Öğretmenler Günü

Cafer METE / Emekli Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sevgili okurlar, geçtiğmiiz 24 Kasım Pazar günü, Öğretmenler Gününü kutladık

Milas Önder Gazetesi
Cafer METE / Emekli Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sevgili okurlar, geçtiğmiiz 24 Kasım Pazar günü, Öğretmenler Gününü kutladık. Öğretmenler olarak birbirimizi ve öğretmenleri seven halkımızı, basın mensuplarını gördük, konuştuk, hasret giderdik, yüce mesleğimizin önemini vurguladık. Kutlama programı çok güzel hazırlanmış, bazı istenmeyen görüntüler olsa da, programı hazırlayan Endüstri Meslek Lisesi ile Milas Anadolu Lisesi yönetici, öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ediyor, ben de emekli bir öğretmen olarak kendilerini kutluyorum. Emekli Öğretmen Şennur Uzman hanım kardeşim ve meslektaşımın konuşmalarından anladığım kadarı ile, öğretmenin başarısı ve kazanımı olan öğrencinin, düşünce, bilinçli, planlı, programlı çalışmasını sağlamak, vatana millete faydalı eleman yetiştirmek ve Jon Devvey’in iş eğitimine göre öğrenci hazırlamak yönü ile kendisine bu imkanı verenlere teşekkür etmesi, öğretmenliğin azizliğini işaret eder. Teşekkürler kardeşim, teşekkürler. Ben de kendilerine emekli öğretmen camiasına hoş geldiniz diyor, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum. Sevgili halkım, Değerli öğretmen arkadaşlarım, sevgili öğrenciler; 33 yıldan bu yana kutlanan Öğretmenler Günü için, her yıl Sayın Milli Eğitim Bakanlarımız mesaj yayınlar. Bu yıl da Sayın Bakanın mesajını arkadaşlarım okudular, can kulağı ile dinledim. Mesajın içeriğinde hep övmeler, nasihatlar var. Amma eğitim ve öğretimin gelişmesi, öğrencinin yetişmesi, öğretmenin kendini yenilemesi, öğretim metodu, halkımın kalkınması için bir tek cümle ve kelimeye rastlamadım. Ayrıca, öğretmenlerin özlük hakları, öğretmen çocuklarının yurt ve okul, kitap sorunu ve diğer sorunların halli için yeni bir ümit ışığı göremedim. Ben, Sayın Bakanımızdan şu mesajı beklerdim: Okul sorunları ve çözümleri, / Öğrenci sorunları ve yetişmesi, / Öğretmenlerin sorunları ve çözümleri, / Öğrencilerimiz ve halkımızın aydınlanması yönünden ne gibi tedbirlerin alınacağı, / Eğitim ve öğretimin daha kaliteli olması için ne gibi tedbirlerin alındığını ve 4+4+4’den vazgeçildiği haberini beklerdim. Amma bunların hiçbirini göremedim. Bizden fedakarlık bekleniyor. Öyle ise fedakarlığı hep beraber yapsak daha iyi olmaz mı? Sayın halkım; bakın, Öğretenler Gününden birgün önce Ankara’da öğretmen arkadaşlar hayat pahalılığından geçinemediklerini, kredi kartı borçlarını ödeyemediklerini belirterek Milli Eğitim Bakanımıza problemlerini aktarmak üzere Bakanlığa gidecekler, basın açıklaması yapıp evlerine dönecekler.. Amma ne gezer, hemen polis yollarını kesiyor, biber gazı, gazlı bomba, tomalarla su sıkmaya başlıyor. Sevgili polis arkadaşıma bu da yetmiyor, yerlerde öğretmenleri sürüklüyor ve tekme atıyor, dövüyor. Sayın Başbakanımız Trabzon’dan öğretmenler için ‘ellerini öpün’ diyor amma polis yerlerde sürüklüyor, tekme atıyor, dövüyor. Sevgili polis kardeşim, sana ne deyim ben şimdi.. Öğretmenin bedduası anne bedduası kadar geçer. Şunu söyleyeceğim; inşallah bir gün sen de hakkını ararsın, sana da aynı muameleyi yaparlar. Sevgili polis arkadaş; siz hangi öğretmenin teröristlik yaptığını gördünüz? Biraz düşünürseniz bana hak verip yazar doğru söylüyor diyeceksiniz. Benim tahminim polis arkadaşı herhalde okulda öğretmen arkadaşlardan birisi dövmüş ki o da öğretmeni yerde sürükledi ve tekme ile dövdü. İntikamını aldın mı arkadaş? Sevgili polis arkadaş; geçenlerde okudum, bir polis kardeşim borç batağı yüzünden intihar etti. Öğretmen, memur ve halktan da kredi kartı ve hayat pahalılığı yönünden intiharlar oluyor. Sen geçinmeyi kolay mı sanıyorsun? Çocuk okutmayı kolay mı sanıyorsun? Ev kirası, elektrik, su, telefon parası, bakkal, kasap, Pazar masraflarını siz herhalde bilmiyorsunuz. Öğretmenler Sayın Bakana bu dert ve problemlerini anlatmak ve bir basın toplantısı ile halkımıza ve hükümetimize duyurmak istediler, bu suç mu arkadaş? Yürüyüş yapmak, basın açıklaması yapmak isteyen öğretmenler de polis kardeşimiz gibi borç batağında yüzüyor.. Bugünkü şartlar altında ev geçindirmek, çocuk okutmak kolay değildir. Bir de sen tomalarla su sıktığın zaman o pislenen, kirlenen elbiseler nasıl temizlenir, sen bunu düşündün mü? Başka gruplar çarşıyı altüst yapıyor, dükkanların camlarını kırıyor, polise taş atıyor onlara birşey yapmıyorsunuz ya acaba niçin? Bak polis arkadaş; Sayın Başbakanın Trabzon’dan yayınladığı meajda ‘ellerini öpün’ dediği öğretmeleri sen Ankara’da yerlerde sürükledin, tekmeledin, dövdün. Aferin sana, ben bundan sonra sana nasıl güveneceğim? Arkadaş, sana son olarak bir soru sormak isityorum? Acaba, sana a.b.c.’yi öğreten ilkokul öğretmenin, senin bu halini gördüğü zaman senin hakkında ve kendisi hakkında ne düşünmüştür?