“Özgür ve bağlantısız gazeteciliğe ihtiyaç var”

ÖNDER Haber - Geleneksel Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Töreni’nde konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, "Basını özgür olmayan kamuoyunun haber alma, bilgilenme kanallarına yasak getirilen, düşünceyi ifade etmenin cezalandırıldığı, sansürün, oto…

Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber - Geleneksel Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Töreni’nde konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, "Basını özgür olmayan kamuoyunun haber alma, bilgilenme kanallarına yasak getirilen, düşünceyi ifade etmenin cezalandırıldığı, sansürün, oto sansürün kol gezdiği bir ülkede çağdaş bir demokrasiden söz etmek elbette olanaksızdır" dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) 55’incisini gerçekleştirdiği Geleneksel Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri, düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi. DenizBank’ın desteğiyle The Marmara Oteli’nde düzenlenen törenin açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto, "Siyasi tarihimiz boyunca gazetecilik mesleği çok zorlu dönemlerden geçmiş, türlü baskılara göğüs germe durumunda kalmıştır. İkinci Meşrutiyet’ten bu yana dürüst, ilkeli gazetecilik için uğraş veren nice değerli meslektaşımız bu uğurda yaşamlarını kaybetmişlerdir. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Metin Göktepe, Hrant Dink, bir çırpıda aklımıza gelen meslektaşlarımızdır. Salt gazetecilik yapmaktan, düşüncelerini ifade etmekten, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmaktan başka hiçbir suçu olmayan bu meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Yazıktır ki; böylesi hain saldırıların arkasındaki sis bulutu günümüze dek dağıtılamamış, kirli cinayetlerin üzerindeki örtü kaldırılamamıştır" dedi. Yanlışlarının günahını medyaya yüklüyorlar Gazeteciler üzerindeki baskıya dikkat çeken Başkan Olcayto, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle geçtiğimiz üç yılda başta iktidar olmak üzere tüm siyasetçilerin yazılısı, görseliyle tüm medya üzerinde yoğun baskı kurduklarını gözlemliyoruz. Yanlışlarının günahını medyaya yüklüyorlar. Devlet sırrı diyerek ülkede yaşanan önemli olayları yurttaşlardan saklamak istiyorlar. Kolluk güçleri marifetiyle hedef gösterdikleri muhabirlere, kameramanlara şiddet uygulayarak gözdağı veriyorlar. Gazeteciler bir yandan ceza usul yasası özellikle de terörle mücadele yasası yüzünden mahkemeden mahkemeye koşuşturmakta, bir yandan da yine bu yasaların bir türlü iyileştirilemeyen maddeleri yüzünden cezaevlerinde çile doldurmaktadır. Halen bu yasaların kurbanı olarak 44 meslektaşımız cezaevinde bulunmaktadır. Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bir genel seçim var. Bu ortamda gazetecilere önemli görevler düşüyor. Medyamızın içinde bulunduğu durumu ortaya koymak için bir saptama yapmak istiyorum. İktidar baskısı gazetecinin üzerinde giderek ağırlaşıyor. Muhalif gazeteciler işten çıkarılıyor, gazeteciler kutuplaştırılıyor. Siyasi baskıları içine sindiremeyen değerli gazeteciler işsiz kalmayı yeğliyorlar. İktidarın gazete yönetimlerine talimatla sansür yaptırabildiği ya da kendi meşrebine uygun haber kotarttığı, artık saklanamayan bir gerçek. Sosyal medyada yasaklamalar birbirini izliyor. Kamu reklamları gazetelere adaletli bir biçimde dağıtılmıyor. İktidarın yarattığı korku ikliminden sermaye grupları da etkileniyor ve muhalif gazetelere reklam vermekten kaçınıyorlar. Art arda kapanan ve ücret ödeyemez duruma düşen gazeteler ve televizyonlarda birikmiş ücretlerini, tazminatlarını alamayan yüzlerce basın emekçisi var. Sektörde sendikacılığı tamamen yok etme çalışmaları yapılıyor. MİT yasası nedeniyle artık haber kaynaklarımıza da elveda dememiz gerekecek. Çünkü ‘gazeteci haber kaynağını açıklamaz’ evrensel ilkesi ülkemizde artık tarih oluyor. Sırada Basın Kanunu kapsamına alınmak istenen internet yasası var. Peki biz gazeteciler, sıkça değişen gündemi izlerken, tüm bunların ne kadar farkındayız? Özgürlük alanımız bu denli kısıtlanırken, düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engeller giderek çoğalırken, neden mesleğimizi korumak için birleşemiyor, bütünleşemiyoruz? Örgütlü olmaktan neden korkuyoruz? Örgütlü olmaktan neden korkuyoruz? Meslek örgütlerine üye olalım. Yasakların birbirine eklemlenerek çoğaldığı bir toplumda gazetecilik yapılabilir mi? Gelin sevgili meslektaşlar çuvaldızı başkasına batırırken iğneyi kendimize batıralım. Özgür ve bağlantısız gazetecilik için birlik olalım. Özgür ve bağlantısız gazeteciliğe ihtiyaç var. Basını özgür olmayan kamuoyunun haber alma, bilgilenme kanallarına yasak getirilen, düşünceyi ifade etmenin cezalandırıldığı, sansürün, oto sansürün kol gezdiği bir ülkede çağdaş bir demokrasiden söz etmek elbette olanaksızdır.  Gazeteciliği işte bu ağır ve zor koşullar altında türlü güçlüklerle yapan meslektaşlarımızı, ödüle değer görülen haberleri, araştırma ve köşe yazıları, fotoğraf ve kamera çalışmaları, belgesel ve TV programları, radyo çalışmaları nedeniyle şimdiden yürekten kutluyorum. Sorumlu ve titiz çalışmalarına tanık olduğum seçici kurul üyelerini de ayrıca kutlamak istiyorum." Ödüller-Övgüler Uğur Dündar- Gazetecilik kategorisinde Haber-Siyasal dalında Sözcü Gazetesi’nde 13.12.2013 tarihinde yayımlanan "Enişteden Hükümeti Sarsacak İddialar: Bakanlığa Rüşvet Verdim" başlıklı haberiyle Uğur Dündar ödüle değer bulundu. Dündar, ödülünü alırken şunları söyledi: "Genç bir gazeteciyi heveslendiren bu ödül nedeniyle çok teşekkür ederim. Gelecekte çok başarılı olma sözü veriyorum. Çok sağ olun. Şaka bir tarafa, ben bu ödülü evrensel meslek ilkelerimize sıkı sıkıya bağlı kalarak toplumun gerçekleri öğrenme hakkına yiğitçe hizmet ederken kalemleri kırılan, işsiz bırakılan, zindanlara atılan tüm meslektaşlarım adına alıyorum. Yaşasın basın özgürlüğü, yaşasın özgür basın." Aykut Küçükkaya- Aynı dalda Cumhuriyet Gazetesi’nde 10.09.2013 tarihinde yayımlanan "AKP’li Belediye Binayı