“Uyarıyoruz! Herkes aklını başına alsın!”
ÖNDER Haber / Melih KAŞKAR -
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs 2017’de Ankara’da düzenledikleri mitingde, bütün mesajları verdiklerini, sorunları dile getirdiklerini, çözüm yollarını gösterdiklerini bildirerek, “Bu ülkeyi doyuran, reel sektör olan tarımın ve çiftçimizin kıymeti anlaşılmıyor dedik. Görüyoruz ki mesajlarımız yeterince anlaşılmamış. Çiftçimiz, sorunların bir an önce çözülmesini istiyor. Uyarıyoruz… Kimse bizi tekrar meydanlara çıkmak zorunda bırakmasın. Bu ülkeyi doyuran insanların kıymetini herkes bilmek zorundadır. Bu anlaşılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Meydanlara çıkarız, herkesi uyarıyorum. Meydanlara bir çıkmaya başlarsak arka arkaya gelir. Kimse bizi durduramaz. Herkes aklını başına alsın” dedi.
Şemsi Bayraktar, Birlik Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Temmuz ayı üretici ve market fiyatlarındaki değişim ile başta buğdayda yaşanan sorunlar olmak üzere tarımdaki gelişmeleri değerlendirdi.
Doğal afetler
Açıklamalarında ‘doğal afetler’e de değinen Bayraktar, “Sezonun başından beri kuraklık, sel, dolu, fırtına, hortum gibi doğal afetler bir türlü çiftçimizin peşini bırakmadı. Son aylarda Haziran ve Temmuz’da yaşanan sel ve dolu çiftçimizin ürününe büyük zarar verdi. Hasadın devam ettiği Temmuz’da aşırı yağış zararı artırdı. Temmuz ayında, Bursa Karacabey ve Mustafakemalpaşa, Çanakkale Bayramiç, Manisa Selendi’de yaşanan afetler nedeniyle başta salçalık domates olmak üzere, biber, salatalık, mısır, kavun, karpuz, tütün, elma, armut, nektarin ve şeftali ürünlerinde büyük zarar oluştu.
Edirne’de Bulgaristan sınırındaki Kapıkule Sınır Kapısı ve çevresinde etkili olan kısa süreli şiddetli rüzgar, sağanak yağış ve yaklaşık 10 dakika süren ceviz büyüklüğündeki dolu, Kapıkule Sınır Kapısı ve çevresindeki köylerde ayçiçeği tarlalarında hasara neden oldu.
Yaşanan dolu ve aşırı yağış Çanakkale ilinde en fazla Lapseki İlçesinde de dolu yağışı tarım alanlarında özellikle meyve bahçelerinde, özellikle şeftali ağaçlarında büyük zararlara, meyve dökümlerine yol açtı.
Diğer bir afet ise İzmir İli Bayındır İlçesinde 3 gün süren orman yangınıdır. Bayındır’da başlayan yangın, Turgutlu ve Ödemiş ilçelerine sıçradı. Odalarımızdan alınan bilgilere göre, yanan 500 hektarlık orman alanının yüzde 50’si orman ağaçlarından oluştu. Yanan alanın yüzde 30’u zeytin, yüzde 20’si ise kiraz, incir ağaçları ve bağ alanı... Yangında ayrıca, küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar da telef oldu. Bursa İnegöl’de de şiddetli rüzgar, bahçelere önemli hasar verdi. En son Çanakkale’nin Ezine ilçesinde görülen 20 dakikalık dolu yağışı nedeniyle, mısır, karpuz, kavun ekili alanlar zarar görürken, zeytin, şeftali, elma ve erik ağaçlarında dal kırılmaları ve meyvelerde büyük hasar oldu. Hasar tespit çalışmaların tamamlanmasının ardından afetlerin ekonomik boyutunu daha net olarak göreceğiz” dedi ve afetlerden zarar gören üreticilerin mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
Sorulara yanıtlar
