“İşçilere değil, halkı soyanlara barikat kurulmalıdır”
ÖNDER Haber - CHP Muğla Milletvekili Prof
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, AKP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın 6 Ağustos Çarşamba günü Muğla il merkezindeki mitingi öncesinde Milas ve Yatağan enerji ve maden işçilerinin taleplerini dinlememenin ötesinde onlara yine ‘polis şiddeti uygulattığı’na dikkat çekerek "Her mitinginde etnik ve mezhepsel bir dil kullanarak Türkiye’de ayrımcılığı tetikleyen Erdoğan, ırkçı söylemlerle mezhepsel ayrılıkları günlük siyasete malzeme yaparak oy peşinde koşmaktadır. Erdoğan’ın kullandığı ayrımcı dilin yanı sıra seçim çalışmaları için gittiği illerde adeta "olağanüstü hal" ilan edilmektedir. "Milletin adamı" olma sloganıyla yola çıkan Erdoğan, Yatağan işçilerinin aylardır sürdürdüğü direnişi görmezden gelmektedir. Kulaklarını tıkadığı Yatağan işçilerine, Muğla’da şiddet uygulatmaktan kaçınmamakta, işçilerin "iş ve ekmek" taleplerini duymamaktadır" dedi.
İşçilerin gözaltına alınmasını, ‘kabul edilemez’ bir yasakçı tutum olarak nitelendiren Prof. Demir, açıklamasında daha sonra şu görüşleri dile getirdi:
Yatağan işçilerine
yapılan müdahaleyi
kınıyorum
Bu yasakçı tutum karşısında demokratik haklarını kullanan Yatağan işçileri, kente girişlerinin engellenmesini protesto etmişlerdir. Ardından polis sert bir biçimde işçilere müdahale ederek aralarında Yatağan Maden-İş Şube Başkanı Süleyman Girgin’in de bulunduğu 50 işçi yaka paça gözaltına alınmıştır.
Erdoğan ise miting için gittiği Muğla’da polisin Yatağan işçilerine sert bir biçimde gerçekleştirdiği müdahaleye seyirci kalmış, 50 Yatağan işçisinin gözaltına alınmasının emrini kolaylıkla vermiştir.
Ortaya çıkan manzara; bu ülkede işçilere kıymet verilmediğini bir kez daha ortaya koymuştur. Büyük yolsuzluklara imza atanlar elini kolunu sallaya sallaya gezerken, işçiler ekmek kazandıkları kentlerine dahi alınmamaktadırlar. Bu ülkede hırsızlıklar değil işçilerin haklı talepleri engellenmektedir. Bir padişahlık düzenindeymişsesine davranan Erdoğan, keyfi bir biçimde toplumun her kesimine yasaklar koymaktadır. Böylesi bir manzaranın ortaya çıkmasının sorumlusu bir iktidar gayrimeşrudur. Her fırsatta kin ve nefretini dile getiren böylesi bir adayın ise Anayasa’da belirtilen Cumhurbaşkanı’nın özelliklerini taşımadığı ayan beyan ortadadır. Ayrıca bu durum "milletin adamı" olma iddiasında olan birinin insanlığından, vicdanından şüphe ettirmektedir.
Bugüne kadar sürdürdükleri haklı mücadelelerinde ve direnişlerinde yanlarında olduğumuzu belirttiğim Yatağan işçilerine yapılan müdahaleyi kınıyorum. İşçilerimizin taleplerine kulak verilmelidir. Anayasal bir hak olan protesto hakkını görmezden gelen Erdoğan hakkında, halâ sorumluluklarının farkında olan Cumhuriyet Savcıları gerekeni yapmalıdır. İşçilere değil, halkı soyanlara barikat kurulmalıdır...