“Meydan boş değil!”

A

Milas Önder Gazetesi
A. Coşkun EFENDİOĞLU - Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Salı günü AKP Milletvekili Aday Adayı Bülent Demir ve Çarşamba günü de AKP İlçe Başkanı Levent Akyer’in basında yer alan iddia ve eleştirilerine cevap vermek üzere, dün saat 11’de bir basın toplantısı düzenledi. Başkanlık makamındaki basın toplantısına, Milas Belediye Meclisi CHP Grubu üyeleriyle, CHP Milas İlçe Başkanı Suat Özcan da katıldılar. Belediye Başkanı Tokat, yazılı olarak da basına dağıttığı ve kendisinin de bizzat okuyarak, belgelerini de gösterdiği açıklamalarında, önce Bülent Demir’in iddialarına yanıt verirken, sonrasında da, aynı zamanda Milas Belediye Meclis Üyesi olan AKP İlçe Başkanı Levent Akyer’in açıklamalarına cevap verdi. Her ikisi de, hem Milas Belediyesi’ni altyapı çalışmaları nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetler nedeniyle eleştirmişler hem de Milas’ın altyapı projesinin, hükümetin bir icraatı olduğunu iddia etmişlerdi. Muhammet Tokat, açıklamalarını okurken, bir yandan da, 1999 yılında Milas Belediye Meclisi’nin Milas’ın altyapı projesinin yapılması için ihaleye çıkılması kararının alındığı Meclis kararını ve tarihini ve ekli belgelerini gösterdi. Daha sonra da 2013 yılında, bu kez, projesi yapılmış olan altyapının gerçekleştirilmesi için 80 milyon TL borçlanılması yönünde alınan Belediye Meclis kararını, bu karara istinaden İlBank ile yapılan sözleşmeleri gösterdi. Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ın açıklaması ise şöyle: “Evvelsi gün Büyükşehir Belediyemizin Muğla’da düzenlediği muhtarlar toplantısı, dün de eşimin rahatsızlığı nedeniyle Ege Üniversitesi Hastanesi’ndeki mutad tedavimiz nedeniyle ilçe dışındaydım. Arkadaşlarımın bilgilendirmesi ile öğrendim ki benim olmadığım sırada birileri meydanı boş bulup atıp sıkılamış… Şahsıma dönük sataşma, itham ve dedikodularla pek ilgilenmem… Ancak partime ve özellikle temsil ettiğim Milas Belediyesi’ne bunlar yapılırsa sessiz kalamam, kalmamalıyım. Elime iki açıklama geldi… Birincisi AKP Milletvekili aday adayı Sayın Bülent Demir’in adaylık açıklaması, diğeri de AKP Milas İlçe Başkanı sıfatıyla Sayın Levent Akyer’in yazılı beyanatı… Öncelikle Sayın Bülent Demir’in açıklamalarına değinmek isterim. Siyasete emek vermiş bir kişi olarak adaylığını kutluyor ve kendisine başarılar diliyorum. Sayın Demir adaylık açıklamasının Milas Belediyesi’ni eleştiren kısmında “Altyapının gerekli olduğunu ama 20-30 yıl önce yapılması gerektiğini, yinede bunlara vesile olanlara teşekkür ettiğini, ancak organizasyonun böyle olmasından hicap duyduğunu, böyle olmaması gerektiğini, insanlarımızdan her gün şikâyet ve ızdırap duyduklarının ve bunun biran önce bitirilmesini istediklerini…” belirtmiştir ki bunlar sorumlu ve vicdan sahibi bir siyasetçinin söylemesi gereken sözlerdir. Kendisini kutluyor ve teşekkür ediyorum. Bu yapıcı eleştirileri kayda alıyor ve bu gibi eleştirilerden yararlandığımızı ifade etmek istiyorum. Altyapının bir kent için ne ifade ettiğini, ama ne kadar zor olduğunu biliyorum. Gecikmiş bir yatırım olduğunu zaten kabul ediyorum. Zaten seçim öncesi gibi kritik bir dönemde