106 gözaltı!

A. Kemal KAŞKAR - Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, önceki gün Muğla'da yaptığı miting öncesi, özelleştirme-taşeronlaştırmalara karşı mücadelenin simgesi olan ve aralarında Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ile Türkiye Maden-İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin'in de bulunduğu yaklaşık 300 enerji ve maden işçisinin kent merkezine girişine izin verilmeyince gerginlik yaşandı. Kent girişinde TOMA ve 500 kişilik çevik kuvvet timiyle önlem alan polisle, otobüslerden inen işçiler arasında sinirler gerildi, kısa süreli itiş-kakış görüntüleri yaşandı. Bu gerginliğin büyümeden sona ermesinin ardından işçiler Muğla- Marmaris yolunu araç trafiğine kapattılar. Bu sırada, mitinge katılmak için gelen AKP’li bazı yurttaşlarla işçiler arasında kısa süreli söz dalaşları yaşandı. Bu sırada, Milaslı ve Yatağanlı işçiler, "İşçiye değil hırsıza barikat", "İş, ekmek yoksa barış da yok", "KİT'ler vatandır vatan satılmaz", "Yatağan Soma olmayacak" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları attılar.   Bir süre sonra polisin müdahalesiyle yol trafiğe açıldı. Bu arada, yaklaşık 1 kilometre mesafedeki miting alanına koşarak gitmeye çalışan işçilerden ilk anda 10'u gözaltına alındı. Daha sonra, 2'si TGB'li, 104'ü enerji ve maden işçisi olmak üzere toplam 106 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. İşçi Liderlerinden ‘kararlılık mesajları’ Dün, Yatağan Termik santralı önünde işçilere hitaben konuşan, Tes-İş ve T.Maden-İş Şube Başkanları, önceki gün yaşananlarla ilgili bilgi ve değerlendirmeleri eşliğinde kararlılık mesajları verdiler. Erçelik: "Ölmek var dönmek yok" demiştik Burada yaptığı konuşmada, hep beraber kefenlerle yola çıktıklarına ve yola çıkarken ‘ölmek var dönmek yok’ dediklerine dikkat çeken Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik, "Bizim lügatımızda 4/C yok bunu böyle bilin. 4/C’yi kafalarımızdan silelim. Bizleri çiğnemeden bu kapıdan içeri giremeyecekler. Bedeli ne olursa olsun işyerlerimizi teslim etmeyeceğiz. Dün tekrardan gördük, birlik olduğumuzda neler olabileceğini gördük tekrardan. Bizi kimse yıkamaz arkadaşlar, böyle birlik olmaya, kararlı durmaya devam edersek, bizi kimse yıkamaz" dedi. Girgin: "Niyetimiz protesto değildi" Türkiye Maden-İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin ise, 6 Ağustos’ta Başbakan’ın Muğla’ya geleceğini öğrendikleri anda görüşme talebinde bulunduklarını belirtip, niyetlerinin kesinlikle protesto olmadığının altını çizerek, "İşçi huzursuz, aileler huzursuz. Bu nedenle son kez başbakan ile görüşmek istedik. Bilbordlarda görmüşsünüzdür ‘Milletin Adamı’ söylemi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi propagandasına devam ediyor başbakan. Biz de belki bu defa "başbakanımız" işçisini dinler dedik ve görüşme talep ettik. Görüşme için bizlere geri dönüş yapılmadı" dedi. Protesto gibi bir niyetleri olsa, Emniyet yetkilileriyle temas halinde olmayacaklarını belirten Girgin, daha sonra -özetle- şunları söyledi... Bize gene şiddeti reva gördüler "Ama bizim emniyet ekiplerimiz kraldan çok kralcı oldukları için, bizim her kurala uymamıza rağmen bizlere gene şiddeti reva gördüler. Biz emniyet müdürü ile görüşüp nerede oturacağımızı, nerede duracağımızı konuştuk mitingden sonra da bir heyet olarak Başbakanla görüşeceğimizi dile getirdik. Her şey  emniyetin bilgisi dahilindeydi. Ama ne olduysa oldu, Çevik Kuvvet tarafından yaka paça gözaltına alındık. Gece 01:30 a kadar gözaltında kaldık. Bizler eylemlerde pişiyoruz, bizim ham kalmamız daha büyük yıkımlara yol açar. Ekmeğine, kavgasına sahip çıkan işçi arkadaşlarımıza, sivil  toplum kuruluşlarına ve en önemlisi halkımıza teşekkür ediyoruz. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir Başbakan mitingde İsrail’den, paralel yapıdan, otoyollardan ve İstiklal Marşından söz etmiş, ancak özelleştirmelerden, Muğlanın yerel sorunlarından, işçilerin taleplerinden bahsetmemiştir. Şunu herkes bilsin, İstiklal demek, bağımsızlık demektir. Tıpkı bayrağımız gibi. Emperyalizm ile işbirliği yaparak bağımsızlığımızı, ekonomik özgürlüğümüzü, yerli ve yabancı yandaşlarına peşkeş çekenlerin İstiklal Marşını ağızlarına almaya hakları yoktur. Biz bu ülkeyi yolda bulmadık, bağımsızlık demek, bayrak demek, santral demektir. Petkim demektir, Seka demektir, Tekel demektir, Sümerbank demektir. Bizler işçi sınıfı olarak bağımsızlığımızı böyle anlıyoruz. Bu işyerlerinin emperyalistlere, kapitalistlere peşkeş çekenlerin konuşmaya hakkı yoktur. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Bizlerin sığınabileceği iki liman vardır: Biri halkımızın vicdanı, diğeri de sizlerin kararlılığıdır. Bunlar elimizde olduğu sürece biz bu mücadeleden kazanımla çıkacağımıza eminiz."