İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır
Dursun GİRGİN Dostlarım merhaba… Geçen gün Sayın Muhammet Tokat’a yapılmakta olan altyapı hizmetleri için bir siyasi eleştiri yazısı okudum, hem üzüldüm hem sevindim
Milas Önder Gazetesi
Dursun GİRGİN
Dostlarım merhaba…
Geçen gün Sayın Muhammet Tokat’a yapılmakta olan altyapı hizmetleri için bir siyasi eleştiri yazısı okudum, hem üzüldüm hem sevindim. Önce niye üzüldüğümü ifade edeyim…
Herşeyden önce bizler de zaman zaman Sayın Belediye Başkanımızı eleştiriyoruz. Çünkü bizler insaf ölçüleri içinde eğer varsa yanlışlıklarımız -ki olabilir- eleştirilsin ki doğruyu bulabilelim. Bu mantıkla, bu düşüncelerle zaman zaman bazı konularda eleştirilerimiz oluyor. Ancak benim anlatmak istediğim konu şu; acaba bugün Sayın Muhammet Tokat’ı eleştirenler kendi gözlerindeki merteği görüp de, kendi siyasi partilerinde 13 seneden beri olup biten onca olumsuzluğu bir kerecik olsun eleştirmişler mi acaba? Hayır yok efendim. Bizim partimizin ne yanlışı var ki eleştirelim veya ben kendi partimi mi eleştireceğim diyorsanız o zaman kusura bakmayın ama kendi gözündeki merteği görmeyip de elin gözündeki küçücük çöpü görenler hiçbir zaman bu millet bu vatan için hayırlı bir hizmet yapamazlar.
Evet gelelim şu yapılan altyapı hizmetleri, iyisiyle kötüsüyle bu şehre kazandırılmış olması dahi çok büyük bir başarıdır. Ha bu arada bu şehirde yaşayan bireyler olarak zaman zaman aracımız çukura kaçtı, üzerimize caddede yürürken su sıçradı, iki dakikada ulaşabileceğimiz yerlere 20 dakikada ulaşabildik. Elbette bunlardan hepimiz huzursuz olduk, sıkıntılar yaşadık ve halâ da yaşıyoruz. Peki bu hizmetler kimler için yapılıyor? 120 bin Milaslı için. O halde dostlar, eğri oturup doğru konuşmamız gerekirse, bu tür hizmetler, hayranı olduğumuz Avrupa kentlerinde bundan 50 yıl önce yapılmıştır. Demek ki 50 yıllık gecikmiş bir hizmeti, birileri taşın altına elini koymak cihetiyle medeni bir cesaret göstererek, siyasi bir cesaret göstererek bunca riskine rağmen böylesine güzel bir hizmeti bizlere canla başla kazandırmaya çalışan Sayın Tokat’a siyaseten tokat atmak değil hepimizin, velhasıl 120 bin Milaslının bir minnet, bir teşekkür borcu var aslında. Ben kendi payıma şunu söylemek istiyorum; bir siyasetçinin asıl yapması gereken Muhammet Tokat gibi taşın altına elini koymaktır.
Sevgili dostlarım; ben Sayın Muhammet Tokat’ın ne avukatıyım, ne Muhammet Tokat’tan herhangi bir rant beklentim var; ama ben ve benim gibi insanlar, bu güzel vatanın her bir şehrinin altyapısı yapılsın istiyorum. Bu şehirde yaşayan insanlar, yıllar sonra da olsa insanca medeni bir şekilde yaşayabilsin diye düşünen herkesin sabırla bu tür hizmetlerin yapılmasında engel olanlarla değil bizzat destek olanlarla bir ve beraber olacaklarına canu gönülden inanıyorum. Siyaseten de olsa eleştirenlerin yıkıcı değil ama yapıcı olduğu gün bu millet, bu vatan kurtulacaktır.
Gelelim şu başta söylediğimiz bir cümle daha vardı, yani sevindiğim tarafını da sizlerle paylaşmak isterim. O da şu; Sayın Tokat’ın bir gece telefonu çalmış -güya vatandaşın evinin suyu kesilmiş-, açmış ağzını yummuş gözünü, vermiş veriştirmiş Sayın Tokat’a. O da sabırla bu tür eleştirileri dinlemiş, kimine yazılı kimine de sözlü cevaplar vermiş. Acaba diyorum, olmaz ya, hani hasbel kader bu eleştirileri yapanların kendileri şimdi Milas Belediye Başkanı olsalardı ne yaparlardı? İşte en çok da merak ettiğim konu bu.
Hani meşhur polis yetki yasası var ya, bu daha çıkmadan önce muhalefetin haklı eleştirilerine tahammül edemeyip koskoca TBMM’yi kana bulayan vekilleri gibi mi yaparlardı? Doğrusu çok merak ediyorum ve şu aralar Romanlardan İstanbul’da biri AKP’den aday olmak istemiş. Bu dostum gerçekten de Romanların temsilcisi olabilecek mi acaba, zamanla göreceğiz. Bence bu yeni bir AKP taktiğidir dikkat edin sevgili Roman kardeşlerim. Bizler Ege’de, Marmara bölgesinde kölelik düzeninin bitirilmesi için mücadele ederken bu köleleştirme düzenine bir Roman’ın da yeşil ışık yakmasına doğrusu hiç bir anlam veremedim. Herşeye rağmen benim gönlüm bir değil en az birkaç yerden Roman kardeşlerimizden de TBMM’ye seçilmiş olarak girmelerini dilerken, artık ne Roman Açılımına, ne de aslı astarı olmayacak vaadlere karnımız tok diyorum.
Bu arada yeni seçilen Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi dostlarıma başarılar dilerken, onca yıl büyük özverilerle Milas Kent Konseyi Genel Sekreteryasını yürüten sevgili Dostum Kemal Kaşkar beye de birçok yöndeki güzel hizmetleriyle bizlerin yolunu açtığı için kendilerine bir kültür dostu olarak teşekkür eder, yeni seçilen dostlarımızın tüm sorunlarla kültürel sorunlarımızı da unutmamalarını dilerim.
Bir an önce, güzel Milasımızın altyapısı bitmiş, Organize Sanayisi yapılmış, tarımıyla, sanayisiyle, kültürüyle, turizmiyle güzel yaşanabilir bir tarihi kent olmasını diliyorum. Eleştirilmeye de eleştirmeye de her zaman her yerde açık olan bir gönül dostu olarak diyorum ki; geliniz sağcısıyla solcusuyla önce Milas deyip tüm ülkemiz için, insanlığın kurtuluşu için, siyaseti şahsi çıkarlarımız için değil insanlığa hizmet aracı olarak görelim derim.
Hoşça kalın, dostça kalın…