“Her türlü askeri ve sivil darbeye karşıyız”
ÖNDER Haber -
CHP Milas ilçe örgütünün yönetici ve partililerin katılımıyla her hafta Salı günü parti binasında gerçekleştirilen buluşmanın sonuncusu dün saat 11 sıralarında yapıldı. Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Başkan Yardımcısı Zeynep Mat, Belediye Meclis Üyeleri ve partinin ilçe yönetim kurulu üyeleri ile partililerin katılımıyla gerçekleşen buluşma sırasında ilçemizde uzun yıllar öğretmenlik ve yöneticilikler yapan ve emekli olan Mehmet Ateş’e de parti rozeti takıldı.
Etliye, sütlüye
karışmadan yaşam
mümkün değil
Mehmet Ateş öğretmen ile uzun yıllar birlikte çalıştığını belirten CHP İlçe Başkanı Suat Özcan, “Eğitimin her türlü cilvesini yaşadık, acısını, tatlısını tattık. Tabii bir gün geliyor ve emekli oluyorsunuz. Ama ülkemizin içinde bulunduğu durum ve yaşadıklarımız, bizlerin emekli olup da bir köşede oturmasına el vermiyor. Etliye, sütlüye karışmadan bir yaşam tarzı seçmemiz mümkün değil. Mehmet Ateş arkadaşımız da böyle yaptı. Ve artık üyeliğimizin resmiyete dökülmesi için adım atıldı. Ben kendisini emekliliğinden dolayı kutluyor, bundan sonraki yaşamında sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. CHP, ülke demokrasisi için sürekli mücadele veren bir partidir. Kendisi artık bu partinin mensubu olacak” dedi.
Çok iyi bir CHP’li
Ateş’in partiye katılımının kendisini çok mutlu ettiğini belirten Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat ise, “Çok sevindiğim ve heyecanlandığım bir gün oldu. Mehmet Ateş ile birlikte uzun zamandan beri parti adına çalışıyorduk. Değerli bir arkadaşımızı kazandık. Kendisini çok uzun yıllardan beri tanıyorum. Kendisi çok iyi bir dost, idareci, öğretmen ve sendikacı. Çok da iyi bir CHP’li. Bizlerin her türlü çalışmasında gönüldaşımızdı. Biz de mümkün olduğunca onu kendi çalışma alanında yalnız bırakmamaya çalıştık. Partimiz iyi bir üye daha kazanmış oldu. Üyelerimize, gençlerimize çok önemli katkıları olacaktır. Hem partimize hem kendisine hayırlı olsun” dedi.
İnşallah katkımız olacak
Çok küçük yaşlardan beri kalbinde büyüttüğü CHP’nin artık rozetini yakasında taşıyacağını belirten Ateş ise, “Bürokrasiyle işimiz artık bitti. Bundan sonra CHP’nin resmi bir üyesi olmaktan mutluluk duyacağım. İnşallah partimizin çalışmalarına katkılarımız olur” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Ateş’e rozeti Belediye Başkanı Tokat ve İlçe Başkanı Özcan tarafından takıldı.
