Soma faciasına tepkiler sürüyor

Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber - Soma’da, haberimiz yayına hazırlandığı saatlerdeki resmi rakamlara göre 282 işçi yurttaşımızın hayatını kaybettiği maden ocağı faciası, ilçemizde dün de sivil toplum kuruluşları ve sendikalar tarafından saygı duruşu ve basın açıklamaları yapılarak protesto edildi… Dün ilk tepki ve anma eylemi ilçemizde görev yapan gazeteciler tarafından gerçekleştirildi… Daha sonra Eğitim İş ve ardından da DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından, iş bırakma eylemi ve basın açıklamaları yapıldı… Bu arada bir grup genç de, tepkilerini, önlerinde bir avuç kömür, baretler ve ellerindeki dövizlerle Atatürk Anıtı önündeki merdivenlere oturarak gösteriyordu...   Gazetecilerin saygı duruşu İlçemizdeki basın mensupları, Muğla Gazeteciler Cemiyeti’nin çağrısı ve MGC Milas İlçe Temsilciliği organizasyonuyla dün saat 11’de Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek Soma’da yaşamını yitirenleri andılar. Anma etkinliğine katılan basın mensuplarına, yaşanan süreçle ilgili kısa bir değerlendirme yapan Muğla Gazeteciler Cemiyeti Milas İlçe Temsilcisi Ahmet Coşkun Efendioğlu, "Bizler de basın emekçileri olarak yaşanan acıya ortağız. Yaşananın bir facia olmasının bilinciyle bugün burada bir araya geldik. Soma’da yaşanan olay bir iş kazası değil, iş cinayetidir" dedi. Basın mensupları daha sonra, Soma’da kaybettiğimiz yurttaşlarımız için saygı duruşunda bulundular. Bu açıkça toplu cinayettir Dünkü bir diğer basın açıklaması saat 12 sıralarında Eğitim İş Milas Temsilciliği tarafından gerçekleştirildi. Sendika üyesi Mustafa Emekli tarafından okunan açıklamada -özetle- şu ifadelere yer verildi: "Bilindiği üzere, Manisa'nın Soma İlçesinde bulunan maden ocağında meydana gelen facia sonucu çok sayıda işçi kardeşimiz yaşamını yitirmiş, onlarcası da yaralanmıştır. Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların üyeleri olarak bu acı olay karşısında büyük üzüntü duymaktayız. Ancak bu facia bir iş kazası değil açıkça toplu cinayettir. 12 yıllık AKP iktidarında tüm uyarılara, konuyla ilgili uzmanların tüm açıklamalarına rağmen gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmamış, gerekli yasal düzenlemeler ve etkin denetimler yapılmamıştır. Bu nedenle Soma’da yaşanan facianın sorumlusu başta siyasal iktidar olmak üzere işçi kanıyla servetlerini arttıran sermayedir. ... Talebimiz şudur ki; başta Soma'da yaşanan büyük facia olmak üzere ülkemizde meydana gelen tüm iş cinayetlerinin TBMM'de kurulacak bir araştırma komisyonu tarafından araştırılması. Bu araştırma sonucunda yapılacak tespitlere göre, iş cinayetlerine kurban edilen işçilerin ve ailelerinin hak kayıplarını önleyecek yasal düzenlemelerin yapılması, bu iş cinayetlerinin yaşanmasına neden olan sorumluların tespit edilerek cezalandırılmasının sağlanması, taşeron sistemine son verilmesi için mevcut yasalarımızın daha belirgin şekilde ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak düzenlenmesi, örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözleşmeden yararlanmanın önündeki engellerin kaldırılması konusunda yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekir. ... Bugün Soma'da yaşanan facia nedeniyle Türkiye genelinde tüm üyelerimiz iş bırakmış ve alanlara çıkmıştır. Mücadelemiz bundan sonra da artarak devam edecektir. Bu vesileyle, Soma başta olmak üzere tüm iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden kardeşlerimize Tanrı'dan rahmet, ailelerine ve tüm ulusumuza baş sağlığı diliyoruz. Yaralananlara acil şifalar diliyor, şu an itibariyle kurtarılmayı bekleyen kardeşlerimizin de bir an önce sağlıkla aramıza katılmalarını bekliyoruz." Tutulacak yasımız, sorulacak hesabımız var! Atapark’taki son açıklama ise DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından saat 13’de yapıldı. Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Belediye Başkan Yardımcıları Zeynep Mat, Faik Karagöz, CHP Milas İlçe Başkanı Suat Özcan, dernek başkanları ve vatandaşların katıldığı etkinlik sırasında alanda bulunanlar, "Susma haykır, katillerden hesap sor", "Madenciler değil hükümet mezara", "Katillerden hesabı emekçiler soracak", "Kkatiller belli, taşeroncu AKP", "İşçi ölümleri kader değildir", "Gün gelecek, devran dönecek, katil AKP hesap verecek", "Berkin’in katili Soma’nın faili" sloganları attılar. Yaşamını yitiren işçiler için 2 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından ortak basın açıklaması Eğitim Sen Milas İlçe Temsilcisi Mustafa Ali Demirci tarafından okundu. Vardiyasında kaç işçinin yerin dibine indirdiğini bilmeyen bir işletmenin ve onu denetlediğini söyleyen devletin katil olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan Demirci, "Laf duble yollara geldiğinde ‘biz yaptık’ diyenler, ihmallerinden dolayı maden göçüklerine gelince ‘takdiri ilahi’ diyorlar. Öğretmenlerin tebeşirleri kömür karası bugün! Tutulacak yasımız, sorulacak hesabımız var! Ey, teftişe giden müfettişler! İnsanlık adına konuşun artık, konuşun! Teftişe gittiğinizde ocağın kapısından içeri adım attınız mı, maden kapısının yanına bile yaklaştırmadılar mı sizi yoksa? Siz de başbakan gibi bu işin fıtratında ölüm mü var diyorsunuz ey müfettişler? Acılar içinde inleyen Türkiye adına konuşun! Sorumlular aklanacak mı yoksa?" dedi. İşçiler yürümesin diye alınan önlemler neden işçiler ölmesin diye alınmadı? Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 176 numaralı "madenlerde güvenlik ve sağlık sözleşmesi"ni 19 yıldır imzalamadığını hatırlatarak konuşmasını sürdüren Demirci, "Sözleşme, hükümete ve işverene önemli sorumluluklar yüklüyor. Bu ülkede işçiler yürümesin diye alınan önlemler neden işçiler ölmesin diye alınmadı. Kaza üzerinden saatler geçmesine rağmen resmi açıklama yapılmıyor ancak işçiler yürürken hazır ola geçen devlet ölürken susuyor. Cemal Yıldız. Yaşı 15. Ağır işte çalışma yaşının 16’ya düşürüldüğü ülke Türkiye. 15 yaşında çocuğun sokakta ne işi var diyerek yuhalayanlar, ona terörist damgası vuran sayın Erdoğan anladınız mı şimdi ne işi varmış sokakta çocuğun? Şimdi terörist kim? 15 yaşında sokağa ekmek almaya çıkan çocuk mu, yoksa ekmek parası kazanmak için girdiği maden ocağına indirdiği çocuğu katleden hükümet ve onun taşeronları mı?" dedi. Göz göre göre gelen bir iş cinayetidir Manisa’nın Soma ilçesi linyit kömürü üretimi yapan Soma Holding`e bağlı Soma Kömür A.Ş.`ye ait bir ocakta meydana gelen trafo patlaması sonucunda yüzlerce işçinin yaşamını yitirdiğini dile getirerek konuşmasını sürdüren Demirci, şöyle devam etti: "Soma’da yüzlerce işçinin canına mal olan patlama bir kaza değil, yeterli iş güvenliği önlemi alınmadığı için göz göre göre gelen bir iş cinayetidir. ... Soma`da yaşanan iş cinayetinin temel nedeni, yıllardır bütün itirazlara rağmen ısrarla hayata geçirilen özelleştirme ve taşeron çalıştırma sisteminin resmi devlet politikası haline getirilmesidir. Bugüne kadar yaşanan işçi cinayetlerinde olduğu gibi, son olarak Soma`da meydana gelen katliamın sorumlusu güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştıran, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri almayı maliyet unsuru olarak gören patronlar ve AKP hükümetidir. 29 Nisan`da üç muhalefet partisi Soma`daki maden ocaklarının araştırılması için ortak önerge vermiş, ancak söz konusu önerge AKP tarafından reddedilmiştir. AKP hükümetinin 2012`de çıkardığı iş sağlığı ve güvenliği yasasının kâğıt üzerinde kaldığı, gerekli denetimlerin yapılmadığı, üstelik bu denetimleri yapması gereken hükümetin, madenlerin denetlenmesi ile ilgili önergelerini reddettiği düşünüldüğünde, Soma’da yaşanan cinayetin asıl faili AKP hükümeti ve onun Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Maden işçileri her yıl bir avuç kömür için bir ömür verirken, yaşanan cinayetleri ‘kader’, ya da ‘takdir-i ilahi’ olarak açıklayıp ölenlerin ailelerine sadece ‘rahmet’ dilemek, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarında ısrarcı olmak yeni iş cinayetlerinin, yeni katliamların yaşanmasına davetiye çıkarmak anlamına gelmektedir. Biz diyoruz ki, tüm özelleştirmeler derhal iptal edilsin.  Özelleştirilen tüm madenler kamulaştırılarak işçilerin yönetimine bırakılsın. Madenlerin denetimi için emek ve meslek örgütü temsilcilerinin ve bilim insanlarının yer aldığı bağımsız bir kurul oluşturulsun. Soma Maden Holding’in başkan ve yöneticileri başta olmak üzere işçi ölümlerinin tüm sorumluları yargılanmalı ve hükümet derhal istifa etmelidir. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB  olarak, Soma’da yaşanan iş cinayetinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizin ailelerine başsağlığı diliyor, göz göre göre yaşanan bu katliamın bütün sorumlularının derhal hesap vermesini istiyoruz."