Eğitim emekçileri grevle uyardı!

ÖNDER Haber - ‘Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na karşı Eğitim Emekçileri ‘1 günlük grev uyarısı’ yaptılar

Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber - ‘Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na karşı Eğitim Emekçileri ‘1 günlük grev uyarısı’ yaptılar... Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-İş üyesi eğitim emekçilerinin katıldığı grevde yapılan açıklamalarda, eğitim sistemindeki çarpıklıklar ve yolsuzluklara dikkat çekildi… Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-İş üyesi eğitim emekçileri daha sonra, saat 12.30’da Atatürk Anıtı önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptılar. Egitim Sen Açıklamada ilk konuşmayı Eğitim Sen Milas İlçe Temsilcisi Mustafa Ali Demirci yaptı. "Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasını, iş güvencemizin hedef haline getirilmesini ve eğitim yöneticilerini tasfiye planını kabul etmiyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Demirci daha sonra şunları söyledi: "Bugüne kadar eğitimde en temel ilkeler göz ardı edilerek sayısız yasal değişiklik yapan AKP hükümeti, attığı her adımda eğitimin, eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadığı sorunların daha da ağırlaşmasına neden olmuştur. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yıllardır kader ortaklığı yaptığı kesimlerle arası bozulan siyasi iktidar, ülkeyi hızla otoriterleştiren, yasama, yürütme ve yargıyı büyük ölçüde kendi iktidarının denetimine alan yasal düzenlemelerin ardından, eğitim sistemini tamamen denetimi altına almak için düğmeye basmıştır.   Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi sürecinde gündeme gelen, ancak içerdiği değişiklikle eğitim sisteminde büyük bir alt üst oluş yaratması kaçınılmaz olan "Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" eğitimde yaşanan sorunları daha da derinleştirecektir. Eğitim sisteminin acil çözüm bekleyen onlarca sorunu olmasına rağmen hükümet, yangından mal kaçırır gibi hazırladığı bir torba yasa ile eğitimi bir kez daha kendi çıkarları ve siyasal hedefleri doğrultusunda yeniden biçimlendirmek istemektedir. AKP iktidarı, meclisten hızla geçirmek istediği bu yasa tasarısı ile ataması yapılmayan binlerce öğretmenimizi bir kez daha güvencesizliğe mahkum etmek istemektedir. Bin bir zorlukla eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmenlere KPSS yetmezmiş gibi, şimdi de yeni bir sınav getirilmek istenmektedir. Tasarı ile aday öğretmenlere yeni bir sınav getirilmesi, sadece aday öğretmenleri ilgilendiren bir sorun değildir. Bu uygulamanın arkasında eğitimde esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma uygulamalarının daha da artması ve nihayetinde iş güvencemizin kaldırılması vardır. Yasa taslağı ile eğitimde yaşanan "piyasa merkezli" ve "siyasal kadrolaşmaya" dayalı dönüşümün son halkalarından biri daha tamamlanmak istenmektedir. Yıllardır tek taraflı ve dayatmacı uygulamaları ile eğitim sistemini yap-boz tahtasına çeviren AKP Hükümeti, eğitimde 4+4+4 dayatmasının yasalaşması sürecinde olduğu gibi, bu son hamlesi ile eğitim sistemini her açıdan denetim altına alarak, farklılıkları yok sayan, itiraz edenlerin ötekileştirileceği ya da sürgüne gönderileceği bir yapı oluşturmak istemektedir. Bugüne kadar yaşananlar, Eğitim Sen’in eleştiri ve itirazlarında ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Siyasi iktidarın tüm toplumu ve eğitim sistemini kendi siyasal ideolojik çizgisinde yeniden biçimlendirme uygulamalarına karşı dün olduğu gibi, bugün ve gelecekte de aynı kararlılıkla duracağımız bilinmelidir. Eğitim Sen olarak dün olduğu gibi bugün de eğitimde ırkçı, gerici, piyasacı uygulamalara ve siyasi kadrolaşma girişimlerine, eğitimin ticarileştirilmesine, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına, iş güvencemizin gasp edilmesine karşı sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız bilinmelidir. TBMM’ye sunulan kanun taslağına karşı mücadeleyi ortaklaştırmak için sendika ayrımı yapmadan, bu düzenlemeden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenecek bütün eğitim ve bilim emekçilerini birlikte hareket etmeye ve hükümetin baskıcı, otoriter ve dayatmacı politikalarına hep birlikte dur demeye çağırıyoruz. Meclis gündemindeki yasa tasarısının derhal geri çekilmesini ve toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi eğitimde de tekçi ve dayatmacı uygulamalara son verilmesini istiyoruz." Türk Eğitim Sen Demirci’nin ardından, Türk Eğitim-Sen tarafından hazırlanan basın açıklamasını okuyan Muzaffer Kafalı; "Milli Eğitim Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Milli Eğitim Komisyonunda kabul edildi. Bu yasa tasarısının çok tehlikeli olduğunun anlatılmasına, komisyonda sakıncalarının bir bir dile getirilmesine rağmen Hükümet yine bildiğini okudu. 