“İnançlara ve İnsan Haklarına en büyük saygısızlık!”
ÖNDER Haber / A
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber / A. Kemal KAŞKAR -
Eğitim Sen Milas İlçe Temsilciliği’nden yapılan yazılı açıklamada, hükümetin, kamu hizmet alanında mesai saatlerinin cuma namazına göre düzenlenmesi yönündeki çalışmalarına tepki gösterilerek, “Kamuda cuma namazına göre mesai saatlerinin düzenlenmesinin inanç özgürlüğü gibi sunulması daha önceki gerici uygulamalar gibi bu uygulamanın da gizlenmesinden başka bir şey değildir. Kamu hizmeti ve özellikle de eğitim hizmetinin bilimselliğine, laikliğe vurulmuş bir darbedir. AKP iktidarı, her zaman yaptığı gibi farklı inançların ve mezheplerin varlığını görmezden gelmiş, inanmama özgürlüğünü ise hepten yok saymıştır” denildi.
Cuma günleri namaza göre mesai uygulamasının, zaten uzun zamandır fiili olarak yaşandığına ve öğretmenler arası gerilime yol açtığına dikkat çekilen açıklamada daha sonra şu görüşlere yer verildi:
“AKP, toplumu
ayrıştırmaktadır”
“AKP iktidara geldiği 2003’ten itibaren gündelik hayatın dinselleştirilmesine ve muhafazakar bir toplum inşasına ilişkin çeşitli adımlar atıyor. Dönemin Başbakanı, ‘dindar-kindar nesil yetiştireceğiz’ diyerek aslında en başından nasıl bir toplum istediğini açık bir şekilde ortaya koymuştu. 4+4+4 Eğitim Yasası da bu konuda atılmış en somut adım olarak ortaya çıktı. Antalya’da 19. Eğitim Şurasında yandaş sendika Eğitim Bir Sen tarafından inanç ve ibadet özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması şeklinde lanse edilerek önerilmişti. Aynı şurada gericiliğin doruk noktası olan ‘karma eğitime son’ önerisi de getirildi.
Toplumsal kutuplaşmayı iktidarı için vazgeçilmez gören AKP, toplumu laikler-anti laikler, inananlar-inanmayanlar, dindarlar-dindar olmayanlar, cumaya gidenler –gitmeyenler diyerek tekrar ayrıştırmaktadır. AKP iktidarı en küçük demokratik bilimsel ve laik düzenlemeleri bile kendi toplum ve rejim inşası açısından engel olarak görmektedir.”
“Laik olması gereken
alan dinsel kurallara
göre dizayn ediliyor”
Uygulamanın, öğrencilerin, öğretmenlerini inançlarına ve ibadet pratiklerine göre kategorize etmesine neden olacağına, bunun da kamu hizmetinin niteliği bakımından, nötr ve şeffaf olması açısından bir handikaba yol açacağına dikkat çekilen açıklamanın son bölümünde ise şu değerlendirmeler yapıldı:
“Bir kamu görevlisinin inanma ve inanmama özgürlüğü, kuşkusuz en temel insan hakkıdır. Bir dinin ve inancın herhangi bir ritüel, simge ve sembolünün kamu hizmeti verilen alana taşınması ise o alanın dinselleştirilmesidir. Bir dinin (İslam) bir mezhebinin (Sünni) ibadet, ritüel, simge ve sembolünün kamu hizmet verilen alana her türlü inanca eşit mesafede olması gereken kamu çalışanı tarafından taşınmış olması, kamu hizmeti verilen alanın bilimsellikten uzaklaşması ve dinselleştirilmesidir. Daha açık bir ifadeyle laik olması gereken alanın dinsel kurallara göre dizayn edilmesinden başka bir anlam ifade etmemektedir. Bir cumhurbaşkanının, bir başbakanın, bir öğretmenin, bir doktorun kısacası bir kamu çalışanının kamu hizmeti verdiği alan ve anda inancının açıkça belli edecek şekilde gösterilmesi, hissettirilmesi kamu çalışanının ve kamu hizmetinin bütün inançlar, inanmayışlar karşısında tarafsız olma özelliğini zedeler. Aslında bu yaklaşıma aksi uygulamalar İNANÇLARA VE İNSAN HAKLARINA EN BÜYÜK SAYGISIZLIK olarak görülmelidir.
“Kabul etmemiz
mümkün değildir”
Özet olarak, Başbakan Davutoğlu’nun yaptığı konuşmada cuma namazına göre mesai saatlerinin veya ders saatlerinin düzenlenmesi, inanç ve ibadet özgürlüğüyle açıklanmak bir yana, inançlara saygıyı zedeleyen bir tutum olarak değerlendirilmelidir.
Ayrıca bilimsel ve laik eğitimin kırıntılarının bile devlet okullarından kazınmasıdır. Bu durumu, parasız bilimsel laik eğitimi savunan sendikamızın kabul etmesi mümkün değildir.
AKP hükümeti, evrensel bir insan hakkı olan ve tarafsız, laik bilimsel olması gereken kamu hizmet alanındaki mesai saatlerinin cuma namazına göre düzenlenmesi uygulamasından vazgeçmeli, gerici, dinci ve piyasacı eğitim politikalarını durdurmalıdır.”