başlamamızın nedeninin de gecikmiş bir zamanı telafi amacı olduğunu hep ifade ettim. Halkımızın çektiği sıkıntıyı biliyorum. Onun için bu işin biran önce bitirilmesi adına elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.1,5 yılda 277 km.lik bir altyapı işinin %80 seviyelerine gelmiş olması eşine çok rastlanan bir durum değildir. Yaşayan ve özellikle tarihi bir kentte altyapı yapmak kolay değildir. Başka kentlerde on yıllarca süren bu çalışmalar ilçemizde gerçekten çok kısa zamanda tamamlanıyor. Biz, en küçük bir tamiratta bile “Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” diye tabela asıyoruz. Bu kadar önemli bir sıkıntıya duyarsız olmamız söz konusu bile olamaz. Ama halkımız var saysın ki büyük bir ameliyat geçiriyoruz ve sonunda sağlığımıza kavuşacağız. Ancak Sayın Bülent Demir’in bundan sonraki beyanatlarına katılmıyorum. Biz bir kere muhtarlarımıza “Bizim yapacak bir şeyimiz yok” demeyiz. Eğer böyle bir iddia varsa Sayın Demir’le de ve o iddiayı yapan muhtarımızla da yüzleşmek isterim. Görev süresince bütün muhtarlarla arkadaş, abi-kardeş anlayışında çalışmış bir başkana haksızlık edildiğini düşünüyorum. Muhtarların istek ve sorunlarıyla hiç bir ayrım yapmadan benim kadar yakından ilgilenen bir belediye başkanı bu bölgede gösteremezler diye düşünüyorum. Hiç bir zaman bahanelere sığınmayız. Mevzuatın ve yapılanmanın gerektirdiği süreçlerde her şey ayarlanmıştır, planlanmıştır ve yapılmıştır. Yapılacaktır da…2014 tamamen bu önlem, planlama ve yapılanmalarla geçmiştir. Sayın Bülent Demir’e bir önerim var… Büyükşehir yasası ile hükümetinizin ilçe belediyelerinde yarattığı yıkımı anlamadan ve anlatmadan sağlıklı sonuçlara varamazsınız. Özellikle dikkat ediyorum buraya girmekten özenle kaçınıyorsunuz. Kaçınmayın. Bakın ben, ta en baştan beri bu yasanın getirdiklerini ve götürdüklerini aklım erdiğince ve samimice tüm halkımıza açıklıyorum. Ama siz bundan kaçıyorsunuz, hatta bizim söylediklerimize inatla itiraz ediyorsunuz. O zaman size bir önerim var; boş verin bizi… Bizim söylediklerimize itibar etmeyin. Ama lütfen kendi belediyeniz olan Köyceğiz, Kavaklıdere Belediye başkanlarını bir ziyaret edin ve lütfen serzenişlerini ve feryatlarını dinleyin. Sanırım ben sizden daha çok görüşüyorum ve onların sıkıntılarına ortak olmaya çalışıyorum. Birlikte çareler de düşünüyoruz. Şimdi yine kimse bize ödev veremez vs. gibi hamasi tavırlara girebilirsiniz. Ama size ödev verme gibi bir niyetimiz haşa yok. Bırakın bizi siz en azından kendi belediyelerinize sahip çıkın. Zaten milletvekili adayı olarak bu göreviniz diye düşünüyorum. İki de bir diğer büyükşehirlerde hizmetlerin yürüdüğü bizde bir yıl geçmesine rağmen hizmet üretilmediğini söylüyorsunuz. Arkadaşlar biz hizmet üretmiyor muyuz? Şöyle bir çevrenize bakın. Milas tarihinin hiç bir döneminde bu yoğunlukta bir çalışma görmemiştir. Büyün olumsuzluklara ve imkânlar elimizden alınmasına rağmen… Daha bir yıl bile olmadan 132 mahallede gerek ilçe belediyesi olarak biz gerekse büyükşehir belediyemiz bir yandan yapılanma bir yandan da başta çöp, yol, su, altyapı, park, itfaiye, ulaşım vs alanlarında kesintisiz hizmet vermeye çalışıyor. Biz de yeni