Mazlumlardan yana ol
Zeki SARIHAN
Ey oğul!
Zalimlerin ve mazlumların bulunduğu bir dünyada senin yerin mazlumların tarafıdır. Bu senin yaşama felsefen olmalıdır. Sana bunun vereceği gönül huzurunu hiçbir makam, mevki ve hazineler veremez.
Tarih boyuca ezenlerle ezilenler mücadele etti. Kölelerin Spartaküs önderliğindeki başkaldırışlarını düşün. Anadolu Türkmenlerinin Konya sarayına ve Moğol zalimlerine karşı Babailer isyanını hatırla. Şeyh Bedreddin’in yiğitleri sana cesaret örneği olsun. Çarlık zulmünü alt eden işçi ve köylülerin cesareti, Kuvayı Milliyecilerin kahramanlığı, Çin’in, Vietnam’ın, Amerikan emperyalistlerinin burnunun dibindeki Küba devrimcilerinin kararlılığını örnek al.
İnsanlık tarihi; ne kadar uzun sürerse sürsün zulmün bir gün yerinde yeller eseceğini yazıyor. İnsanlığı sarıp sarmalayan, inanç biçiminde ortaya çıkmış büyük düşünceler, ezilenlerin kararlılığı ile başarıya ulaştı. Bu uzun yürüyüşü ne firavunlar durdurabildi, ne İsa’yı çarmıha geren Romalı yöneticiler, ne Muhammed’i Mekke’de barındırmayan putperestler. Senin içinde yer alacağın onurlu kavga da bir gün başarıya ulaşacak. Cennet, aslında bu dünyada özlenen eşitlikçi ortamdan başka bir yer değildir.
Bana ne! deme. Yalnız değilsin. En kalıcı kitapların yazarları ezilenlerin destanını anlattılar. En büyük şairler, ezilenlerin kurtuluşu müjdesini verdiler. En içli türküleri yakanlar da onlardır. Onların imbikten süzülmüş hikmetleri atalar sözü olarak doğru yolu gösteriyor.
Mazlumların tarafında yer almak, güneşli güzel bir havada düz bir yolda her şeyden azade yürüyüş yapmaya benzemez. Yağmurlara, fırtınalara, dikenli tellerin ve kalın duvarların arasında tutulmaya hazır olmalısın. Kitabını elinden alabilir, ağzını kapatabilir, elini kolunu bağlayabilirler. Bu yolculuk fırtınalı bir denizde yol almaya benzer. Elinde bilim gibi bir pusulası ve kuvvetli bir irade sahibi olanlar gemiyi sakin bir limana ulaştırabilirler.
Ey oğul!
En karanlık günlerde bile umudunu yitirme. Halkta beklediğin gelişmeyi göremeyince “Bana ne? Bu millet adam olmaz. Yüzde altmışı geri zekâlı” diye düşünme. Örgütlenemiyor, dalgalar halinde mücadeleye atılamıyorlarsa bunun sebepleri vardır. Henüz şartlar oluşmamış, bin bir araçla iğfal edilmiş olabilirler.
Düşman kavi, talih zebun olabilir. Onların ‘’Gayrık yeter!’’ diyerek nasırlı ellerini toprağa basıp doğrulacakları zaman da mutlaka gelecektir. Haklı düşüncelerin gücü hiçbir topta, tüfekte, kılıçta yoktur. Yeter ki sen ezilenleri kurtuluşu için şimdi ne yapmak gerektiğini, halkı bu davaya nasıl kazanabileceğini iyi hesaplayabilesin. Her zaman, her yerde ve herkesin yapabileceği şeyler vardır. Korkma fakat tedbirli ol. Özgürlüğe, barışa, eşitliğe ulaşmanın da bir matematiği vardır. Bu matematiği öğrenmeye çalışmalısın. Halktan bir adım önde yürümeli, onunla aranı fazla açmamalısın.
Bu konuda kendini güçsüz, çaresiz hissetme. En büyük nehirler birçok koldan beslenir. Irmakları dereler, dereleri küçük su gözleri oluşturur. Bir su gözünde taşların arasından sızan berrak bir su damlası da mı olamazsın? Kaleminle, sazınla, kürsünle, kitabınla… Elinde bin bir araç var.
Senin görevin, tohumları yeşerecek toprağa sabırla ekmektir ve onları sulamaya devam etmektir. Güneş bir gün herkesi ısıtacaktır.
Mazlumların kurtuluşu için mücadele ederken İçeri düşersen, hiçbir yerden haber alamazsan kendini yalnız hissedip umutsuzluğa kapılma. Dünyanın dört bir tarafında sesini sana ulaştıramayan milyarlarca dostun olduğunu bil. Mazlumlara asla küsme.
(4 Nisan 2016)