İktidarda hangi parti var?
Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı Böyle bir soru mu olur? Tabii ki iktidarda "Adalet ve Kalkınma Partisi" var dediğinizi duyar gibiyim
Milas Önder Gazetesi
Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı
Böyle bir soru mu olur? Tabii ki iktidarda "Adalet ve Kalkınma Partisi" var dediğinizi duyar gibiyim.
Soma’daki maden kazasından ve meydana gelen her büyük iş kazasından (eğer kaza denilebilirse), son olarak da Ermenek’te meydana gelen maden cinayetinden sonra iktidarda olan AKP’nin Bakanları, önceki Başbakan (şimdiki Cumhurbaşkanı) bu ülkede yaşanan her olumsuzluktan sanki iktidarda değilmiş, sanki muhalefetteki bir partiymişler gibi olaylardan şikâyet ediyorlar! Belki farkında değiller amma iktidarda kendileri var! Farkında olmadıklarını hiç sanmıyorum. Çünkü maden ruhsatları Başbakanlığın iznine bağlanmış.
Oysa ki Başbakanlığın yasal görevleri arasında KUPON ARAZİ ihalelerini takip etmek, MADENLERE RUHSAT VERMEK gibi vazifeler yok!.. Peki! Yasal olarak kendisine verilmemiş bu görevleri Başbakanlık re’sen kendi üzerine almışsa, bu ne anlama geliyor? Bu başbakan’ın "Benim haberim olmadan bu ihaleleri yapamazsınız. Ben bu işlerden haberdar olacağım ve YANDAŞLARLA CANDAŞLARIMI kayıracağım" demesinden başka bir anlam taşımaz. Tabii olarak ruhsatı Başbakan tarafından verilmiş bir madeni denetleyip olumsuz rapor yazabilmek de HER BABAYİĞİDİN harcı değildir. Çünkü olumsuz bir rapor çıkması halinde Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in de itiraf ettiği gibi (hani derler ya "Şecaat arzaderken birileri sirkatin söylermiş" o hesap) elli kişiden raporu hazırlayan hakkında şikâyet gelir. Raporun yürürlüğe konulmaması, kapatılmışsa madenin açılması yönünde BASKILAR geliyormuş.
Bu elli kişiden biri ben değilim! Yine bu elli kişiden hiçbiri kahvede okey oynayan, yolda yürüyen ya da halı sahada maç yapan herhangi bir vatandaş olamayacağına göre, kim bunlar? Acaba bunlar arasında HAVUZCULAR ve milletin bir tarafına birlikte bir şey koyanlar var mı? Bunlar Bakana etki edebilecek ve o madeni açtırma gücüne sahip bu yollarda beraber yürüdükleri yandaş ve candaşlar. Onların kırk dokuz (49) kişisini bir tarafa bıraksak bile son ellinci kişi hepsinden daha güçlü!
O ne derse o! Öyle olunca -ve de havuza su olunca!?- açılması gereken madenler açılıyor, çalışmaması gerekenler çalışıyor ve sonuç KAÇINILMAZ!… Soma’da 301, Ermenek’te 18 ve diğer yerlerde bilmem kaç kardeşimiz sizlere ÖMÜR! Sonra da madenin başında başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olmak üzere birkaç Bakan Menemen testisi gibi yanyana dizilip timsah gözyaşları döküyorlar. Bu yalancı gözyaşı dökenler kervanına Cumhurbaşkanı ve Başbakan da haliyle dahil oluyorlar.
Oysa onların işi, denetimsizlikten meydana gelen iş cinayetlerinden sonra timsah gözyaşları dökerek maden işletmecisinden şikâyet etmek değil, önceden her türlü yasal önlemleri almak ve olabilecek kazaları en aza indirmektir. Yani deveyi sağlam kazığa bağladıktan sonra Allah’a emanet etmektir.
Bir diğer husus da, böyle her iş cinayetinden sonra ortaya çıkıp bir kavramı dillendirmekten geri duramıyorlar. Kendi sorumluluklarını bir tarafa bırakıp birisi hayatını kaybedenler için "GÜZEL ÖLDÜLER" diyebiliyor! Bir diğeri de ölüm olayının bu işin "FITRATINDA" olduğunu söylemekten utanmıyor!
Bu olayların normal bir demokratik ülkede yaşanması halinde, o ülke hükümetinin ve o görevdeki bakanın istifası sonucunu verecekken, bizim ülkemizde hiçbir kimse koltuğuna Japon yapıştırıcısı ile yapıştırılmışlar gibi yerlerinden bile kıpırdamıyor. Sanıyorum bu, bizim ülkemizde İLERİ DEMOKRASİ OLDUĞUNDAN!..
Normal demokrasi ile yönetilen ülkelerde politikacının FITRATINDA bu gibi olaylar karşısında GÖREVİNDEN İSTİFA diye bir müessese olmasına rağmen, bizim gibi İLERİ DEMOKRASİ ile yönetilen ülkelerde (bizden başka varsa bilen söylesin), SİYASİLERİN FITRATINDA İSTİFA YOK, İSTİFADE VAR!…
(9.11.2014)