büyükşehir olan diğer kentleri takip ediyoruz. Muğla bu konuda süreci en önde götüren kentlerin başındadır. İmar planları ile ilgili olarak sorunsuz, düzgün ve mevzuatın aradığı şartlarda hizmet verebilmemizi sağlayacak düzenlemeleri yapma yetkisi tamamen belediye meclisimizin yetkisindedir. Meclisimiz ve imar komisyonumuz çalışmalarını en son aşamaya getirmiştir. Biliyorsunuz geçen meclisin gündeminde vardı. Eğer bu konuda eleştiriniz meclise ya da imar komisyonuna ise hem mecliste hem de imar komisyonunda CHP ve MHP’li arkadaşlarımız kadar AKP’li arkadaşlarımız da var. Aman ha bizi eleştireyim derken kendi arkadaşlarınızı da üzmeyin şu adaylık arifesinde… Konuşmanızın sonunda bunun başlangıç olduğunu söylüyorsunuz. Hayırlı olsun. Size ve memlekete iyi sonuçlar getirmesini diliyorum. Ama vicdanlı, mantıklı ve donanımlı olmanızı diliyorum. Yoksa daha önceki önerinizdeki gibi, yapamadığımız çift kale maçlar gibi olmasın sonra… Gelelim Sayın Levent Kardeşimin AKP İlçe başkanı sıfatıyla yaptığı o tarihi(!) açıklamaya…. “Sayın” diyorum, çünkü üç sayfalık açıklamasında benim ismimin yanında bu ibareyi hiç kullanmamış. Yalnızca bir yerde soyadımın yanında, oda hesap sorma cümlesi kurabilme adınadır. Onun için nerede bir Levent Akyer adı geçerse önüne mutlaka “Sayın” sözcüğünü koyacağım. “Levent Kardeşim” diyorum, çünkü kendisini şimdiye kadar gerçekten öyle görüyordum ve öyle görmeye devam etmek istiyorum. İlçe başkanı seçilmezden önce de seçildikten sonra da bu duygularla ve en samimi biçimde kutladım. “AKP İlçe Başkanı sıfatıyla” diyorum,çünkü kendisinin başka bir sıfatı daha var: Milas Belediye Meclis üyeliği…. Yani yok göstermeye çalıştığı, yüzlerce çalışanının emeğini inkar etmeye çalıştığı Milas Belediyesi’nin… “Tarihi (!)” diyorum, çünkü tanıdığınızı sandığınız ve çevrede değişik ortamlarda adam gibi muhabbetlere girmeye çalıştığınız insanların sırf siyaset yapma güdüsü adına hangi durumlara düştüğünü ya da düşürüldüğünü görmek benim için çok önemli bir deneyim… Sayın Levent Akyer’e işi gereği sormak istiyorum: A firmasının ürettiği ve B firmasının kargosunu yaptığı bir gözlüğü, Doktor C’nin yazdığı reçete ile senin dükkandan Emekli sandığından yararlanarak ve ödemem gereken katılım payını D Bankasının Bankamatiğinden kredi kartıyla çekerek aldım. Şimdi bu gözlük kimin ? Bunu soruyorum, çünkü onun mantığına göre benim değil… Öyle ya; Gözlüğü üreten A Firması Taşıyan B kargo şirketi Reçeteyi yazan Doktor C Ödemeyi yapan Emekli Sandığı Katılım payı D Bankasından kredi kartıyla… Gördüğün gibi benim hiç adım geçmiyor. Öyleyse haklısın, bu gözlük benim olamaz. Ama yanılıyorsun Sayın Levent Akyer… Bu gözlük benim… Çünkü; Emekli Sandığı’na pirim yatıran benim. Gözü bozuk olan benim. Doktora gidip reçete yazdıran benim. Senin dükkânına gelen benim. Katılım payını yatıran benim. Üstelik gözlük benim gözümün önünde duruyor. Bazen de “Takma bu gözlüğü seni ihtiyar gösteriyor” diye eleştirilen de benim. Görüyor musun, ne olacak şimdi? Gel çık işin içinden. Bu gözlük kimin? Örneğin bakanlığı yönetiyor diye Sayın Sağlık Bakanımızın olabilir mi? Ya da bakanlar kurulunu yönetiyor diye Sayın Başbakanımızın mıdır