Öğretmen Okulları 166 yaşında

Oktay ÇAYIRLI - Öğretmen Okulları’nın kuruluşunun 166

Milas Önder Gazetesi
Oktay ÇAYIRLI - Öğretmen Okulları’nın kuruluşunun 166. Yıldönümü dolayısıyla Dr. Sebahattin Akyüz Anadolu Öğretmen Lisesi’nde etkinlik düzenlendi… Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü Aynur Buran, "Öğretmenlik, insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmenlik, servet, şöhret ve makamdan öte erdemdir, bilgeliktir" dedi… Öğretmen Okulları’nın kuruluşunun 166. yıldönümü dolayısıyla dün saat 10.30’da Dr. Sebahattin Akyüz Anadolu Öğretmen Lisesi’nde etkinlik düzenlendi. Etkinliğe, Milas Kaymakamı Fuat Gürel, Milas Garnizon Komutanı Hv. Slh. Sis. Alb. Hasan Hüseyin Kanbur, Milas Belediye Başkan Yardımcısı Seyfi Sağlıcak, kurum amirleri, okul yöneticileri ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın seslendirilmesiyle başlayan etkinlikte günün önemi ve anlamını içeren bir konuşma yapan Dr. Sebahattin Akyüz Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü Aynur Buran, dünyanın her yerinde eğitim olgusunun vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilen öğretmenler için büyük anlam taşıyan bir gün olan öğretmen okullarının 166. kuruluş yıldönümünü birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: "1838’de erginliğe ulaşana değin çocukların öğrenimine devam etmeleri için bugünkü ortaokullar düzeyinde Rüşdi Okulları açıldı. Bu okullara öğretmen yetiştirmek için 16 Mart 1848 yılında Darülmuallimin Rüşdi adını taşıyan bir okul kuruldu. Bu tarih, ülkemizde öğretmen okullarının doğuşu ve miladı olarak kabul görmektedir. Bu nedenle öğretmen mesleğine ruh veren 16 Mart günü, öğretmenler arasında bir dayanışma günü olma anlamını yüklenmiştir. Geçmişi Darülmuallimin’e dayanan ve günümüze kadar çeşitli adlar altında faaliyet gösteren öğretmen okulları, mesleki birikim ve heyecanın kazandırıldığı birlik ve beraberlik duygularının nakış gibi işlendiği körpe beyinlerin yurt ve insan sevgisiyle şekillendirdiği sadece öğretmenlerin değil, geçmişte yaşanan yokluk dönemlerinin olumsuz şartlarına bağlı olarak, ülkenin uzak bir köşesinde kaybolup gidecek binlerce yeteneğin, şair, yazar, sanatçı, bilim adamı, kısaca birer aydın olarak insanlığa kazandırıldığı eğitim yuvaları olarak önemli ve toplumsal bir görevi yerine getirmiştir. Öğretmenlik insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmenlik, servet, şöhret ve makamdan öte erdemdir, bilgeliktir. Öğretmen yetiştirdiği her insanın beyninde ve yüreğinde bir izdir, öğrencilerinin üzerine titreyendir, öğrencilerinin yüreğine şefkatle dokunandır. Her şeyi öğrenmeye açık tüm çocuklara dünyayı ve kendilerini anlamaya çalışan o pırıl pırıl gençlere doğruları öğretmek için çabalayan öğretmenlerin insan hayatındaki yeri düşünüldüğünde bu mesleğin hem en kutsal, hem de en fazla sorumluluk taşıyan meslek olduğu anlaşılır. İlim ve fen girişimlerinin çalışma alanı okuldur. ‘Hayatta en gerçek yol bilimdir’ diyen Ulu Önderimiz Atatürk, bu milletin yetiştirdiği en büyük öğretmendir. Öğretmen, bilgisi, erdemi ve çağdaş fikirleriyle çevresini eğitir, aydınlatır, her yönüyle çevresine örnek olur. Atatürk öğretmenliği çok sevmektedir. Her fırsatta öğretmenlik yanının ağır bastığını vurgulamaktadır. Türk orduları İzmir’e girip düşmanı denize döktükten sonra bir gazeteci Atatürk’e bir soru yöneltir. ‘Paşam memleketi kurtardınız. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz?’ Atatürk bu soruya verdiği yanıtta şöyle der: ‘Milli Eğitim Bakanı olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak, en büyük emelimdir.’ Atatürk bir eğitim bakanı olmadı, fakat ondan daha yüce bir görevi üstlendi. Milletin Başöğretmeni oldu. İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında milletlerin ayakta kalabilmeleri, bilgi üreten ülkeler arasında yer alabilmeleri ile mümkündür. Bu yüzden biz eğitimcilerin sorumlulukları diğer mesleklere göre çok daha fazladır. Bizler, bilgilerini her gün yenileyen, okuyan, düşünen ve sorgulayan yeni bilgi kanallarına ulaşmayı bir yaşam tarzı haline getiren nesiller yetiştirmekle mükellefiz. Bunu yeni nesillerimizin başarısı olduğu kadar milli başarımız için de gerçekleştirmek zorundayız. Öğretmenlik ruhunun kazandırıldığı, öğretmen yetiştirme niteliğinin benimsendiği 166 yıl önce başlatılan ve uzun yıllar sürdürülen bu uygulamaların her zaman anımsanmasını diliyorum." Buran’ın yaptığı konuşmanın ardından Dr. Sebahattin Akyüz Anadolu Öğretmen Lisesi’nin tanıtım slaytının sunumu yapıldı. Etkinliğe katılan Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü, Gazetemiz Yazarlarından Cafer Mete de, yaptığı konuşmada mesleki anılarını paylaştı. 33 yıl Milli Eğitime hizmet ettiğini belirten Mete, "33 yıllık hizmetimden dolayı mutlu ve gururluyum. Ben Köy Enstitüsü mezunuyum. Yarın öğretmen olup, köylere, kasabalara, şehirlere gideceksiniz. Biz köylerde okul, ev, su bulamadık. Ekmeksiz kaldık. Şimdiki şartlar çok farklı. Sizler modern dershaneler, öğretmen evleri bulacaksınız. Bizler hem öğretmenlik yapıyor, hem kendi yiyeceğimizi ve giyeceklerimizi üretiyorduk" dedi. Atatürk ve Gül konulu slaytın sunumu ile süren etkinlik; okul öğrencilerinden Dilay Yıldız, Selda Yıldız, Hesna Cansu Toker’in piyano resitali dinletisi, Kültür ve Edebiyat Kulübü öğrencileri tarafından hazırlanan "Öğret Bana" adlı oratoryonun sunumu ve okulun çok sesli korusu tarafından seslendirilen şarkılarla sona erdi.