Lütfen ya-vaş-la-yın!
Kemal KAŞKAR - Dünya üzerinde sadece biz insanlar varmışız gibi yaşıyor olmaktan ‘zaman zaman da olsa rahatsızlık duymak’ çok değerli bir adım olmalı
Milas Önder Gazetesi
Kemal KAŞKAR -
Dünya üzerinde sadece biz insanlar varmışız gibi yaşıyor olmaktan ‘zaman zaman da olsa rahatsızlık duymak’ çok değerli bir adım olmalı... Bu çok önemli farkındalık için, daha atmamız gereken pek çok kocaman adım olduğunun da farkına varmalıyız bir an önce ...
Milas’ta ‘sokak hayvanı’
olmak!
Sevgili ilçemizin tarih içindeki yolculuğunun yaklaşık son yirmi yılına aktif tanıklıklarımın anıları arasında, sokak hayvanlarına yönelik ‘itlaf cinayetleri’nin; "İnsan hayatı ile hayvan hayatı arasında tercihin tabii ki ‘insan hayatı’ndan yana yapılması gerektiği" gibi çözümlemelerle savunulmaya çalışılması bile vardır örneğin ...
Bu bakımdan, ilçemizde, Hayvan Barınağı öncesi ‘cilalı itlaf devri’nden bugüne, çok önemli gelişmeler yaşandığı kesin. Elbette bu alanda yaşanan sorunların tümüyle çözümlenmediği de ...
Geçen Pazar günü, yol ortasında, yine araba çarpması yüzünden yaşamını yitirmiş bir kediciğin önünde bağırıp çağırıyordu Ressam Şahlan Balkan. Baltalıkapı Caddesi’nin, araç trafiği bakımından bir sokak kıvamındaki bölümünde, evinin önünde beslediği kedilerden birinin daha hızla geçen bir araç tarafından ezilmek suretiyle ölümüne gösterdiği haklı tepkiyi, zaman zaman Milas’a ve Milaslılara dair sert sözler eşliğinde dile getiriyordu yine ...
Kent içinde, hele hele dar bir sokakta bile sokak hayvanlarını ezip geçecek kadar kontrolsüz bir trafik kültürünün yaşandığı koşullarda, şehirlerarası yollarda yaban hayvanlarımızın can güvenliği için çare arayıp bulmamız ne denli mümkündür dersiniz?
Ama olsun, biz yine de çare aramalıyız. Attığımız adımlar ne denli küçük, küçücük hatta başarısız olursa olsun sürdürmeliyiz yaban yaşamının güvenliğine ilişkin çare arayışlarımızı.
Kendi yaşam kalitemizi artırdığımız ‘teknoloji katkılı gelişmeler’in çok büyük bir bölümünün, yaban yaşamının can güvenliğine çok büyük tehdit oluşturduğunu bilerek; tercihimizi yaban yaşamına saygı eksenine oturtmak için her fırsatı değerlendirebilmeliyiz.
Bu yönde, yapabileceklerimizin tümünü, evet tümünü yapmalıyız.
Ve önce, şehirlerarası yollarda ‘ya-vaş-la-ma-lı-yız’!
Bu çok önemli ...
Bu çerçevede, Milas-İzmir karayolu üzerinde Karacabel Tüneli ve Bafa-Pınarcık dolaylarındaki uyarı tabelaları da çok önemli:
"Tilki ve Oklu Kirpi Geçiş Alanı"
"Tilki Geçiş Alanı"
"Karacabel Tüneli Doğal Yaşam Geçiş Alanı"
"Yaban Hayatı Yaşam Alanı"
Yaban Hayvanları için
‘Geçiş Koridoru’ istemi ...
Bu konuda bir çağrı da Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü’den geldi.
Yıllar önce, Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun Didim Buluşması sırasında yaptığı çağrıyı yinelemiş Sayın Sürücü ve Ege Bölgesi'nin popüler turizm merkezlerine ulaşım sağlayan 30 kilometrelik Milas-Söke karayolunda yaban hayvanları için özel geçiş noktaları oluşturulmasını istemiş. Sürücü, yaban hayvanlarının telef olmasını önlemek için yolun alt kısmında kalan ve artık kullanılmayan su tahliye geçitlerinin uzmanlarca düzenlenerek yaban hayvanlarının geçişine uygun hale getirilebileceğini söylemiş ...
