İşçiler Ankara’ya Hareket Etti..
ÖNDER Haber - Bölgemizdeki enerji ve maden işçileri, santral ve kömür ocaklarının özelleştirilmesi kapsamında yapılacak ihalelerin iki ay kadar ertelenmesine tepki göstererek, "erteleme değil iptal istiyoruz" diyerek, daha önceden planlanan…
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
Bölgemizdeki enerji ve maden işçileri, santral ve kömür ocaklarının özelleştirilmesi kapsamında yapılacak ihalelerin iki ay kadar ertelenmesine tepki göstererek, "erteleme değil iptal istiyoruz" diyerek, daha önceden planlanan büyük Ankara Yürüyüşü’ne dün Yatağan’dan başladılar. Yatağan Termik Santrali önünde toplanan işçiler hareket etmeden once burada bir konuşma yapan Tes-İş Sendikası Yatağan Şubesi Başkanı Fatih Erçelik, şunları söyledi:
"Selam olsun… Direnişin simgesi eneröi ve maden işçisi arkadaşlarıma.. Selam olsun.. Direnen emekçilere.. Selam olsun.. Bizlere destek veren tüm halkımıza ve basın emekçilerine..
Aylardır direniyoruz. Onurumuz, ekmeğimiz, ülkemiz, halkımız ve çocuklarımızın geleceği için direniyoruz.
İşyerlerimizin talan edilmesine, peşkeş çekilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Buradan bir kez daha siyasi iktidara haykırıyoruz..
Gelin yol yakınken vazgeçin bu özelleştirme sevdasından…
Sadece kendimiz için değil, yarınlarımız ve ülkemiz için buna izin vermeyeceğiz.
Gemileri yaktık… Geri dönüş yok... Ne bedel ödenecekse ödemeye hazırız.
Hedefimiz açık ve nettir, ne pahasına olursa olsun biz kazanacağız.
Gücümüzü birliğimizden, haklılığımızdan ve meşruluğumuzdan alıyoruz.
Değerli Arkadaşlar..
Bildiğiniz gibi pazartesi günü Özelleştirme idaresi son teklif verme süresini iki buçuk ay uzattığını açıkladı.
Ertelemeler ve uzatmalar bizi durduramaz, ancak özelleştirmeyi iptal ederlerse, vazgeçerlerse bizi durdurabilirler.
İhale ilanına çıkıldığı gün, artık biz değil , onlar düşünsün dedik.
Ekim ayında 200 arkadaşımızla yürüdük meclisin kapısına dayandık. Bugün 2000 kişiyle özelleştirme idaresine yürüyoruz.
Bu iktidara son uyarımızdır, Eğer vazgeçmezlerse şunu bilsinler ki 10 Nisanda daha kitlesel olarak sonuç almaya, tarih yazmaya, bu işi bitirmeye gideceğiz.
İşyerlerimizin ve bu ülkenin sahipsiz olmadığını bir kez daha görecekler.
Bugün işçi sınıfı, tarihte görülmedik bir saldırı dalgası altındadır.
Emperyalist yağmacılığın en önemli biçimlerinden biri ÖZELLEŞTİRME’dir.
Halkımızın tüm birikimlerini yağmaladılar. Talan ettiler, şimdi de sıra geldi santrallere ve madenlere.
Elde avuçta ne var ne yok sata sata işi en son vatan topraklarını, madenlerini, enerjisini yani bağımsızlığımızın parsel, parsel satılmasına kadar vardılar.
17 Aralıktan sonra bu ülkede yapılacak her türlü özelleştirme şaibeli hale gelmiştir.
Dün direndik kazandık. Bugünde, yarında direnerek kazanacağız.
25 yıldır bu peşkeşe karşı direniyoruz. Bu tarihteki en uzun direniştir.
Amacımız Yatağan direnişini yaymak ve yeni Yatağanlar yaratmaktır.
Boyun eğmek yok..Teslim olmak yok…
Yatağanın geçilmez olduğunu onlara göstereceğiz.. Bizim Barikatlarımızı aşamayacaklar, yıkamayacaklar…!
Bugünde Ankara’ya yürüyoruz. Umudun yürüyüşünü, geleceğin yürüyüşünü başlatıyoruz.
Kararlılıkla, inançla, çelik gibi bir iradeyle ve sıkılı yumruklarımızla,
Efeler gibi, zeybekler gibi, bize yakışır şekilde el ele, omuz omuza yürüyeceğiz.
Bu yürüyüşümüzün her metresi, hıncımızın, öfkemizin ve kararlılığımızın damgasını taşıyacak.
Siyasi iktidara aylardır vazgeçin diye uyardık, ama vazgeçmediler.
Bizde direnmekten vazgeçmedik.
İşte yola çıktık geliyoruz. Artık onlar düşünsün.
Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremez.
