“Gazi ve Ümraniye katliamlarını unutmadık unutturmayacağız!”

Adem KANKAYNAR -

Milas Önder Gazetesi

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Milas Şubesi tarafından yapılan açıklamada; 23 yıl önce, 12 Mart 1995 tarihinde İstanbul Gazi Mahallesi’nde meydana gelen saldırıda hayatını kaybeden Alevi Dedesi Halil Kaya ve aynı saldırıda yaralanan 25 kişinin faillerinin halâ bulunamadığına dikkat çekilerek, “Bu saldırganların kim oldukları asla ortaya çıkmadı ya da çıkarılamadı” denildi. 

PSAKD Milas Şubesi’nin;, ülkemiz tarihine “Gazi ve Ümraniye Katliamları” olarak geçen toplumsal olayların 23. yılında, Şube Başkanı Akif Özbilge imzalı açıklamasında daha sonra şöyle denildi:

Gazi halkı, devlet destekli bu kontrgerilla saldırısını protesto etmek için mahalle karakoluna doğru yürüyüşe geçti. Halkın yürüyüşe geçmesiyle birlikte polis halkımızın üzerine ateş açtı. Bu saldırıda bir yurttaşımız daha hayatını kaybetti. Ertesi gün saldırıyı protesto etmek için binlerce yurttaş İstanbul’un her yerinden Gazi Mahallesi’ne geldi. Halk tekrar yürüyüşe geçti. Burada polis vahşi bir şekilde halka saldırdı ve 15 yurttaşımızı katletti. Bunun üzerine İstanbul’un ve Türkiye’nin birçok yerinde halkımız yaşanan bu katliamı protesto etmek için sokağa çıktı. 15 Mart’ta Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde polisin halkımıza ateş açması sonucu 5 yurttaşımız daha katledildi. Bu şekilde 12 - 15 Mart tarihleri arasında devam eden saldırılarda onlarca insanımız katledildi, yüzlercesi yaralandı.

12 - 15 Mart 1995 tarihlerinde bütün dünyanın gözü önünde Alevi halkımıza karşı kontrgerilla çetelerinin ve devlet güçlerinin işbirliğiyle vahşi bir katliam gerçekleştirildi. Bizler Aleviler olarak kontrgerilla çetelerinin ve devlet güçlerinin işbirliğine dayalı bu katliam pratiğini daha önce Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da ve Sivas’ta yaşadık. Gazi ve Ümraniye katliamları Alevilere dönük yüzyıllardır devam eden katliamların ve yok etme politikalarının bir devamıdır. Ama bizleri yok etmeyi hedefleyen bu gerici, faşist ve inkarcı zihniyet yüzyıllar boyunca gerçekleştirdiği bütün katliamlara rağmen bizleri yok etmeyi başaramadı.

Evet; bizleri yok edemediler. Aleviler dün vardı, bugün de vardır. Aleviler dün olduğu gibi bugün de haksızlığın karşısında, mazlumun yanında asla boyun eğmeden mücadele etmektedirler. Çünkü biz Aleviler, canları pahasına haklı davalarından vazgeçmeyen Hüseyin’in, Hallac-ı Mansur’un, Baba İshak’ın, Baba İlyas’ın, Şeyh Bedrettin’in, Nesimi’nin, Şah Kalender’in ve Pir Sultan’ın torunlarıyız. Onların cesaretle ölümün üstüne yürüyerek yaratmış oldukları direniş geleneğinin mirasçılarıyız.

İşte tam 23 yıl önce Gazi ve Ümraniye’de halkımız bu direniş geleneğinin mirasçısı olmanın bilinciyle zulmün karşısına dikildi. Günlerce saldırıya uğradılar, yaralandılar, öldürüldüler ama asla boyun eğmediler.

Katliamı başlatan saldırıyı gerçekleştiren kontrgerilla çete mensupları hiçbir zaman bulun(a)madı. Hedef gözeterek birçok insanımızı katlettikleri görüntülerle ve adli tıp raporlarıyla açıkça kanıtlanan katil polislere göstermelik cezalar verildi. Elbette bu ülkede Alevi katliamı yapmanın mutlaka bir ödülü vardı. Katliamı gerçekleştiren devlet yetkilileri milletvekili ve hatta bakan yapılarak ödüllendirildi. Diğer yaşadığımız katliamlarda olduğu gibi bu katliamda da devlet, katilleri koruyup kolladı. Ancak ne yapılırsa yapılsın, bizler bu katliamın hesabını mutlaka soracağız. Davanın bu şekilde üstünün kapatılıp unutturulmasına izin vermeyeceğiz. 23. Yılında Gazi ve Ümraniye’de bütün saldırılara, baskılara ve katliamlara rağmen Pir Sultanların direniş geleneğini canları pahasına yaşatan ve bu uğurda katledilen tüm Şehitlerimizi saygıyla anıyor, direnen halkımızı selamlıyoruz. Gazi ve Ümraniye katliamlarını unutmadık unutturmayacağız!”