acaba ? Sakın Emekli Sandığı da sahiplenmeye çalışmasın ? Gelelim Milas Altyapı projesine… Önce şunu sorayım: Bir kentin altyapısı yoksa kimi eleştiririz, Başbakanı mı Belediye Başkanını mı ? Yani bir kente altyapı yapmak Başbakanın görevi mi Belediye Başkanının mı ? Böyle bir kararı hükümet mi verir belediye mi ? Belediye böyle bir projeyi başlattığında ister öz kaynaklarını kullanır, ister İller Bankası’na gider, ister Dünya Bankasına, ister özel bir Bankaya… Türkiye’de yüksek maliyet gerektiren altyapı işlerinde belediyeler genellikle İl Bank’la çalışır. İl Bankla çalışan da onların belirlediği prensiplere uyar. İl Bank, yerel yönetimlerin ortak olduğu ve ortaklık payı yatırdığı bir Banka mıdır yoksa başbakanımızın Bankası mıdır ? Ya da İl Bank’a değil de Dünya Bankası’na ya da özel bir Bankaya gitseydik, bu iş Milas Belediyesi’nin değil de onların mı olurdu ? Asıl önemlisi Milas Belediyesi böyle bir işe başlamasa ve talepte bulunmasa İl Bank ya da Sayın Başbakanımız Milas’ın altyapısını yapabilir miydi ? Partiniz 2002 yılında iktidar oldu. Ben de 2009 yılında belediye başkanı seçildim. Milas altyapı süreci ne zaman başladı ? Tesadüfe (!) bakın ki 2009… İşte size bu süreci başlatan Belediye Meclis kararını gösteriyorum. Yine talep yazımızı, kredi borçlanma müracaatımızı gösteriyorum. Hepsinin altında bizim imzamız var. Talep eden ve borçlanan bensem nasıl işi yaptıran başkası olur? O zaman seçim meydanlarında niye bana 65 milyon TL gibi yüksek bir borçlanmaya gittiğim için eleştiriler yönelttiniz ? Ha bir de şunu sormak isterim 2002 ile 2009 yılları arasında geçen 7 yıl gibi uzun bir dönemde bu konuda yaptığınız herhangi bir girişim ya da işlem var mı elinizde? Adım gibi biliyorum ki, dönemin sayın başbakanı Atapark’ta bu projeyi sahiplenme gayretine girinceye kadar sizin böyle bir projeden haberiniz bile yoktu. 2009 da henüz seçilmeden bütün konuşmalarımı ve seçim bildirgelerimi okuyun, altyapı hemşerilerimize en önemli vaatlerimizden biridir. Ben daha seçilmeden bu yola baş koydum. Yani iddia ettiğiniz gibi iş %80 seviyesine geldikten sonra değil. Tam tersine daha önce eleştirdiğiniz bu yatırıma, bu seviyeye geldikten sora siz sahip çıkmaya çalışıyorsunuz. Meclis toplantılarında bile eleştirdiniz. Gazete beyanatlarında eleştirdiniz. Ama madem iş sizin işiniz niye beni eleştiriyorsunuz, kendinizi eleştirsenize… Altyapıyı siz yapıyorsanız niye suyu kesen ben oluyorum? Yollar Mars ve Ay yüzeyinden kötü hale gelmişse neden altyapı yapan değil de ben sebep gösteriliyorum? Çünkü siz de biliyorsunuz işin sahibi de biziz, çalışan da biziz, eleştiri alan da biziz. Hatta sonunun iyi olacağı öngörüsü ile takdir edilen de biziz…(Tabii ki yerel seçimler sonrası işin devredildiği Büyükşehir ve Muski idaresi de…) Sayın Levent Akyer, biraz önce Sayın Bülent Demir’in bu konudaki eleştirilerine değindim. Sayın Demir bu açıklamayı yaparken siz de yanı başında dikiliyorsunuz. Sayın Bülent Demir bu eleştirileri kime yapıyor? Sizin bakış açınıza göre Sayın Cumhurbaşkanımıza olmalı… Bir ilçe başkanı olarak niye orada kendisine müdahale etmediniz? Yoksa siz de mi Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olduğunu düşündüğüz bu eleştirilere katılıyorsunuz? Öyle olmadığına eminim. Siz de biliyorsunuz ki eleştiriler işin sahibi olan bizlere dönük… Ama kabul edin ki gülünç duruma düşüyor ya da düşürülüyorsunuz. Sayın Levent Akyer, ben halk için yapılan hiç bir işi ve harcanan parayı fuzuli görmem… Yalnızca halkımızdan sabır ve güven isterken yaptığımız iş ve harcamaların daha da arttırılması istendiğinde o açıklamaları yaptım. Daha fazla malzeme dökmenin, yağmur sularını taşıması ile kanalları tıkayacağından bahisle sakıncalı olacağını söyledim. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği bizim için önemlidir. Onun için işi bir an önce bitirmeye çalışıyoruz. Bu işler bittiğinde yararları ve güzellikleri görüldüğünde bu sıkıntılar unutulacak… Şunu hiç bir zaman unutmayın biz koordinasyona ve kurumlar arası işbirliğine inanıyor, harfiyen yerine getiriyoruz. Kaymakamlık koordinasyonunda İller Bankası, yüklenici, emniyet, Muski, müze, Aydem, Telekom ve biz toplanıp sorunları ve çözümleri konuşuyoruz. Yalnızca altyapı değil, elektrik ve iletişim sistemlerinin de bu vesile ile modernizasyonu işleri de yapılıyor. Bir yandan antik Milas’ın sınırları ve değerleri çıkarılıyor. Tüm bu aşamalardan geçildikten sonra üst yapıya geçiliyor. Belediye gelirleri ile ilgili defalarca açıklama yaptım. Belgeleriyle gösterdim. Bizim mutad olarak İller Bankası payı dışında gelirimiz kalmamıştır. Su geliri gitti, Çok önemli ölçüde emlak vergileri 5 yıl muaf, harç ve imar gelirleri de 5 yıl muaf, mezbaha, itfaiye, otopark, otogar gelirleri gitti, ilan reklam gelirleri gitti… Geriye ne kaldı ki… Yalnızca İller Bankası payı… O da 2 milyon TL seviyelerinden 900 bin TL seviyelerine geriledi. İşte belgeyi bir daha gösteriyorum. Mutad aylık gelirimiz yalnızca İller Bankası payı ve 960 bin TL…Bir de ancak şehir ve belde merkezlerinden Kasım ve Mayıs aylarında alınacak emlak vergisi…. 2015 bütçesi 2014 yılında yapılmıştır. Yani bütçe gelecek yılı planlar. Önce masraflar çıkarılır. Buna karşılık denk bütçe için gelirler öngörülür. Yani denk bütçe için gider kadar gelir koymak zorundasın. Bütçeye 65 milyon TL gelir kondu diye o kadar gelir vardır denemez. Bu düz mantıktır. Ha, denkliği korumak için o geliri bulmak zorundayız. Bu kadar gelir kaybı yaşayan Milas Belediyesi için mal satışı ya da borçlanma dışında yakın vadede başka çözüm görünmüyor. Milas Belediyesinin 2014 yılında maaş ödeyemez hale geldiği doğrudur. Ama bundan tamamen Büyükşehir Yasasını bu haliyle çıkaran hükümetimiz sorumludur. Gelirleri beşte bire kadar düşen belediyeye, kapanan kurumların personelini yığar ve bir sene geçmesine rağmen hala tam olarak diğer kurumlara dağıtımını bitiremezsen olacağı budur. Buna rağmen 1,5 aylık kısa gecikmeyle maaşları yetiştirebildiysek bu bizim için azımsanamayacak bir başarıdır. Şunu da söyleyeyim dağıtımda siyasi kriter güdülmemiştir. Genellikle zorunlu ve ihtiyaç duyulan personel tutulmaya çalışılmıştır. Hem kişisel hem de siyasi olarak bana yakın birçok kişi de gitmiştir. Hatta bana hakkını helal etmeyenler bile vardır. Ama bu tabloda başka bir çare yoktur. Hükümetimizin İller Bankası payından kesinti yapılmaması uygulaması 2015 Ocak ayında başlamıştır ve seçime kadar devam edecektir. Yani 4 aylık bir uygulama değildir. Henüz bir aylık bir geçmişi vardır. Bu bile boğazımızdaki düğümü biraz gevşetmiştir. Ancak bu yetmez. Mutlaka kaybedilen gelirler yerine yasal düzenlemeyle yeni gelirler öngörülmelidir. Bütün olumsuzluklara rağmen Milas Belediyesi hızlı bir tempo ile çalışmaktadır. Kısa bir süre içinde ortalığın toparlanmasıyla bunların hayatımıza yansımaları daha iyi görülmeye başlanacaktır. Sanırım arkadaşlarımızın telaşı da bundandır. Açıklamalara verdiğim bu yanıtlardan sonra Sayın Levent Akyer’e bir Milaslı olarak ve Milas Belediyesi ailesinin bir üyesi olarak sitemlerimi iletmek istiyorum. Siz yalnızca bir partinin ilçe başkanı değilsiniz. Rencide etmeye ve yok saymaya çalıştığınız Milas Belediyesi’nin meclis üyesisiniz. Güya beni hedef alma adına orada görev yapmış ya da yapmakta olan tüm meclis üyelerine ve çalışanlarına haksızlık ediyorsunuz. Onların emeklerini inkâr ediyorsunuz. Altyapı projesinde hepsinin yadsınamaz katkıları vardır. Yaptığınız açıklamalar size mi ait yoksa birileri yazıp önünüze mi koydu bilemiyorum. Ama sizi istenmeyen zor duruma düşürdüğünü belirtmek isterim. Eğer bu açıklamalar bilgisizlik ya da deneyimsizlikten kaynaklanmıyorsa; insafsızca, art niyetli, seviyesizce ve gönül gözü kapalı bir insan tarafından yapıldığını görüyorum. İlçe başkanlığına seçilmenizle ilgili iyi niyetli, umutlu ve samimi duygularımı iletmiştim.Ama bu açıklamaları yapan belediye meclis üyesinden utandığımı ve kınadığımı belirtmek isterim. Bu açıklamadaki tutumunuzu kısa süre öncesinde MOBESE açılışından sonra Facebook’taki paylaşımınızda da görmüştük. Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından başlatılıp yerel seçimlerden sonra birliğin kapanıp belediyemize katılmasıyla önemli kısmı belediyemiz tarafından yapılıp İlçe Emniyet teşkilatına devredilen bir hizmet olduğunu hepimiz biliyoruz. Açılış töreninde de bu dile getirildi ve bize plaket verildi. Oysa siz paylaşımınızda aynen şöyle dediniz :”Milas Kaymakamlığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü, sivil toplum kuruluşlarının ve Milaslı hayırsever iş adamlarının destekleriyle yapılan mobese açılış törenindeyiz.” Peki, işi asıl yapan, meclisinde üye olduğunuz Milas Belediyesi nerede? Yok… Peki, soruyorum size Milas Belediyesi’ne karşı bu tutumunuzun sebebi nedir? Bu tutumunuzu meclis üyeliğinizle nasıl bağdaştırıyorsunuz? Bir parti genel merkez yöneticisinin ilçemizi ziyaretinde meclis üyesi olduğunuz belediye ve onun başkanı ile ilgili gururlandırıcı sözleri sizi niye rahatsız etti? Yaklaşım ve yöntemleriniz önemle üzerinde durduğumuz ortak akıl ve işbirliği anlayışıyla uyuşmamaktadır. Bu tutum Milas’ta sizin ve temsil ettiğiniz partinin siyasi geleceğinde önemli bir değişiklik yaratmayacaktır. Bizleri geceleri uykusuz bırakma ve maçları artık çift kale oynama özleminizin daha çok uzağındasınız. Çünkü siyaset ve yerel yönetim; her şeyden önce bilgi, birikim, tutarlılık, seviye ve güven verme gerektirir. Her şeye rağmen ortak akıl ve işbirliği çerçevesinde çalışma tavrımızı sürdürme anlayışından ayrılmadan yolumuza devam edeceğiz.”