Yapıp Vakfa Bedelsiz Tahsis Edecek. Halkın Parası Deniz" başlıklı haberiyle Aykut Küçükkaya övgüye değer görüldü. Küçükkaya, "Burada 9 yaşında bir oğlum var. Herhalde gazetecilerin çocuklarına bırakacağı en büyük servet işte bu ödüller" dedi. Süleyman Şen- Gazetecilik kategorisinde Haber-Ekonomi dalında Akşam Gazetesi’nde 07.01.2013 tarihinde yayımlanan "320 Kilo Altın Böyle Uçtu" başlıklı haberiyle Süleyman Şen ödüle değer bulundu. Şen, "Meslek hayatımdaki ilk ödülüm, çok teşekkür ediyorum" diyerek duygularını dile getirdi. Hüseyin Özay- Aynı dalda, Taraf Gazetesi’nde 15.07.2013 tarihinde yayımlanan "Yine Cengiz Yine Kıyak" başlıklı haberiyle övgüye değer görülen Hüseyin Özay’a ödülünü TGS Başkanı Uğur Güç takdim etti. Özay, duygularını şöyle dile getirdi: "Bir insan için en güzel şey, kendi meslektaşları tarafından ödüllendirilmesi oluyor. Ben Ankara’da görev yapıyorum. Özellikle 25 Mart gibi soğuk Ankara gününden gelip ödül almak çok güzel." Yıldız Koç- Aynı dalda Sol Gazetesi’nde 23.07.2013 tarihinde yayımlanan "Altından Yandaşlar Çıktı" başlıklı haberiyle Yıldız Koç övgüye değer görüldü. Koç, "Şu anda direnişte olan Karşı emekçilerine buradan selam göndermek istiyorum. Çok haklı bir direnişe başarılı bir şekilde devam ediyorlar. Benim ödül aldığım haberde pek çok arkadaşımın emeği var. Bu ödülü onlar adına alıyorum" diye konuştu. Ömer Erbil- Gazetecilik kategorisinde Haber Çevre dalında Ömer Erbil, Radikal Gazetesi’nde 01.12.2013 tarihinde yayımlanan "16.9’un Yıkımına" başlıklı haberiyle ödüle değer bulundu. Ömer Erbil ödülü alırken,  "Şantiyenin İstanbul’u bıraktığı Yeşil görmek dileğiyle" dedi. Arif Balkan- Aynı dalda Milliyet Gazetesi’nde 25.08.2013 tarihinde yayımlanan "Gökdelenler Baharımızı Yaza Çevirdi" başlıklı haberiyle Arif Balkan övgüye değer görüldü. Balkan, "Meslek hayatının daha henüz başında olan bir gazeteci olarak bu ödüle layık görülmek çok büyük bir onur. Herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. Sultan Uçar- Haber eğitim dalında Habertürk Gazetesi’nde 20.08.2013 tarihinde yayımlanan "Lise-Leaks Skandalı" başlıklı haberiyle Sultan Uçar, ödüle değer bulundu. Uçar, duygularını şu sözlerle dile getirdi: "2013 yılı aslında benim için çok zor bir yıldı. Bu haberi yazdıktan henüz 4 ay önce babamı yeni kaybetmiştim. Haberi yazarken, annem çok ağır bir ameliyat geçirmişti ve hastane odasındaydı. Her şeyi unutturacak şekilde kalben sevdim bu mesleği. Yaşadığımız bütün zorlukların üstesinden geleceğime inanıyorum. Bu ödülü, hayata tutunarak aramızdan yer alan annem için alıyorum." Bünyamin Köseli- Haber Sağlık dalında Zaman Gazetesi’nde 13.01.2013 tarihinde yayımlanan "Bakıma Muhtaç Engellileri Köle Gibi Alıp Satıyorlar" başlıklı haberiyle Bünyamin Köseli ödüle değer bulundu. İdris Emen- Aynı dalda Radikal Gazetesi’nde 27.05.2013 tarihinde yayımlanan "Kanser Çetesi İş Başında" başlıklı haberiyle İdris Emen övgüye değer görüldü. Emen, ödülü alırken yaptığı konuşmada, "Bu tarz ödüller biz genç gazeteciler için çok