“Sağlık sistemi hızlı bir çöküşe doğru gitmektedir!”
ÖNDER Haber - CHP Muğla Milletvekili Prof
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, ‘Dünya Sağlık Örgütü Anayasası’nın 7 Nisan 1948 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle 7 Nisan’ın Dünya Sağlık Günü olarak, 7-13 Nisan haftasının da Sağlık Haftası olarak kutlandığını anımsatarak başladığı ‘Dünya Sağlık Günü mesajı’nda daha sonra şu görüşleri dile getirdi ...
"Artık hastane kapılarında beklemek yok" diyerek övülen Sağlıkta Dönüşüm Programı hekimler, sağlık çalışanları ve vatandaşlarımız açısından AKP eliyle büyük bir yıkım gerçekleştirmiştir. Sağlık alanı ve hizmetleri hızla piyasalaşırken, kamu sağlık sektörü Cumhuriyet tarihinde hiç görülmediği ölçüde çökertilmiştir. En temel insan hakkı olarak sağlık, herkes için ulaşılabilir olmaktan, sağlıktaki özelleştirme politikaları da hekimleri ve sağlık çalışanlarını insanca yaşam koşullarından giderek uzaklaştırmıştır.
Sağlık Çalışanlarının
özlük hakları daha da
kötüye gitmektedir
Sağlık alanındaki toplumsal yıkımdan en çok sağlık çalışanları etkilenmiş, AKP döneminde hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve mobbing 16 kat artmıştır. Bunun yanında sağlık çalışanlarının özlük hakları giderek daha da kötüleşmiştir. Sağlık çalışanları iş güvencesi, aşırı iş yükü, sonu gelmeyen nöbetler, yıpranma payının olmaması, emeklilikte sefalet gibi sorunlarla boğuşmaktadır.
Yurttaşlarımız sağlık
hizmetlerine
ulaşamamaktadır
Hastalar için de durum iç açıcı değildir. Türkiye’de sağlık harcamaları AKP iktidarı döneminde 12 milyon dolardan 42 milyon dolara çıkmış, ameliyatlar ve emar çekimi 3 kat, katılım payı 6 kat yükselmiştir. 10 yıl içerisinde kullanılan ilaç sayısı 3 kat artmış, insanlar yılda 30 kutu ilaç tüketir hale gelmiştir. Devlet hastanelerinde başvurular 2,5 kat artmış, salgın hastalıklarda aşılanması gereken yaş grubu da yükselmiştir.
Sağlıkta tüketim artarken kronik hastalıklar ve bulaşıcı hastalıklar da giderek daha da fazla artmakta ve bir ilerleme kaydedilememektedir. Özellikle kızamık gibi salgın hastalıklarda ciddi bir artış olmuştur. Grip hastalıklarına bağlı ölümler hızla artmaktadır. Sağlık Bakanlığı tersini iddia etse de, Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan raporlar Bakanlık verilerinin güvensizliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Yurttaşlarımız sağlık hizmetlerine ulaşamamakta, prim borcu sebebiyle 5 milyon vatandaşımız sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Yüksek katkı payları ise insanları nitelikli sağlık hizmetinden mahrum bırakmaktadır.
Sağlık sistemi hızlı bir
çöküşe doğru
gitmektedir
Sağlık hizmetleri her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Kaynağını uluslararası insan hakları hukukundan alan, Anayasa ile güvenceye alınan sağlık hakkı, yerleşik bir insan hakkıdır. Aynı şekilde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de açıkça belirtildiği gibi "sağlık hizmeti alma hakkı" yalnızca parası olanın ulaşabildiği değil herkes için ulaşılabilir bir sağlık sistemini tariflemektedir. Bu sebeple sağlıktaki yıkım durdurulmalıdır.
Eğer sağlıktaki yıkım durdurulamazsa, ülkemizde sağlık hizmetine ulaşamayanların oranı ve buna bağlı olarak da hastalıklar ve ölümler daha da artacaktır.
Sağlıklı bir toplum yaratmak için, halkın sağlığı için, sağlık emekçilerinin güvenceli iş talepleri için sağlıkta gerçekleştirilen yıkıma dur denilmelidir.