“Gazetecilik geriledi!”

ÖNDER Haber - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası  (TGS) ile birlikte Cemiyet’in Burhan Felek Konferans Salonu’nda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla, “10 Ocak Çalışan Gazetecinin Sorunları ve…

Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası  (TGS) ile birlikte Cemiyet’in Burhan Felek Konferans Salonu’nda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla, “10 Ocak Çalışan Gazetecinin Sorunları ve Basın Özgürlüğü”konulu bir toplantı düzenledi. TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı, Balotaj Kurulu Sekreteri Haşmet Yavuz, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, gazeteci Şükran Soner’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci, akademisyen ve avukatın katıldığı toplantının açılışını yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, 10 Ocak 1961 tarihinde 212 sayılı basın yasasının yürürlüğe girdiğini anımsatarak, “10 Ocak 1961, geniş haklar elde ettiğimiz bir gün. O dönemde gazeteciler anlamlı eylemlere imza atmış. Örneğin patronlar 3 gün gazete çıkarmama eylemi yapmış.  Sonrasında da sendikanın öncülüğünde çalışanlar el birliğiyle gazete çıkarmışlar. Şimdi ise dayanışma yok. 2016’ya geldiğimizde yasamızla elde ettiğimiz hakları kullanma açısından ciddi sorunlar yaşıyoruz” dedi. “Gerçekler yazılmıyor” Toplantıda ilk sözü alan TGC Başkanı Turgay Olcayto şunları söyledi: “Gazeteciler üzerinde 2008 yılında beri başlayan yoğun bir baskı var. Türkiye’de gazetecilerin hapse atılması ayıbı bir türlü bitmiyor. Çağdaş ülkelerde, bir gazetecinin bile hapiste olması problemdir, tartışılır, günlerce konuşulur. Bizde 30 gazeteci içerde ama kamuoyunun ilgisini çekmiyor. Bugüne baktığımızda da iktidar ağızlı bir basın var. Tek parti döneminde Türk Basın Birliği’nin istemediği gazeteci, gazetecilik yapamazdı. 1946’da demokrasiye adım attığımızda cemiyetler kuruldu. 1961’de 212 sayılı yasa çıktı. Bu yasa; peşin maaş almayı, tazminat almayı, toplu sözleşme yapılması gibi belirli bir takım güvenceler sağladı.  212 sayılı yasa bugün halâ, çalışan gazetecilerin en büyük güvencesidir. Bugün gazeteciler arasında büyük bir bölünme var. Dağınıklık var. Ne kadar bölünük olduğumuzu, ne kadar bizi araçsallaştırdıklarıyla görebiliriz. 5 Sendika var ve sadece yüzde 3,5.  30 meslektaşımız cezaevinde. Bugün gazeteler küçülüyoruz diyerek gazeteci işten çıkartıyor. Güneydoğu’da gazeteciler mesleklerini yaparken çeşitli güçlüklerle karşılaşıyorlar. Örgüt propagandası yapmak, cumhurbaşkanına hakaret etmek suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor. Haberler karartılıyor. Haber yasaklanıyor. Haber olarak yazılamayan haberler peşinde koşuyoruz. 10 Ocak, çok kısa bir süre önce sevinçle bayram olarak kutlanan bir gündü. Bugün ise 212’nin çok az kullanıldığı, çeşitli şekillerde yok edildiği bir gün yaşanıyor.” “Gazetecilik geriledi” TGS Genel Başkanı Uğur Güç, konuşmasına, 20 yıl önce öldürülen gazeteci Metin Göktepe’yi anarak başladı ve şunları dile getirdi: “Metin Göktepe, davası ilden ile dolaşmıştı. Ama gazeteciler meslektaşlarına sahip çıkarak bu davayı izledi. Dayanışma örneği gösterdiler. 