“Yeni bir satış sözleşmesi istemiyoruz!”
ÖNDER Haber - 3 Ağustos 2015 Pazartesi günü, milyonlarca kamu emekçisini yakından ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri başladı
Milas Önder Gazetesi
ÖNDER Haber -
3 Ağustos 2015 Pazartesi günü, milyonlarca kamu emekçisini yakından ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri başladı.
Eğitim Sen Milas Temsilciliği’nce yapılan açıklamada; çok sayıda kamu emekçisinin izinli olduğu şartlarda ve ‘yetkisiz geçici bir hükümet’le adeta yangından mal kaçırırcasına yürütülmek istenen yeni toplu sözleşme süreci, bir önceki gibi ‘satış sözleşmesi’yle noktalanmasın diye, ‘görüşmelerin ekim ayına ertelenmesi’ talebini dile-gündeme getiren KESK üyesi kamu emekçilerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na doğru yürüyüşleri sırasında gazla-tazyikli suyla polis şiddeti uygulanmasına tepki gösterildi.
‘Memur Sen’in, "Halinden Memnun Sen" olarak anılmasıyla dikkat çeken açıklamada, "Eğitim Sen olarak altını çizerek bir kez daha ifade etmemiz gerekirse, ne ‘halinden Memnun Sen’in, ne de geçici savaş hükümetinin, emekçilerin sorunlarını ve hak kayıplarını gözetmeyen bir uzlaşmaya imza atmasını meşru ve hukuki görmeyeceğimiz bilinmelidir" denildi.
Toplu sözleşme masası
mı, "özel güvenlik
bölgesi" mi?
"Yeni bir satış sözleşmesi istemiyoruz dedik, karşılığı gaz, cop, gözaltı oldu!" başlıklı açıklama şöyle:
Bizler de konfederasyonumuz KESK`in çağrısıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın önünde taleplerimizi ifade etmek ve yeni bir "satış sözleşmesi"ni asla kabul etmeyeceğimizi belirtmek istedik. Ancak yürüyüşümüz, polisin sert saldırısıyla engellenmek istendi!
Polisin emekçilere yönelik orantısız ve sert müdahalesi sonrasında KESK MYK üyesi İlhan Yiğit ve BES üyesi Sinan Ok gözaltına alınmış ve aralarında MYK üyemiz İsmail Sağdıç`ın da bulunduğu çok sayıda üye ve yöneticimiz biber gazına maruz kalarak fenalaşmıştır.
Bugüne kadar işçilerin grev kararlarını "milli güvenlik" engeliyle durduranlar, işçilerin ve emekçilerin değil patronların hakkını korumayı ilke edinenler, bugün de kamu emekçilerinin toplu sözleşme masasını adeta "özel güvenlik bölgesi" ilan etmişler ve en demokratik hakkımızı kullanmamıza izin vermemişlerdir. Ancak mücadele kararlılığımızla üye ve yöneticilerimiz bu ablukayı kırarak Bakanlık önüne ulaşmışlardır.
"Oldu bitti mantığı"
Milyonlarca kamu emekçisinin sesi olan konfederasyonumuz KESK’e yönelik takınılan bu tutumun ardında, görüşmelerin Ekim ayında yapılması talebimizin kamu emekçileri nezdinde karşılık bulması yatmaktadır. Çok sayıda kamu emekçisinin izinli olduğu Ağustos ayında, yetkisiz geçici bir hükümetle alelacele yürütülen bu sürecin ikinci bir satış sözleşmesiyle noktalanmaması için yürüttüğümüz mücadele, "oldu bitti mantığı" içerisinde savuşturulmak istenmektedir.
Üstelik 2012 yılında TİS görüşmelerinin Eylül ayında yapılmasına dair her üç konfederasyonun ortak talebi de tutanak altına alınmışken, alelacele yürütülen "pazarlıkla" noktalanmak istenmektedir. Söz konusu pazarlıktan kamu emekçilerinin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini beklemek en naif tabirle hayalperestliktir. Gündemin ve ekonomik verilerin hızla değiştiği, bir hafta sonra olacakların dahi kestirilemediği, savaş borazanlarının her gün daha gür çalındığı bir dönemde, emekçilere sunulandan çok daha fazlasını kaybetme ihtimali hiç de hafife alınmamalıdır!
Halinden "Memnun
Sen" ...
Eğitim Sen olarak altını çizerek bir kez daha ifade etmemiz gerekirse, ne halinden "Memnun Sen"in ne de geçici savaş hükümetinin, emekçilerin sorunlarını ve hak kayıplarını gözetmeyen bir uzlaşmaya imza atmasını meşru ve hukuki görmeyeceğimiz bilinmelidir.
Kendisi dışındaki diğer konfederasyonların masaya oturmasını meşru görmeyenler bu gerçeği asla unutmamalıdır.
"Gazınız, TOMA`nız,
vız gelir bize vız"!
Ve yine unutulmamalıdır ki, emekçilerin birliği her türlü satış sözleşmesini yırtıp atacak kudrete sahiptir!
İşte o gün "Gazınız, TOMA`nız, vız gelir bize vız"!