Bayraktar, basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Bir basın mensubu “Gümrüksüz hayvan ithalatı olacağı için bu fiyatları düşürür mü, artırır mı ya da net bir fiyat söyleyebilir misiniz? Bu yönde bir tahmininiz var mı?” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
“Enflasyonla mücadele edeceğiz diyorlar çiftçi umurlarında değil. ‘Enflasyonu biz aşağıya düşüreceğiz’ diyorlar. Tarım eski bakanı da bir açıklama yaptı; ‘Gıdanın enflasyona etkisi yüzde 2’ dedi. Şimdi hesapladık yüzde 3. Başka tarafta yüzde 8 var. Yani başka tarafın üzerine niçin gidilmiyor? O sektörlerden çekiniyorlar da tarım sektöründe çalışan insanlardan mı çekinmiyorlar? Günah keçisi biz değiliz onu açıkladık. Enflasyon etkileyen ulaştırma var. Diğer sektörlerin üzerine gidilsin. Yani tarım sektörünün enflasyona etkisi yüzde 3. Fazla değil. Ama bizi mağdur etmeye kimsenin hakkı yok. Biz mağdur ediliyoruz. Sektör mağdur ediliyor. Biz çiftçileri tarımda zor tutuyoruz. Bakın gençler gidiyor. Tarımda yaşlılar ve kadınlar kaldı. Kadın çiftçilerimizle üretim yapmaya çalışıyoruz. Bu sektör bir reel sektör. Sanayi gibi üretim yapan bir reel sektör. Kimse bunun farkında değil. Bu ülkede reel sektör olarak kabul edilen sanayiciye verilen kıymet reel sektör olan tarım sektörüne de tarım sektöründe çalışan çiftçilerimize de verilmiyor. Ben bunu Dünya Çiftçiler Günü’nde yaptığım mitingde ifade ettim. Bu ülkeyi doyuranlar maalesef kıymet görmüyor. Bunu üzülerek söylüyorum. Tekrar meydanlara çıkarız. Herkesi uyarıyorum. Bu ülkeyi doyuran insanların kıymetini herkes bilmek zorunda. Bu anlaşılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Bu ülkenin gıda güvencesi tehdit altında. İthalatla bu ülkeyi doyurmak mümkün değil. Bir taraftan 80 milyonluk nüfusu, bir taraftan 40 milyon turisti doyuracaksınız. 5 milyon sığınmacı ve yabancı var. Bunları doyuracaksınız. Bunları bu ülke çiftçisi doyuruyor, günah değil mi bu insanlara?
Gözünüz kör mü sizin?
Ve bu ülkede ekilen topraklarının yüzde 70’inde tahıl, yarısında buğday ekiliyor. Buğday bu kadar önemli bir ürün. Bu ürünü üreten çiftçiyi, üretim yapan insanları mağdur etmeye kimsenin hakkı yok. Böyle yanlış kararnameleri çıkarıyorlar insanları mağdur ediyorlar. Tepki koyunca da ‘niye tepki konuldu’ deniyor. Koyacağız benim görevim bu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin görevi bu gibi şeylere tepki koymak. Meydanlara çıkarız, herkesi uyarıyorum. Meydanlara bir çıkmaya başlarsak arka arkaya gelir. Kimse bizi durduramaz. Herkes aklını başına alsın.
Ekonomi Bakanı enflasyonu düşüreceğim diye her alana dalıyor. Onun yönlendirmesiyle de oldu bunlar. Bunu da biliyorum. Yeni Tarım Bakanımızın da çok dikkatli olması lazım. Ekonomi Bakanının tarım, tarım sektöründeki üretim umurunda değil. Burada dikkatli olması gereken Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanıdır. Bu gibi kararnamelere imza koymasın. Hiç umurunda değil adamın. Buğday üreticisi ne üretiyormuş, hangi koşullarda üretim yapıyormuş. Büyükşehirler yaşanmaz hale geldi. Güvenlik sorunu var. Kırsalda müthiş göç var. Bunu görmüyor musunuz? Gözünüz kör mü sizin?”