Acele kamulaştırmaya tepki gösteren köylüler: “Ölürüz de toprağımızı bırakmayız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak, Akbelen Ormanı’nın çevresindeki İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da bulunan toplam 190 parsellik tarım arazisinin, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmasının üzerine açıklama yapan köylüler, “Ölürüz de toprağımızı bırakmayız” diye ses yükselttiler.

Acele kamulaştırmaya tepki gösteren köylüler: “Ölürüz de toprağımızı bırakmayız”
  • 12 March 2024, Tuesday 15:42

Acele kamulaştırma haberini alan İkizköy, Çamköy, Akbelenli köylüler, yaptıkları açıklamalarla tepkilerini gösterdi. “Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek. Bu uğurda öleceğiz ama dönmeyeceğiz” diyen İkizköy direnişçisi Nejla Işık, 17 Mart Pazar günü yapılacak olan büyük buluşmaya, herkesi karara karşı destek olmaya davet ederken, karara tepki gösteren yöre kadınlarından Aytaç Yakar ise “Cumhurbaşkanı’na seslenerek; “Bu mezarlarımızı nereye kaldıracağız?” dedi.

İKİZKÖY’Ü HARİTADAN SİLEMEYECEKLER

5 yıldır yaşadıkları zorluklar hakkında açıklamalarda bulunan İkizköy direnişçisi Nejla Işık, “İkizköylüler olarak başladığımız toprak, hava, su mücadelesinde bu sabah gördük ki İkizköy, Çamköy, Karacahisar’daki tarım arazilerimize, içinde bulunan 40 bin zeytin ağacımıza Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile acele kamulaştırma yapıldı. Çiftçinin tarlası, toprağı, madene dönüştür diye iki şirkete peşkeş çekildi. İkizköylülerin 5 senedir uğraşıp, mücadele ettiği, ‘havama, suyuma, toprağıma dokunma’ dediği topraklarımıza acele kamulaştırma getirildi. 24 Temmuz’da Akbelen’e girilerek, köylüler darp edildi, Toma ve biber gazı ile müdahale edildi. Buna rağmen köylüler olarak nasıl bu mücadeleyi bırakmadıysak ve orman devletin, devlet nerede dediysek, bu araziler bizim burada kamu biziz. Bunu 5 senedir söylüyoruz. Kamunun yararı, toraktır, temiz havadır, sudur. Köylerimiz gidince, köylüler üretim yapamayınca Cumhurbaşkanı Sarayı’nda ne yiyecek? Memurlar şehirde ne yiyecek? Buradaki zeytinini koru, zeytin yasasını uygulamalarını istiyoruz. Bu mücadelemize ve çiftçiye bir darbedir. Mücadelemizi bırakmadan yolumuza sonuna kadar devem edeceğiz. Davalar açacağız ve İkizköy’ü haritadan silemeyecekler. 1979’dan bu yana köylüyü gözetmediğiniz yeter. 1996’daki kapatma kararlarını uygulayın ve madeni durdurun. Enerji önemli, evet ama ekmek ve su daha önemli bunun bilincine varın.” dedi.

 

“BU UĞURDA ÖLECEĞİZ AMA DÖNMEYECEĞİZ”

Nejla Işık, “Biz hep ‘ölmek var, dönmek yok, toprağımız ve vatanımız için ölürüz’ dedik. Herkese buradan açık çağrıdır; İkizköy, Çamköy, Akbelenli köylülere desteğe var mısınız?  17 Mart’ta bu mücadeleyi bırakmadığımızı göstermek ve bu madene verecek toprağımız yok demek için yine buluşuyoruz.  Tüm ülkesini sevenleri, zeytinden, topraktan geçinenleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi parti ayırt etmeksizin muhtarları ve adayları, herkesi buraya bekliyoruz. Köylerimize ve köylülerimize sahip çıkalım. Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek. Bu uğurda öleceğiz ama dönmeyeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu

AKBELEN DİRENİŞİNİN SİMGE İSİMLERİ KAMULAŞTIRMAYA TEPKİ GÖSTERDİ

Yöre kadınlarından Havana Ova, “Torunlarıma toprak bırakmak istiyorum, kömür bırakmak istemiyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi vaz geçiremeyecekler. Sonuna kadar savaşacağız, ölmek var dönmek yok.” derken, Akbelenli Aytaç Yakar ise “Ben yok olan Işıkdere Mahallesi’nden buraya geldim. Burası asla kamulaştırılmayacak dediler. Kendimi benzin döküp yakayım mı? O dönemin yöneticilerinden Muhammet Koban bize ‘gidin yoldan 50 metre aşağıya ev yapabilirsiniz’ dedi. Bu yerler de kamulaştırılacakmış, neden buraya bana ev yaptırtmış?  Buraya yerleşim kurmak için daha bitmemiş ödediğim kredilerim var. Onların hepsini Allah’a havale ediyorum. Asla sadece ben kalsam da evimi vermeyeceğim. Evimi kendim ile birlikte yakarım yine de vermem. Limak başımızdan def olsun gitsin.” dedi.

 

AKBELENLİ YAKAR, CUMHURBAŞKANI’NA SESLENDİ: BU MEZARLARIMIZI NEREYE KALDIRACAĞIZ?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenen İkizköylü Aytaç Yakar, “Sayın Cumhurbaşkanım sen orada bizim sayemizde oturuyorsun. Biz oy vermesek sen Cumhurbaşkanı olabilir miydin? Sen bizimle neden uğraşıyorsun? Bizi yerimizden gönderme. Burada yaşanmışlıklarımız var, mezarlarımız var. Bu mezarlarımızı nereye kaldıracağız? Bize yazık değil mi? Arkamızda koskoca devletimiz var diyoruz. Devlet de bize bunu yaparsa bizim sonumuz ne olacak? Köylüler olarak birleşeceğiz asla yerlerimizi vermeyeceğiz” İfadelerini kullandı.

“BU MADENİ YENECEĞİZ”

İkizköylü Esra Işık ise  “Biz bu yola bir daha toprağımızı kaybetmeyeceğiz, zeytinlerimizi vermeyeceğiz diye çıkmıştık. 5 senedir köylüler olarak yaşamadığımız şey kalmadı. Jandarma ile karşı karşıya geldik, darp edildik, büyük cezalara maruz kaldık. Bizler üretmek için mücadelemize devam ediyoruz. Bu karar korkarak beklediğimiz bir haberdi. 5 senedir şirketin tehdidi ile karşı karşıyayız. Başta 17 bin TL ile alınmak istenen topraklarımızı vermediğimiz için dönümünü 250 bin TL’ye çıkarıldı. Topraklarımızın para ile karşılığı yok. Çünkü bu topraklar bize atalarımızdan miras. Bu topraklarda doğduk, burada ölmek istiyoruz. Şirket bizleri şu şekilde tehdit etti; ‘şimdi kendi rızanla bu toprakları satmazsan, yarın öbür gün acele kamulaştırma olursa görürsün’ dedi.  Köylüyü acele kamulaştırma kararı ile tehdit etti. Bugün de karşılaştığımız manzara acele kamulaştırma.  Bu kamu yararı maskesi ile gündeme getiriyor. Burada kamu kim? Burada kamu biziz. Kamu bizim ürettiğimizi tüketen halktır. Bu topraklar olmadan üretim olmaz. Bunun için de bizim yararımız gözetilmek zorunda.  Bize yapılan tüm hukuksuzlara karşı davalarımızı açacağız. Köylüler olarak güçleneceğiz. Eninde sonunda bu madeni yeneceğiz” dedi.

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık