‘Emekliler bu seçimde kime oy verecek?’
A.Kemal KAŞKAR -
24 Haziran seçimlerine hızla yaklaştığımız şu günlerde, meslek odaları, sendikalar gibi sivil örgütlenmelerden peşpeşe açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Bu baskı grupları arasında en önemlilerinden biri olan ‘emekliler’ de 16 yıllık AKP iktidarının ardından 24 Haziran’ın yeni ve emekliden yana bir dönem’ olmasını istiyorlar.
Bu yönde bir açıklama yapan DİSK Tüm Emekliler Sendikası (Emekli Sen) Genel Başkanı Salman Hürkardeş, “Anayasa referandumunda, adalet yürüyüşünde ve Gezi’de olduğu gibi ‘HAYIR’ cephesini amasız fakatsız güçlendirerek sistemden, hükümetten, tek adam diktatoryasından şikayetçi olan tüm katmanların güçbirliğiyle bu ablukanın aşılacağına inancımız tamdır” dedi.
Emekli Sen Milas Temsilciliği tarafından gazetemize iletilen açıklama şöyle …
16 yıldır iktidar olan AKP ülkeyi darbe dönemlerinden farkı olmayan antidemokratik uygulamalarla yönetmeye çalışmaktadır. 15 Temmuz darbesi gerekçesiyle ilan edilen OHAL, iki yılı da geride bırakmıştır. Çıkarılan KHK’lerle ve sudan gerekçelerle binlerce kişi görevinden alınarak mağdur edilmiştir.
Basın kuruluşları baskıyla yandaşlara sattırılmış, yüzlerce gazeteci, aydın ve öğretim görevlileri hapislere atılmış, şiddet ve korku salarak toplum sindirilmeye çalışılmaktadır.
Yapılan Anayasa değişikliğiyle tek adam diktatörlüğü ilan edilmiş, Meclis devre dışı bırakılmış, Bakanlıklar adeta sekreteryaya dönüştürülmüş, Yargı iktidar partisinin yörüngesine getirilmiş, hukuk sistemi tamamen değiştirilmiş, kişiye göre karar veren bir organ haline getirilmiş, Üniversiteler en son bölme uygulamalarıyla işlevsiz, bilim üretemez duruma getirilmiş, İşçi ve emekçi kesimlere kaşıkla verilen sadaka zamları ilk aydan itibaren kepçeyle geri alınmıştır.
İş kazalarına (16 yılda 21 bin kişi yaşamını yitirdi) yönelik duyarsızlıklar (Soma’da katledilen 301 madencinin davası bitmedi, sorumluları belli değil), Kamu mallarının yandaşlara peşkeş çekilmesi devam etmektedir (en son satılan şeker fabrikaları).Cemaat vakıflarında çocukları istismar edenlerin elini kolunu sallayarak sokaklarda gezdiği, günde ortalama bir kadının öldürüldüğü ve suçluların himaye gördüğü, kimsenin can güvenliğinin olmadığı güvencesiz bir ortamda yaşamaktayız. Ülkedeki bu olumsuzluklara rağmen dış politikada da bütün komşularla kavgalı duruma getirilmiş bir politika ve sonuç olarak Irak ve Suriye’de iflas eden bir dış politika, Emperyalist ABD ve işbirlikçilerinin İsrail’le beraber 14 Mayısta silahsız Filistinlilere ateş etmeleri sonucu 60 kişiden fazla insanın ölümüyle devam eden çatışmalara karşı dünya ülkelerinden ve özellikle İslam ülkelerinden, ülkemiz de dahil olmak üzere ciddi bir yaptırımın yapılmaması yaşadığımız kaos ortamının kısa bir özetidir.