Dönecekmiyiz arkadaşlar.?
Boyun eğecekmiyiz arkadaşlar.?
Teslim olacakmıyız arkadaşlar.?
Kazanacakmıyız?
Başaracakmıyız.?
Bu yoldan dönen namerttir.
Gazamız Mübarek,Yolumuz açık olsun.
Ankara yolumuz, ölüm olsa sonumuz..
İstikamet Ankara, yürüyelim arkadaşlar.."
YATAĞAN MADENCİ
ANITI ÖNÜNDEN
HAREKET..
Daha sonra Yatağan’a doğru yürüyüşe geçen işçiler, Yatağan’daki Madenci Heykeli önünde toplandılar. Burada eylemleriyle ilgili bir basın açıklaması yapan Maden-İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin, yapılan erteleme aldatmacasının kendilerini daha da bileylediğini belirterek, "erteleme değil, iptal" istediklerini belirtti ve şunları söyledi:
"Sayın basın mensupları,
Enerji ve Maden İşçileri aynı havayı soluduğu insanları da yanına alarak milletin önüne düşmüş, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı milletin evini yani vatanın bağımsızlığını savunuyor.
Siyasi iktidar ise tüm uyarılarımıza rağmen özelleştirme inadından vazgeçmiyor.
Biliyorsunuz özelleştirme idaresi evlere şenlik bir erteleme kararı açıkladı.
Bizler özelleştirme ihalelerinin iptalini beklerken onlar iki ay erteleme kararı açıkladılar.
Böylelikle direnişin ve mücadelenin önüne geçebileceklerini, seçim öncesi süt liman bir ortam oluşturabileceklerini, seçimden sonra da bu işletmeleri kolayca satıp işçinin ve milletin canına ot tıkayabileceklerini sandılar. Ancak yanılıyorlar.
Bu karar mücadeleyi daha da bileylemiştir.
Talebimiz ihalelerin iptal edilmesidir. Bu konudaki kararlılığımızı göstermek amacıyla özelleştirme idaresinin önüne gideceğiz ve mesajımızı orada vereceğiz.
Arkadaşlar;
Bu toplumun, bizden önceki kuşakların, acılar çekerek oluşturdukları, kurdukları ve bize bıraktıkları ulusal zenginliklerimizin yağmalanmak istendiği bir dönemden geçiyoruz.
Emperyalistler ve yerli işbirlikçileri bir sömürü, zulüm ve yağma düzeni kurmak istiyor. Kurdular da…
Özelleştirme halkımızın hakkını hukukunu, malını mülkünü yağmalamaktır. İşsizliktir, Fakirliktir, Yoksulluktur, Pahalılıktır. Bunun böyle olduğunu artık herkes görüyor.
Yatağan’dan sesleniyoruz..
Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile suçlananlar ve bu suçlarını iktidar gücü ile kapatmaya çalışanlar Yatağan’da, Yeniköy’de ve Kemerköy’de santral satamaz ve istiklal mücadelesi veremez.
Cumhuriyet ekonomisinin, milli ekonominin can damarları olan kamu kurumlarımızı yandaşlara peşkeş çekenler, yağmalatanlar, milli çıkardan söz edemez..
Dostlar;
Ankara’ya milletin parası, malı, mülkü yağmaya, talana, rüşvete, yolsuzluğa kurban gitmesin diye gidiyoruz.
Yeni rafineri, Liman, Tekel soygunları olmasın diye gidiyoruz.
Milletin malı yine millette kalsın diye gidiyoruz.
Emek ve bağımsızlık için gidiyoruz.
Bizim mühimmatımız kutsaldır..
Dağ başlarındaki çobanın postu var sırtımızda, onun hakkını savunmak için gidiyoruz.
Çine çayının kenarındaki köylünün ekmeği var boğazımızda, onun da hakkı var Santrallerde ve Madenlerde; onun hakkını savunmak için gidiyoruz.
Yatağan ve Milas esnaflarının malları var üstümüzde, onların da hakkı var santrallerde, onların haklarını savunmak için gidiyoruz.
Yıllarca zehir soluyan, kömür için yerinden yurdundan olan insanların hakkı var Santrallerde ve Madenlerde; onların hakkı için gidiyoruz.
Hasan Tahsin’lerin, Nene Hatun’ların, Sütçü İmam’ların ve Mustafa Kemal’lerin hakkı var bu işletmelerde onlar için gidiyoruz.
Yerin altından kömürü çekip çıkaran biziz, pırıl pırıl ışık yapan biziz.
Kömürün karası, bahtımızın karası Türkiye’nin yüz karası olmasın diye gidiyoruz.
Yaşasın onurlu mücadelemiz
Yaşasın tam bağımsız Türkiye"
Daha sonra işçiler, otobüslere binerek Muğla üzerinden Ankara’ya hareket ettiler.