Nasıl bir Cumhurbaşkanı seçildi?

Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı 10

Milas Önder Gazetesi
Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı 10.08.2014 tarihinde yapılan "Cumhurbaşkanlığı" seçimlerinden önce "Milas’ın Gazetesi ÖNDER"in 23.07.2014 tarihli 6971 sayılı nüshasında "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kime oy versek?" başlığı ile bir yazımız yayımlandı. Bu yazımızda seçmene bazı sorular yönelterek, oy verecekleri adayı tanımaları için yardımcı olmaya çalıştık. Fakat, heyhat!.. Söylediklerimiz dikkate alınmadı ve sonuçta R. Tayyip Erdoğan bu ülkeye "Cumhurbaşkanı" olarak seçildi. Peki! Yeni seçilen "Cumhurbaşkanı" nasıl birisi? - Demokrasiyi istenilen yere varmak için binilip gidilecek ve istenilen durağa geldiğinde inilecek bir tramvay olarak gören, - Çektiği sıkıntıları bu ülkenin Başbakanı olarak kendisine anlatan ve "Uyguladığınız politikalarla anamızı ağlattınız" diyen çiftçiye "Ananı da al git" diyebilen, - Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu’da birçok ülkenin sınırlarının değişimi sonucunu verecek "BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ"nin (BOP) EŞ BAŞKANI olduğunu iftiharla söyleyebilen, - Birçok kardeşimizin: babasını, kocasını, amcasını, dayısını, kardeşini oğlunu komşusunu arkadaşını, nişanlısını kaybettiği "SOMA" faciasında, onların acılarını paylaşmaya gittiğini belirtip orada tepkilerle karşılaştığında, kendisine tepki gösteren vatandaşı tokatlayabilen, - Yine aynı SOMA’da, kendisine tepki gösteren vatandaş Özel Harekâtçı polisler tarafından etkisiz hale getirilmesinden sonra, o vatandaşı tekmeleyen DANIŞMANINA tepki göstermeyen, - Kazandığı seçimlerden sonra, yanına bütün aile bireylerini alarak, parti binası balkonuna çıkıp 75 milyonun "Başbakanı" olacağını söyleyip daha söylediklerinin mürekkebi kurumadan milleti 36 etnik parçaya bölecek söylem ve davranışlara devam eden, - Düne kadar her türlü yolsuzluk ve hukuksuzlukta birlikte hareket ederek, bu ülkenin tertemiz ve vatansever insanlarına çeşitli tuzaklar kurarak, bu insanların hayatlarının kararmasına, bazılarının intiharına, bazılarının ölümcül hastalıklara yakalanmalarına sebep olduktan sonra, bu grubun bazı ilişkileri ortaya dökmeye başlamasından sonra, onlara en ağır hakaretleri savurup onları "PARALEL YAPI" ve "HAŞHAŞİ"likle fütursuzca suçlayabilen, bu kumpaslar sonucu açılan davaların SAVCISI olduğunu hiçbir beis görmeden söyleyen, - Başbakanı olduğu ülkenin milletinin adını -çok çok sıkışmadıkça o da çok seyrek- bir kere olsun ağzına almayan, - Evlâdını polis kurşunu ile kaybeden BİR ANNEYİ miting meydanlarında yuhalattıran, - İzledikleri DIŞ POLİTİKA ile bütün komşularımız ile ülkemiz arasındaki münasebetleri MUTLAK SIFIR noktasına indiren, - PKK ile PYD her ikisi de TERÖR ÖRGÜTÜ dedikten birkaç saat sonra ABD’nin baskısı ile PEŞMERGEYE Ayn-el Arab’a (Kobani) geçiş koridoru sağlayan, - 17 ve 25 Aralık olaylarının üstünü kapatmak için her türlü baskıyı yapıp bunu sağlayan, (Deniz Feneri’ni de unutmayalım.) - Kanunları ve mahkeme kararlarını hiçe sayarak ve bu ülkenin tüyü bitmiş bitmemiş yetim, öksüz haklarını yiyerek ve bütün vatandaşlarının alınterlerinden ödedikleri vergileri keyfine göre kullanıp KENDİSİNE KAÇ-AK SARAY yaptıran ve uçaklar alan, Birisi "CUMHURBAŞKANI" seçildi. Gerçi "Cumhurbaşkanı" mı, "Başbakan" mı, veya "Parti Başkanı" mı, ya da hepsi birden mi? Orası belli değil ama, olsun!