Darbe girişimi ‘oldu-bitti’
diyerek geçiştirilecek
bir konu değil
Rozet töreninin ardından partililere hitaben darbe girişimi ve sonrasını değerlendiren bir konuşma yapan İlçe Başkanı Özcan, “15 – 16 Temmuz gecesi, bugünlerde bizleri oldukça bunaltan yaz sıcaklarından da sıcak bir geceydi. Ülkemizin kuruluşu cumhuriyet ve değerleri parlamenter sistem ve demokrasiye karşı askerin içinde yuvalanmış, örgütlenmiş, milli eğitim, yargı, üniversiteler, medyadan destek almış bir örgütlenmenin ülke idaresini ele geçirme amaçlı bir darbe girişimini yaşadık. İlk saatlerden itibaren genel başkanımız bir açıklama yaparak her tülü darbeye karşı olduğumuzu ve demokrasiye sahip çıktığımızı söylemiş, demokrasi tarafının darbe girişimlerine karşı yapacağı her türlü eylem ve harekete destek vereceğini açıklamıştı. Darbe girişimi ‘oldu-bitti’ diyerek geçiştirilecek bir konu değil bu. Yıllardır askerin, polisin, milli eğitimin, üniversitelerin, öğrenci yurtlarının içerisinde örgütlenmiş, yuvalanmış olanlar darbe girişiminde bulundular. Bu durumda, geçmişten gelen iktidarların desteği ve zafiyeti bulunmakta. Bugünlerde de aynı durum söz konusu. Toplumun kamplara ayrılması, gergin ve nefret dolu söylemler, istihbarat alanındaki yetersizlik ve ekonomik sıkıntılar, uluslararası sıkıntılar, darbe girişimine doğru hızla gidilen unsurlar olmuştur. Yani ülkemizin yönetilmesinin hemen hemen zayıf olduğu durumlarda darbe girişimleri yaşanmıştır. Bundan sonraki süreç daha önemlidir. Toplumu birleştirici ve bütünleştirici, liyakat sistemini ön plana çıkaran, devlet kademelerinde bulunanların bilgi, becerilerine bakarak işe alınmaları, yükseltilmeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Biz bunları yeni yeni söylemiyoruz. Sürekli dile getirdiğimiz şeyler” dedi.
Cumhuriyetin tehlikeye
girmemesi için
Açıklamasında draha sonra, bir bütün olarak, tüm dünyanın duyabilmesi için Taksim’de demokrasi mitingi düzenlendiğini anımsatan Özcan, “Ülkemizin her yerinden partililerimiz ve belediye başkanlarımız ve milletvekillerimiz bu mitinge katıldı. Demokrasi ve cumhuriyete sahip çıkıldığını, çıkılacağını ve bundan sonraki süreçte demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini, güçlendirilmesinin nasıl yapılacağı ‘Taksim Manifestosu’yla bir kez daha haykırıldı. Ben buraya katılan herkese teşekkür ediyorum ve kutluyorum. Ülkemizin ihtiyacı olduğu bir durumdu bu. Cumhuriyeti korumak, yaşamasını sağlamak yetmiyor. Cumhuriyetin tehlikeye girmemesi için demokrasinin güçlenmesi ve oturması gerekiyor. Bu da demokratik örgütlenme, adalet, hukuk, yargı, medya bağımsızlığından geçiyor. Biz her türlü askeri ve sivil darbeye karşıyız” dedi.
Savunmaya devam
edeceğiz
Yaşanan darbe girişiminden sonra ülkemiz genelinde OHAL ilan edildiğini de belirten Özcan, “İnşallah belirlenen bu süreç fazla uzatılmaz ve demokratik sisteme yeniden geri döneriz. Bu ülkenin değerlerini dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunmaya devam edeceğiz. Daha güzel bir ülke, daha demokrat bir ülke, daha refah içinde bir ülke temenni ediyoruz” dedi ve konuşmasını ‘Taksim Manifestosu’nu okuyarak sonlandırdı.
‘Taksim Manifestosu’
CHP tarafından yayınlanan 10 maddelik Taksim Manifestosu şöyle:
1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento darbeyi püskürtmüştür. Bu girişimin sorumlularını kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur.
3- Her türlü darbeye karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ‘ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi’ demeliyiz.
4- Darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
6- Bu darbe girişimi anayasada, yasama, yürütme ve yargı olarak yeralan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denetleme işlevinin güvencesi olduğunu ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon gibi davalarda mağdur edilen insanların itibarlarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Girişim, devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında, bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz.
9- İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları, bu ülkenin meydanlarında özgürce gezebilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye darbe hukukundan arınmalıdır.
10- Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. Girişimde bulunanlar, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. İşkence, kötü muamele, tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.