motive edici. Herkese teşekkür ederim" dedi. Özcan Yaşar- Haber Kültür Sanat-Magazin dalında Cumhuriyet Gazetesi’nde 29-30.04.2013’te yayımlanan "Kırmızı Ruja Yasak" başlıklı haberiyle Özcan Yaşar ödüle değer bulundu. Yaşar, "Türkiye adeta yasaklar ülkesi. Benim haberimin konusu da yasak konuluydu. Ama bazen yasaklar işe yarıyor. Böyle ödül getiriyor. Herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. Özgür Savaşçıoğlu- Aynı dalda Sol Gazetesi’nde 14.10.2013 tarihinde yayımlanan "Bilimsel Vurgun" başlıklı haberiyle Özgür Savaşçıoğlu övgüye değer görüldü. Savaşçıoğlu, "Ben gazeteciliğe en yeni başlayanlardan biriyim. Gazeteciliğe başlamak için beni cesaretlendirenlere teşekkür ediyorum. Ayrıca penguen medyasını aklamayan hepimizi cesaretlendiren, umutlandıran, boyun eğmeyen Türkiye halkına teşekkür ediyorum" diye konuştu. Celal Demirbilek- Haber Spor dalında Hürriyet Gazetesi’nde 19.10.2013 tarihinde yayımlanan "100 Altın Uğruna" başlıklı haberiyle Celal Demirbilek ödüle değer bulundu. Murat Ağca- Aynı dalda Habertürk Gazetesi’nde 14.06.2013 tarihinde yayımlanan "Lahmacunla Gelen Kupa" başlıklı haberiyle Murat Ağca, övgüye değer görüldü. Ahmet Hakan Coşkun- Hürriyet Gazetesi’nde 10.11.2013 tarihinde yayımlanan "Bülent Arınç’ın Yaptığı Bir Şahsiyet Ayaklanmasıdır" başlıklı köşe yazısıyla Ahmet Hakan Coşkun ödüle değer bulundu. Ahmet Hakan Coşkun, şunları söyledi: "Ben bu yazıyı yazdığım zaman, Başbakan Erdoğan, Bülent Arınç’ı biraz ezmişti. O da ‘beni ezme’ diye bir çıkış yapmıştı. Ben onu bir şahsiyet ayaklanması olarak nitelendirmiştim. Ama o ayaklanma kısa sürdü. Arınç, kendi ayaklanmasını bastırdı. Ayaklanma bitti ama yazı ortada kaldı. Ona da ödül verdiler. Çok teşekkür ediyorum. Umarım bu ödül, yeni şahsiyet ayaklanmasına vesile olur." Burak Kılıç-Fazlı Mert ile Ümran Avcı-Güngör Karakuş- Araştırma dalında Zaman Gazetesi’nde 1-5.03.2013 tarihinde yayımlanan "İnsan Kaçakçılığı Gerçeği"  başlıklı araştırmasıyla Burak Kılıç- Fazlı Mert ile Habertürk Gazetesi’nde 4-6.05.2013 tarihleri arasında yayımlanan  "Mayın Kurbanı Hayatlar" başlıklı araştırmasıyla Ümran Avcı-Güngör Karakuş ödüle değer bulundular. Melis Alphan- Röportaj dalında Hürriyet Pazar ekinde 19.05.2013 tarihinde yayımlanan "Annem Beni Akıl Hastanesine Kapattı" başlıklı röportajıyla Melis Alphan ödüle değer bulundu. Alphan, haberin, basının nasıl işlev gördüğünün kanıtı olduğu söyleyerek, "Özgür basına ekmek kadar, su kadar ihtiyaç var. Özgür basın adına ödülü almak istedim" dedi. Pınar Ersoy- Aynı dalda Milliyet Gazetesi’nde 10.02.2013 tarihinde yayımlanan "Obama: Barışçı Çözümü Alkışlıyorum" başlıklı röportajıyla Pınar Ersoy övgüye değer görüldü. Uğur Meleke- Spor Köşe Yazısı dalında Milliyet Gazetesi’nde 16.05.2013 tarihinde yayımlanan "Ulusal Ar Damarı" başlıklı köşe yazısıyla Uğur Meleke ödüle değer bulundu. Ödül töreninde daha sonra sayfa düzeni, karikatür, foto muhabirliği, televizyon, radyo programcılığıyla ilgili ödüle ve övgüye değer çalışmalar ödüllendirildi.