“10 Ekim’de Ankara’dayız!”

ÖNDER Haber - 19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü dolayısıyla Muğla İl Koordinasyon Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarihinde önemli bir yeri olan ‘19 Eylül 1979 iş bırakma eylemi’nin yıldönümünün, 2011 yılından bu yana "19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutlandığına ve Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının her 19 Eylül’de ülke ve meslek alanlarına ilişkin sorunlara dikkat çekmek için alanlara çıktıklarına dikkat çekilerek, "Ne yazık ki her 19 Eylül’de yaptığımız açıklamalarımızın içeriği, ülkemizdeki sorunlarla beraber ağırlaşıyor" denildi

“10 Ekim’de Ankara’dayız!”
  • 21 September 2015, Monday 4:57
ÖNDER Haber - 19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü dolayısıyla Muğla İl Koordinasyon Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarihinde önemli bir yeri olan ‘19 Eylül 1979 iş bırakma eylemi’nin yıldönümünün, 2011 yılından bu yana "19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutlandığına ve Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının her 19 Eylül’de ülke ve meslek alanlarına ilişkin sorunlara dikkat çekmek için alanlara çıktıklarına dikkat çekilerek, "Ne yazık ki her 19 Eylül’de yaptığımız açıklamalarımızın içeriği, ülkemizdeki sorunlarla beraber ağırlaşıyor" denildi.   Artık yeter! TMMOB Muğla İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Alifer Atasever imzalı açıklama şöyle ... Ülkemiz, 7 Haziran seçimlerinden bu yana Saray merkezli bir irade ile parlamentonun ve Anayasa’nın askıya alındığı karanlık bir girdabın içerisine sürüklenmektedir. İktidar hırsı ile gözlerini kan bürümüş olanlar, ağızlarından kan damlayarak toplumu savaşa ve ölüme davet etmektedir. Artık yeter! Daha fazla gözyaşı dökmek, daha fazla tabut taşımak istemiyoruz. Asker, polis, genç, kadın, çocuk cenazelerinin sonu gelmiyor… Ülkenin dört bir yanındaki cenazelerde akan gözyaşlarına artık yüreğimiz dayanmıyor. Biz ölümleri "senden, benden" diye tasnif etmiyoruz. Emperyalizmin kirli savaşında ölen tüm canlar için acımız ortak. Her ölümün ardından, binlerce yıldır birlikte yaşadığımız bu topraklarda toplumsal barış ve geleceğimiz adına kaygı duyuyoruz.   Savaşa inat ‘barış’! Seçimler sonrasında, bunalımın yeni ve üst bir evresine girildiğini bugün herkes görebiliyor. Kürt sorununda "çözüm süreci"nin bitirilmesi; ölümler ve provokasyonların gündelik olaylar haline gelmesi; PKK’nin tekrar silah kullanma zeminine çekilmesi; Suruç’ta 32 sosyalist gencin katledilmesi; Cizre başta olmak üzere yanıp yıkılmış ilçeler, kentler yaratılması, günlerce süren sokağa çıkma yasaklarıyla oluşan savaş ortamında çocukların da içerisinde yer aldığı onlarca sivilin katledilmesiyle ülkemiz karanlık bir tablonun içine sürükleniyor. AKP, iktidarını korumak için erken seçim, savaş, provokasyon yöntemlerine başvurmaktan çekinmiyor. Yüreğimize her gün bir kor düşerken, ülkemiz hızla bir iç savaşın eşiğine doğru giderken, saraylarında oturanlar, ölen canların üzerinden milletvekili hesabı yapıyorlar. Bu ülke ve bu halk; AKP’nin 400 milletvekili ve diktatörlük hevesleri için adanacak kurban değildir. Bu yüzden bir kez daha sesimizi barıştan yana yükseltmeliyiz. Bu yüzden savaşa inat "barış" demeliyiz.   ‘Barışçı, eşitlikçi, demokratik koşullarda bir arada yaşam’ Sürecin normalleştirilmesi için, ülkemiz sorunlarının şiddetten uzak, barışçı, eşitlikçi, demokratik koşullarda ve bir arada yaşam felsefesine uygun şekilde çözülmesi zorunludur. Tüm kesimlerin bu duyarlılıkla hareket etmesi gerekmektedir. Ölümler acilen durdurulmalıdır. PKK koşulsuz olarak silahlı eylemlerine son vermelidir. Dökülen her damla kan ve yaşanan her ölüm yeni ölümlerin kapısını açmaktadır. Savaş ve şiddet ortamını besleyen, büyüten ve ateşe benzin döken her kim olursa olsun, Birliğimiz tarafından şiddetle kınanmaktadır. AKP faşizmi, savaş ve kaosa karşı toplumsal muhalefetin önündeki en önemli görev; barış dilinin hakim kılınması, ülkemizin içinde yer aldığı kapitalist cenderenin kırılması ve laikliğin toplumsal hayatın düzenlenmesinde belirleyici olmasının sağlanmasıdır. TMMOB, bir kez daha güçlü bir şekilde söylüyor; şimdi tam da karanlığa karşı aydınlığı; baskıcı, diktatoryal yönetim anlayışına karşı özgürlük ve demokrasiyi; ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı bir arada kardeşçe yaşamayı; savaşa karşı barışı; sömürüye karşı emeği; adaletsizliğe karşı eşitliği savunma zamanıdır. Şimdi tam da, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamı savunma, bunun için mücadele etme zamanıdır. TMMOB, bu yönde toplumsal sorumluklarını yerine getirmeye devam edecektir. TMMOB, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, kendisini siyasetin merkezine koymadan, kimsenin arka bahçesi olmadan, bilimsel-teknik ve toplumsal gerekliliklerin arkasında durarak, emek ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesi için özverili pozitif konumunu sürdürecektir.   Davet 19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Gününde ülkemiz, halkımız ve geleceğimiz için taşıdığımız sorumluluğun bir gereği olarak bir çağrı daha yapıyoruz. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla 10 Ekim’de Ankara’da yapılacak olan "Savaşa İnat Barış Hemen Şimdi! Emek, Barış, Demokrasi Mitingi"ne tüm kamuoyunu davet ediyoruz. 10 Ekim’de Ankara’dayız!
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık