Milas'ı bu kirli havalar mahvediyor!

Fikret ÇOBAN “Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden

Milas Önder Gazetesi
Fikret ÇOBAN “Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti.” Orhan Veli'ye bu güzel şiiri yazdıran havalardan şimdi eser yok! Hava kirliliği insan sağlığını tehdit eden tehlikelerin en başında geliyor. Geçen günlerde yolum Devlet Hastanesine düştü. İnsanlar, özellikle annelerin kucağında çocuklar o kadar çoktu ki; bronşitli çocuklar, nefes darlığı çekenler, yaşlılar... Hasta kuyrukları uzayıp gidiyordu. Benim bildiğim, çocuklar bu hava kirliliğinden, büyüklere göre daha çok etkileniyor. Çünkü çocuklar bize göre daha sık nefes alıp veriyorlar. Hava kesecikleri de doğumdan sonra oluşmaya başlıyor. Üstelik çocuklar fiziksel olarak oldukça hareketli ve günün çoğunu dışarda geçiriyorlar. Bu gibi nedenlerden dolayı hava kirliliği en çok çocuklarımızı hasta ediyor. Akşam olunca Sodra'ya çıkıp ordan aşağılara,  Milas'ın merkezine bir bakın.  Nasıl bir Milas'ta yaşadığınızı görün. Hava kirliliğinin, korkunç bir gerçek, ama çözülmesi gereken bir gerçek olduğunu görün. Hani tv'lerde kamu spotu diye bir reklam var. Sigaranın zararlarını anlatan, işte hava kirliliği de Milas'ı o hale getirmiş. Bunun zararı kime? İnsana, ama en çok da çocuklarımıza. Pek  önemsediğimiz yok ama, bu kirli hava tahribatının yol açtığı yıkımlar ileride çocuklarımız üzerinde çıkacak. Ne hakkımız var şimdiden çocuklarımıza bu zulmü yapmaya. Kış mevsiminin yumuşak hüküm sürdüğü, uzun süre kış koşullarının yaşanmadığı Milas'ta sanki karasal iklimin kış koşulları varmışçasına yarattığımız bu kirliği çekmek zorunda mıyız? Yetkililer, sağlık kuruluşları, başta yerel iktidarı elinde bulunduran belediye ve duyarlı kesimler bu konuda bir adım atmak zorunda. ‘Biz çocuklarımıza şöyle bir gelecek hazırlıyoruz, şunları şunları yapıyoruz’dan önce, onların daha rahat nefes almalarını sağlayacak bir Milas, önümüze ciddi bir gerçek olarak duruyor. Bir hedef koyun, şunları yaparsak şu tedbirleri alırsak hemen olmasa da uzun vadede şu çözümleri üretebiliriz deyin. Bence, İnsan Hakları Kurulu tabii ki önemli, ama ondan da önce bu çevre kirliliği sorununu çözecek bir ‘İlçe Çevre Hakları Kurulu’ gibi bir yapılanma ihtiyaç olarak duruyor. O kurulda oluşacak bilgilenme, bilgi biriktirme sonunda yapılacak işler, toplumun buna hazırlığı, toplum ve çevre  duyarlığı oluşturularak, bu işin üzerine gidilse kimse buna itiraz etmez. Şimdiye kadar ne olduysa oldu, önemli olan önümüzde duran ve özellikle çocuklarımızın önünde duran bir gelecek var. Bu geleceğin temiz olması, nefes alabileceğimiz alanların çoğalması bu hava kirliliğini önlemekten geçiyor. Son bir not olarak hatırlatmak isterim ki; çevre duyarlılığı ve küresel iklim değişikliği konularında  dünya ölçeğinde teste tabi tutulan 94 ülke arasında Türkiye'nin sıralaması 84'tür. ... Gezi Direnişinin sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenmesini içine sindiremeyen iktidar, yeni yasakların peşinde. 5661 sayılı kanuna eklenen maddeler aracılığıyla tehlikeli görülen paylaşımlar nedeniyle herhangi bir mahkeme kararı olmadan Ulaştırma Bakanlığının emriyle kapatılabilecek. Böylece Türkiye’deki 34 milyon internet abonesinin internette hangi sitelere girdiği veya akıllı telefonlardan hangi uygulamaları kullandığı tespit edilebilecek. İndeksleme ve süzgeç sisteminin kullanılacağı bir çalışma sayesinde internet abonelerinin profilleri oluşturulabilecek. Bu çalışmalar, internet servis sağlayıcıların üzerine ek bir maliyet yükleyecek. Söz konusu system, interneti hem pahallandıracak hem de yavaşlatacak. İnternetime Dokunma! Sansüre sessiz kalma! … demlenmiş sözler... Tarladaki tohumları bütün kuşlar yer ama hep serçeler suçlanır. Saramago-Yitik Adanın Öyküsü