Bu nedenle diyoruz ki ABD ve İsrail’le yapılan tüm ticari ve askeri anlaşmalar derhal feshedilmelidir. 2018 yılı bütçesi hazırlanırken, 66 milyar liralık açığın % 86’nın vergiden ve toplanan vergilerin de % 60’ının dolaylı vergilerden oluştuğunu belirtmiştik. Ayrıca bütçe kalemlerinde; Cumhurbaşkanlığı, Milli Savunma, İçişleri, Jandarma, Emniyet, MİT ve Diyanet’in bütçeleri ortalama % 27 artış yaparken, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı ortalama bütçeleri % 11 oranında arttırılmıştır. Bu tablo da gösteriyor ki 2018 yılının % 30-40 zam yılı olacağı ve Irak ve Suriye’deki askeri harekatlar da savaş yılı olacağının göstergesiydi. Seçimlere yönelik rüşvet niteliğinde emeklilere verilen bin liraya kimse kanmayacaktır.Zaten verilen zamların daha fazlası geri alınmış durumdadır.Sağlık (şehir hastaneleri), Ulaşım (yol ve köprüler) garanti kapsamında yandaş firmalara verilmiş ve geçmediğimiz yolların, yatmadığımız hastanelerin parası bizlerden alınmaktadır.
Nisan 2018 itibariyle Türk İş’in araştırmasına göre Açlık sınırı bin 680, Yoksulluk sınırı: 5 bin 473 TL. Bir kişinin ihtiyaçları: 2 bin 73 TL’dir. Emekliler ve emekçi kesime verilen % 3.5 - 4 oranındaki zamlar yılın ilk aylarında erimiş ve bu maaşlarla pastadan alınan payda gittikçe küçülmüştür. Ortalama bin ve 2 bin TL. maaş alan emeklilerin sayısı açlık sınırının altında kalan miktarı, son fiyat artışlarıyla günden güne artmış ve 7 milyon’u geçmiştir. OHAL koşularında alınan bu baskın seçimin amacının, topluma baskı yaparak, korku salmak, sindirmek ve bir kez daha iktidarı ele geçirmek olduğunu artık herkes bilmektedir.Seçimlerde devletin bütün olanakları kullanılırken ve bir Cumhurbaşkanı adayı hapiste tutulurken adaletli bir seçim yapılacağından hiç kimse bahsedemez ve kimseyi de inandıramazlar.
Emekliler bu seçimde kime oy verecek?
Ülkemizin yukarıda çizilen siyasi tablosuna göre emekliler olarak:
-Seçim beyannamelerinde; emeklilere sendikal hakları yasal güvenceye alacak, emeklileri taraf kabul edecek ve yüzdelik zam değil, Toplu sözleşme yapacak partileri,
-Savaşa değil emekliye, emekçiye insanca yaşayabilmesi için bütçeden pay ayıran, yurtta ve dünyada barışı savunanlara,
Kimseyi ötekileştirmeyen, adalet, barış ve demokrasiyi savunan, temel tüketim mallarından vergi alınmamasını, dolaylı vergilerin azaltılmasını savunan,
-Sağlıkta kesintilerin kaldırılmasını, ‘Parasız Sağlık ve Eğitim’i savunan,
-Gelirde ve paylaşımda adaletin sağlanmasını savunan,
-“Tek Adam” değil ‘Demokratik, Çoğulcu Parlamenter Sistemi ve Kuvvetler Ayrılığına, Laik, Özgür, Eşit Yurttaşlık Hakkını savunan ve bu iddialarında samimi olan yapı ve blokun desteklenmesini uygun buluyoruz.
Anayasa referandumunda, adalet yürüyüşünde ve Gezi’de olduğu gibi “HAYIR” cephesini amasız fakatsız güçlendirerek sistemden, hükümetten, tek adam diktatoryasından şikayetçi olan tüm katmanların güçbirliğiyle bu ablukanın aşılacağına inancımız tamdır.
Bu nedenle, başta emekli örgütleri olmak üzere tüm Emek ve Demokrasi güçleriyle, bulunduğumuz yerellerde işbirliği yaparak mevcut ablukayı hep beraber kaldıracağız. Saygılarımızla.