adına, vatan adına, namus adına katledilmeleri karşısında tepkisiz kalırsa din, gerçekten elden gider.
Devletin dini olmaz. Eğer din bir rejimin sultasına girerse, iktidarın hınk deyiciliğine soyunursa bundan en çok kendisi zarar görür.
Ne yazık ki Müslümanlık günümüzde tarihinde hiç olmadığı kadar siyasete bağımlı hale gelmiştir. Hangi İslam ülkesine bakarsak bakalım; siyasetçiler, iktidar mücadelesini İslam’ı kullanarak yapmaktadırlar.
Bizce bu işin sonu yok.
Bu kez din, bezirganları, baronları ve uçkur fetvacıları yüzünden gerçekten elden gidiyor.