Kervancı ve Devesi ?!...

Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı Bundan yıllar yıllar önce, mal taşımasının hemen tamamının deve kervanları ile yapıldığı zamanlarda çok büyük bir kervan ve…

Milas Önder Gazetesi
Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı Bundan yıllar yıllar önce, mal taşımasının hemen tamamının deve kervanları ile yapıldığı zamanlarda çok büyük bir kervan ve tabii ki onun sahibi bir kervancı varmış. Bu kervan şehirlerarasında devamlı yük taşıyarak ticaretin gelişmesine büyük katkı sağlarmış. Aradan yıllar geçmiş, kervancı yaşlanmış. Yıllardan bir yıl kervancı hastalanmış. Memlekette ne kadar tanınmış tabip varsa hepsine haber salınmış. Gelmişler kervancıyı muayene etmişler, amma ne çare ki kervancının hastalığına çare bulamamışlar. Hastalık gün geçtikçe ilerlemiş, kervancı gün geçtikçe daha da kötüleşmiş. Kervancı sonunda anlamış ki bu hastalıktan kurtulamayacak, ölüm yaklaşıyor, yardımcısını yanına çağırmış. O’ndan kervanda çalışan bütün insan ve hayvanlardan kendisi adına helallik almasını istemiş. Bu talimatı alan kervancı yardımcısının herhalde hayvanlarla da iletişim kurabilme yeteneği olsa gerek ki, kendisine bu görev verilirken özellikle develerden helallik alınması istenmiş. Yardımcı, kervana hizmet eden bütün insanları tek tek dolaşarak onlardan varsa kervancıya olan haklarını helal etmelerini istemiş ve bütün insanlar kervancıya olan haklarını helal etmişler. Sıra develere ve diğer hayvanlara gelmiş. Yardımcı, onları da tek tek dolaşarak kervancıya haklarını helal etmelerini istemiş. Sonuçta bir deve hariç bütün hayvanlar da kervancıya haklarını helal etmişler. Yardımcısı sonunda kervancının huzuruna çıkıp: "Efendim! Kervanınızdaki bütün insanlar sana olan haklarını helal ettiler, hayvanlara gelince filanca deve sana hakkını helal etmiyor" demiş. Kervancı bu işe çok şaşırmış ve: "Nasıl olur? Ben en hafif yükü ona taşıttım. En gölge yerde onu dinlendirdim. En taze otları ona yedirdim. En temiz suyu ona içirdim. Bunda bir yanlışlık olmalı! Git bir daha sor" demiş. Yardımcı, kervancıya hakkını helal etmeyen devenin yanına giderek: "Bak, kervancı en hafif yükü sana taşıttığını, en gölge yerde seni dinlendirdiğini, en taze otları sana yedirdiğini ve en temiz suyu sana içirdiğini söylüyor. Bu durumda kervancıya hakkını helal etmen gerekmez mi?" demiş. Hakkını helal etmeyen deve: "En hafif yükü bana taşıttı, en gölge ve serin yerde beni dinlendirdi, en taze otları benim önüme serdi, en temiz suyu ben içtim bunların hepsi doğru" demiş. Kervancının yardımcısı: "Öyleyse niye hakkını helal etmiyorsun?" diye sormuş. Hakkını helal etmeyen deve: "Amma öyle bir şey yaptı ki onu hiç hazmedemiyorum, onun için kervancıya kesinlikle hakkımı helal etmem"demiş. Bu cevap üzerine kervancının yardımcısı iyice meraklanmış ve: "Kervancı seni bu kadar üzecek ne yaptı?" diye sorunca, hakkını helal etmeyen deve: "Beni bir eşeğin peşinden gitmeye mahkum etti" diye cevap vermiş. Şimdi biz bunca zamandır neyin peşinden gitmek zorunda kaldık ve kimlere hakkımızı helal etmeyeceğiz? Cevabı siz bulun!...