“Düşüncenin özgürce açıklanmasının yanındayım”
ÖNDER Haber - İlimizde mesleğe ilk adımlarını atan genç avukatların Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde Muğla Barosu’nca düzenlenen ant içme töreninde bir konuşma yapan Muğla Baro Başkanı Cumhur Uzun,…
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
İlimizde mesleğe ilk adımlarını atan genç avukatların Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde Muğla Barosu’nca düzenlenen ant içme töreninde bir konuşma yapan Muğla Baro Başkanı Cumhur Uzun, imzacı akademisyenlere destek vererek, “Tamamına katılmasam da bu bildirinin açıklanmasını, bir kısım insanın düşüncelerini açıklamaları olarak görüyor ve bir hukukçu olarak, düşüncenin özgürce açıklanmasının yanında yer aldığımı ifade etmek istiyorum” dedi.
Muğla Baro Başkanı Avukat Cumhur Uzun, “Hukuk ve adalet, emek ister, çaba ister ve hatta bazen uğruna savaşmak ister. Hukuk ve adalet, uğruna bugün ne varsa ortada, bunlar yüzyıllar boyunca süren çaba ve uğraşlar sonucu elde edilen kazanımlardır. Tarihte Roma döneminden bu yana uğruna verilen yoğun mücadeleler sonunda insanlar haklarını kazanmış ve bu hakları günümüze kadar korumak uğruna yine mücadelelerini sürdürmüşlerdir. Bu kazanımların temel sağlayıcısı hep Avukatlar olmuştur. Hak arayıcısı, adalet savaşçısı olan avukatlar, bazen verilmeyen hak peşinde, bazen ihlal edilen bir hakkın korunmasında mücadele etmişlerdir. Sizler de biraz sonra edeceğiniz yemin ile, bu onurlu ve onurlu olduğu kadar zorluklarla dolu avukatlık mesleğinin birer temsilcisi olarak hak ve adalet arayışının yeni neferleri olacaksınız” sözleriyle başlayan konuşmasında daha sonra şöyle sürdürdü:
Herkes kanun
önünde eşittir
“Evrensel hukuk normlarını içselleştirebilmiş ve bu nedenle gerçek anlamda hukuk devleti olabilmiş ülkelerde herkes ama herkes kanun önünde eşittir. Bu eşitlik, mutlak anlamda bir eşitlik olup bu nedenle hiçbir kişi ya da kuruma bir diğerinden farklı ve ayrıcalıklı davranılamaz. Bu bağlamda, herkesin düşüncesini özgürce dile getirme, açıklama hakkı bulunmaktadır.
Düşünce özgürlüğü, düşüncenin özgürce açıklanması özgürlüğünü de içinde barındırmaktadır.
Yine düşünce özgürlüğü, sadece sizin duymak istediğiniz düşünceler için değil, bilakis, farklı fikirlerin de özgürce dile getirilebilmesi için vardır.
Eğer dünyanın yuvarlak olduğu düşüncesi açıklanamamış olsaydı, bugün dünyanın yuvarlak olduğu gerçeği bekli de hiç bilinmeyecekti. O tarihte dünya yuvarlak dediği için GALİLE’nin düşüncesini beğenmeyenler bu düşüncenin açıklanmasına tahammül edemeyip O’nu zindanlara atarak yaşamını karartmışlardır. Siz siz olun, sizin gibi düşünmeyenlerin de düşüncelerini özgürce söyleyebilmeleri için mücadele edin.”
Akademisyenlere destek
Uzun, konuşmasında daha sonra, düşüncenin mücadelesinin, karşı düşüncenin ortaya konması ile olacağına işaret ederek şunları söyledi:
“Bir düşüncenin mücadelesi, karşı düşüncenin ortaya konması ile olur. O düşüncenin susturulması ile değil. Ülkemizde geçtiğimiz günlerde bir grup akademisyen, düşüncelerini bir yazıyla imzalayıp yayınladırlar diye adeta linç edilmeye çalışıldılar. Haklarında soruşturmalar açıldı, görevlerinden alındılar ve dahası toplum nezdinde aşağılanarak itibarsızlaştırıldılar. Bu akademisyenlerin kaleme aldıkları bildiride yeralan düşüncelerine katılmıyor olabilirsiniz. Hatta düşüncelerine şiddetle karşı çıkıyor dahi olabilirsiniz.
Ben de bu bildiride yeralan düşüncelerin bazı bölümlerine katılmıyor ve o bölümlerin gerçekleri yansıtmadığını biliyorum.
Ancak tamamına katılmasam da bu bildirinin açıklanmasını, bir kısım insanın düşüncelerini açıklamaları olarak görüyor ve bir hukukçu olarak düşüncenin özgürce açıklanmasının yanında yer aldığımı ifade etmek istiyorum.
Bu bildiriden hemen sonra, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Sayın Başbakan, Sayın Hükümet Sözcüsü ve Hükümet yanlısı birçok siyasetçiden, bildiride imzası bulunan akademisyenlere hakaret dolu sözler söylendi. Bildiri eleştirildi.
Bildiriyi eleştirmek tam da düşünce özgürlüğünün bir başka görünümü olmakla birlikte, bu özgürlük, kimsenin hiçbir kimseye hakaret etmesine olanak vermemelidir.
Demokratik ve kendisini hukuk devleti olarak tanımlayan ülkelerde herkesin ama herkesin düşünce ve bu düşüncesini özgürce paylaşma hakkı vardır.
Düşünceyi sadece ülkeyi yönetenlerin açıklama hakkının olduğu ülkelerin demokratik ve özgürlükçü olduğu söylenemez.
Ülkemiz, insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde Cumhurbaşkanının, Başbakanın, hükümetin düşüncesini açıklama özgürlüğü ne kadar mümkün ise, o ülke vatandaşlarının herbirisinin de düşüncesini açıklama özgürlüğü en az yöneticilerinki kadar mümkün olmalıdır. Aksi halde düşünce özgürlüğünden bahsedilemez.
Bu duygularla hepinize daha özgür, daha mutlu, daha hoşgörülü, hukuk ve adalet dolu yarınlar diliyor, saygılar sunuyorum.”
Muğla Barosu yönetici ve üyeleri, genç avukatlar ile yakınlarının katıldığı ant içme töreninde konuşmaların ardından avukatlık mesleğine başlayacak olan Ramazan Özkan, Buse Ece Tire, İmren Koçar, Ahmet Çağdaş Sezer, Anıl Tabel, Aytül Özturan Yılmaz, Akif Yücel, Burak Çınaklı, Çağrı Şen, Kadir Bingöl ve Yaren Oktay avukat cübbelerini giyerek ant içtiler.
Ant içen avukatlara, “Avukatlık Ruhsatnameleri” Muğla Baro Başkanı Avukat Cumhur Uzun ve baro üyesi avukatlar tarafından takdim edildi. Ant içme töreni fotoğraf çekimleriyle son buldu.