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, okul yöneticilerinin kaderinin Valilerin, İl Milli Eğitim Müdürlerinin iki dudağı arasına bırakılması, okul yöneticilerinin atanmasında siyasi partilerin yöneticilerinin etkili olması, iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere getirilen uygulamalar ile iktidarın kendi yandaşlarını öğretmen olarak atamasının önünün açılması, eğitimde korkunun hâkim kılınması, okulların siyasallaştırılması, sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu barındıran bu yasa tasarısını şiddetle ve nefretle kınıyoruz" dedi. Eğitim İş Eğitim-İş adına basın açıklamasını okuyan Mustafa Emekli ise; "Bugün başta öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, fiziki ortam yetersizlikleri, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlar ve birçok plansız uygulamalar sonucunda eğitim sistemimiz çökertilmiştir. AKP'nin 12 yıllık iktidarı süresince, orta ve yüksek öğretime geçişte eleyici, ezbere dayalı, elit bir geçiş sistemi desteklenmiş, dershanecilik teşvik edilmiş ve çözüm olarak ortaya atılmıştır. Ekonomik alanda olduğu gibi, önce boz sonra özelleştir anlayışı şimdi de en temel insan hakkı olan eğitimde gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Eğitim tarihinin en büyük tasfiyesine yol açacak, özelleştirmeci ve yerelleştirmeci yasa tasarısının bugün TBMM Genel Kurulunda görüşülerek yasalaşması beklenmektedir. 652 sayılı KHK ile bir yandan eğitimden Atatürk ve ulusal değerleri çıkaran AKP iktidarı diğer yandan da eğitimi özelleştirmenin alt yapısını hazırlamıştır. Ardından 4+4+4 eğitim sistemi ile Cumhuriyet'in kuruluş temellerinden biri olan "Öğretim Birliği" ortadan kaldırılmıştır. Şimdi de bu yasa tasarısı ile eğitimi, uluslararası sermayeye altın tepsi içinde sunarak peşkeş çekmektedir. Tasarının yasalaşması durumunda, kamusal eğitim alanı daha da daralacak, eğitim kamusal bir hizmet olmaktan çıkacaktır. Devlet okullarında eğitimin niteliğini bilinçli olarak düşüren Hükümetin dershaneleri kapatma planının ardındaki amaç, özel öğretimi özendirmek ve özel okulları doğrudan kamu kaynaklarıyla destekleyerek eğitimi piyasa koşullarına sunmaktır. Getirilmek istenen düzenleme ile 1 Eylül 2015 tarihine kadar özel okula dönüşme taahhüdünde bulunan dershanelere Hazine taşınmazları üzerinde eğitim tesisi yapmaları için kamu arazilerini 25 yıllığına bedelsiz kullanma hakkı verilecek. Ayrıca hazine arazisi üzerindeki Milli Eğitim Bakanlığına ait okullar, okulların ek binaları on yıla kadar kiraya verilebilecek. Bugün Meclis'te görüşülecek yasa tasarısı ile sayıları 100 bini bulan yönetici kadroları görevden alınacak, 4 yıl kısıtlaması ve valilere hiçbir kriter gözetmeksizin sadece yandaş yönetici atama yetkisi verilerek iktidarlarla gelen ve giden kadrolar oluşturulacak, işletmeye dönüştürülen eğitim kurumları çökertilerek CEO'ların atanmasının alt yapısı oluşturulacak" dedi. AKP Yasanı Al Başına Çal! Açıklamalar sırasında ‘Birleşe Birleşe Kazanacağız", "Genel Grev Genel Direniş", "Yandaşa değil Eğitime Bütçe", "Sözleşmeli Köle Olmayacağız", "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek", "Paralel Dediniz Paraları Yediniz", "Köle Değil Eğitimciyiz" gibi sloganlar atılırken, kitlesel basın açıklaması, çalınan, Yuh Yuh, Deniz Üstü Köpürür, Bilal oğlan, Hadi Gari, Yolun Sonu Görünüyor gibi ‘manidar’ müzikler eşliğinde çekilen halaylarla sürdü. Bu arada, sendikalar tarafından ayrıca bir ortak basın metni de dağıtıldı. Eğitim Emekçilerinin sendikal mücadele sürecinde önemli bir buluşmayı belgeleyen bu ortak açıklama metnini, yarınki gazetemizde yayınlayacağız.