Şimdi sıra kimde?

Milas Önder Gazetesi

Gökhan GURBETOĞLU

Mevsimlerden kış, soğuk kapalı bir hava var İstanbul’da… Bu, ülkemin üzerindeki havayı da tarif ediyor. Kapalı, belirsiz, soğuk bir hava. Hem dış ilişkilerde keskin bir dönem, hem de içeride kendine muhalif kimseyi bırakmamacasına bir despotizm.

Olaylar ve gündem öylesine çabuk değişiyor ki, bazen insan olayları kaçırıyor. Daha ‘Rus uçağının düşürülmesi’ olayının analizini yapıp getirisini götürüsünü tartamadan, gazetecilerin tutuklanması gündeme bomba gibi düşüverdi.

 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün MİT TIR’ları haberi nedeniyle casusluk suçunu işledikleri iddiasıyla tutuklanmaları, Türkiye’nin basına karşı tutumunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Artık iyice şapkamızı önümüze koyup düşünme zamanı gelmiştir.

Kısacası ülkemizde artık çember gittikçe daralmaktadır. Bazıları Ergenekoncu, bazıları Paralel yapıdan, bazıları bölücü derken şimdi de casus oluverdik.

Suçlamaların sınırı yok. Artık gazetecilik yapabilmek için AKP hükümetlerinin politikalarını övmek, hatta ve hatta göklere çıkarmak gerekmektedir.

 

Üzerimizdeki bu kara bulutlar sadece AKP’nin getirdiği bulutlar değildir.

‘Rus uçağının düşürülmesi’ olayı göstermiştir ki, artık büyük bir oyunun içerisinde debeleniyoruz. ABD, Avrupa ve Suudi sermayesi, bölgede kurmak istedikleri düzeni Türkiye destekli kurmaya çabalamaktadırlar. Bu oyunu bozacak her türlü unsuru da baştan ortadan kaldırmak istemektedirler.

Gazetelere, televizyonlara el konulması, gazetecilerin işten atılmasına ve de tutuklanmalarına kadar vardırılmıştır. Artık demokrasi ve özgürlükler kişilerin iki dudağının arasındadır.

Hangi düşünce ve görüşten olursak olalım, şunu unutmayalım ki; şu an içinde bulunduğumuz demokratik ortamın bir gün hangimizi hangi suçla suçlayarak yok etmeye çalışacağının garantisi kalmamıştır.

Artık sıra bize bile gelmiş olabilir.