20 yıl önce gösterdiğimiz bu dayanışmayı maalesef bugün hiçbir alanda bulamıyoruz. Bugün toplanma sebebimiz olan 10 Ocak günü, 212’nin yasallaşmasının yıldönümüdür. Fakat biz 10 Ocak’ı bayram olarak kutlayacak durumda değiliz. Gazeteciler; işsiz, cezaevinde, baskı altında, bir nevi iktidara iliştirilmiş bir gazetecilik örneği sergiliyorlar. Buna direnen, karşı çıkan gazeteciler var. 1990 yılında sendikalar yaygın medyadan çıkarıldı. Gazete patronları sendikasız çalışmayı bir gelenek haline getirdi. Artık gazetelerde şahsi sözleşmeler patronların istediği ve istemediği haberlere göre düzenleniyor. 1961’den bu yana geçen zaman gazeteciliğin ilerlemesi gerekirken, patrondan izin almadan hiçbir haberi yazamayacak duruma gelindi. Bütün bu yaşananların sorumlusunun, tamamen biz gazetecilerin olduğunu söyleyebiliriz. Bugün 7 bin gazeteci işsiz. Sektördeki işsizlik yüzde 30’lara varmış durumda. Sansür, oto sansür ve davalar geçtiğimiz yıla damgasını vurdu.  Neticede biz birbirimize destek olmalıyız. Dayanışma içinde olmalıyız. Sendikalı olmalı, patron baskılarına karşı editöryal bağımsızlığımızı kazanmalıyız.” “2015 yılında 25 binden fazla siteye erişim engellendi” Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sosyal medyaya yönelik engellemelerle ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’de bugüne kadar 100 binden fazla siteye erişim engellendi. Erişim engelleme kararlarının yüzde 92’si TİB tarafından verildi. Sadece 2014 içinde TİB’in 35 binden fazla erişim engeli var. 2015 yılındaysa 25 binden fazla engelleme kararı verilmiş. Engelleme kararlarıyla ilgili resmi istatistikler Mayıs 2009’dan beri kamuoyuyla paylaşılmıyor.  Buna ilişkin açtığım dava da 2009’dan beri sürüyor. Hükümet interneti düzenleyen 5651 sayılı yasayı çıkardığında amaç çocukları korumaktı. Madde 8 ile çocukları koruma ile ilgili düzenlemeler yapıldı. Ancak 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra 5651 Sayılı Kanunun kapsamı derhal genişletildi.  Madde 8A ile hükümeti koruma, madde 9 ile kişilik hakları, madde 9A ile özel hayatın gizliliği eklendi. Bu düzenlemelerle, 25 binden fazla URL adresine erişim engellendi. Bu engellemelerin 900’den fazlası twitter, 600’den fazlası Facebook ve 300’den fazlası YouTube ile ilgiliydi. Ankara Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından verilmiş binden fazla, İstanbul Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından verilmiş iki binden fazla erişim engelleme kararı olduğu biliniyor.  Erişim kararlarının 60’dan fazlası T24 ile ilgili, 25’den fazlası Diken.com.tr ile ilgili. 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümeti koruma amacıyla eklenen 8A maddesi siyasi bir susturucu olarak kullanıldı. Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği tarafından 53 farklı 8A kararı verildi. Tüm Kürt haber siteleri ve muhalif sitelere erişim de engellendi. Sonuç olarak, toplamda;  275 web sitesine, 82 haber linkine, 871 Twitter hesabına, 159 tweet’e, 55 Facebook sayfasına, 109 YouTube videosuna ve 20 diğer içerik olmak üzere 1570 farklı internet adresine erişim engellendi.  DİHA 26 defa, Sendika.Org 8 defa erişime engellendi. Azadiya Welat, Yüksekova Haber, Özgür Gündem, Rudaw, Fırat Haber Ajansı, ETHA, Roj News, JINHA, Jiyan ve Siyasi Haber sitelerine de 8A kapsamında erişim engellendi. Biz bu kararlardan 21 tanesine itiraz ettik, hepsi reddedildi.  Anayasa Mahkemesi’ne “kullanıcı sıfatlı” olarak kendi adımıza 14 farklı başvuru yaptık. Hepsinin birleştirilmesini ve derhal karar verilmesini talep ettik. 2015’te  1 Ocak -30 Haziran tarihleri arasında tüm dünyada engellenen 2534 tweetten 1667’sinin Türkiye’ye ait yasaklama olduğunu gördük.”