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Söke ovasını bölen ve Milas ile Söke’yi birbirine bağlayan karayolunun yaban hayvanlarının beslenme, barınma ve üreme amacıyla yer değiştirmesini engellediğine, doğal yaşam döngüsünün sürdürülebilmesi için bir an önce önlem alınması gerektiğine ve karayolundan karşıya geçmeye çalışan birçok yaban hayvanının telef olurken araç sürücülerinin de ciddi tehlikeler yaşadığına dikkat çekmiş.
Söke Ovası'na duble yol yapılırken havzanın zengin biyoçeşitliliğinin dikkate alınmadığını vurgulayan Sürücü, bakın daha sonra ne denli doğru şeyler söylemiş:
"Ne yazık ki karayolu yapılırken havzanın zengin biyoçeşitliliği gözönüne alınmamış. Ekolojik geçiş koridorları düşünülmemiş ve yollar sadece insanlara göre düzenlenmiş. Kuşadası, Milas, Bodrum ve Didim gibi Türkiye'nin en popüler turizm kentlerini birbirine bağlayan ve yoğun trafiğin olduğu bu karayolunda, özellikle son yıllarda yaban hayvanları, araçların çarpması sonucu telef oluyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü Manisa, İzmir, Aydın ve Muğla illerinde başlattığı, yaban hayvanlarının korunmasına yönelik örnek ekolojik yol çalışmaları için, Bafa Gölü kıyısındaki karayolunda, Karayolları Bölge Müdürlüğü uzmanları ve EKODOSD'un da katıldığı bir çalışma gerçekleştirilmişti. Yapılan bu çalışmalar sonucunda Bafa Gölü kıyısındaki karayolunda, Karacabel Tüneli - Akbük yol kavşağı arasındaki yaban hayvanlarının geçiş yaptıkları alanlara uyarı tabelaları dikildi. Özellikle sürücülerin gece trafiğinde dikkatli olmalarını uyaran tabelalarda hangi hayvanların geçebileceği de belirtildi."
Kullanılmayan menfezler
bu amaçla kullanılabilir ...
Özellikle Söke'nin Yenidoğan Mahallesi ile Didim yol ayırımı arasındaki 30 kilometrelik yolun bölünmüş yol olarak düzenlenmesinden sonra sıkıntıların artarak yaşandığını vurgulayan Sürücü, can ve mal kaybı ile hayvanların telef olmasına neden olan kazaların önlenmesinin basit çözümlerle mümkün olabileceğini ifade eden Sürücü, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Tek yoldan karşıya yaban hayvanları daha seri geçerken, bölünmüş yol ve yapılan bariyerler nedeniyle hem engele takılmakta hem de geçiş süresi uzadığından hızla gelen araçların altında kalıp, telef olmakta ve sürücülerin de hayatı tehlikeye sokmaktadırlar. Bunun önüne geçilmesi için yaban hayatı geçiş koridorlarının yapılması gerekir. Söke - Milas karayolunun altında bulunan, taşkınlarda su geçişi için yapılan, ancak ovada yapılan kanallar ve tahliyeler nedeniyle artık kullanılmayan yol altı menfezleri bulunuyor. Bu menfezlerde uzmanların önereceği düzenlemeler yapılarak yaban hayvanlarının geçişini sağlayacak koridor haline gelmesi sağlanabilir. Bu tür uygulamalar dünyanın pek çok ülkesinde farklı tasarımlarla yapılmakta ve yaban hayvanlarının geçişleri emniyetli bir şekilde sağlanmaktadır. Söke - Milas karayolunun her iki tarafında yaban hayatı için çok önemli olan azmaklar ve sulak alanlar bulunuyor. Yaban hayvanları yüzlerce yıldır olduğu gibi yine bu geçişleri kullanmaya devam edecek ve karayolu da olsa karşıya geçmeye çalışacaktır. Eğer bu koridorlar gerçekleşir ve uyarı tabelaları da sık konulursa, hem sürücülerin can güvenliği, hem de bölgedeki yaban hayatının geleceği açısından olumlu olacaktır."
Daha yapacak çok
işimiz var
Evet, son bir ara başlık da bu: "Daha yapacak çok işimiz var!"
Azar azar, irili ufaklı farkındalıklar oluştura oluştura yürünecek daha çok uzun bir yol var önümüzde.
Yinelemek istiyorum:
En başta yapabileceğimizse, karayolları üzerinde seyir halindeyken, kendi can güvenliğimiz kadar ‘artık’ yaban hayvanlarını da düşünerek ‘ya-vaş-la-ma-lı-yız’...