AKBELEN DAYANIŞMASI SÜRÜYOR!.. TÜRMOB Başkanı Akbelen Raporu’nu Açıkladı..

İkizköylülerin 4 yıldan bu yana korunması için mücadele ettikleri Akbelen ormanı, bir süre önce yoğun jandarma kuşatması altında kesilmiş, peşinden de YK Enerji, orman örtüsünün altındaki kömürü çıkarmak için, yoğun dinamit atışlarıyla dekapaj işlemine başlamıştı. Patlatmalar nedeniyle, Akbelen ormanı bitişiğindeki köylülerin evlerinde çatlaklar oluşurken, zeytin kanunu da çiğnenerek, zeytinlerin dibinde kömür çıkarmak için, jandarma korumasında, toz-toprak içinde kazı çalışmaları devam etmişti.

AKBELEN DAYANIŞMASI SÜRÜYOR!..  TÜRMOB Başkanı Akbelen Raporu’nu Açıkladı..
  • 09 December 2023, Saturday 16:04

 

Ancak İkizköylüler ve Akbelen gönüllüleri, orman kesilmesine karşın, kömürün üstünde yer yer 30-40 metre kalınlığındaki toprak örtüsünün kaldırılmasını engellemeye çalışıyorlar. Çünkü bu üst katman kaldırılıp altındaki kömür çıkartılmaya başlanınca, Akbelen orman örtüsü altındaki yeraltı suları da kaybolup gidecek. Bu nedenle köylüler, bütün bu konularda farkındalık yaratmak için direnişe devam ediyorlar. Direniş, Akbelen girişindeki eski nöbet yerinden biraz aşağıda, köylülere ait arazide kurulan çadırlarla devam ettiriliyor ve sık sık ülkenin dört bir yanından gelen Akbelen destekçileriyle birlikte, seslerini yükseltmeye devam ediyorlar.

Bu eylemliliğin bir parçası olarak bugün saat 11:00’de Akbelen direniş alanında toplanan köylüler ve Akbelen destekçisi çevreci gruplar, yol kenarına pankartlar ve dövizlerle dizilerek, gelen geçen arabalara direnişin devam ettiğini gösterdiler. Saat 11:00’de ise Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) uzmanlara hazırlattığı “Akbelen Gerçeği – Başka Bir Enerji Mümkün Mü?” başlıklı raporu, TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu açıkladı.

Bugünkü açıklamaya, TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu’nun yanısıra, İstanbul, Çanakkale, İzmir, Denizli ve diğer illerin SMMMO Başkanları, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayları Nurettin Demir, Akın Üstündağ; Milas Belediye Başkan Adayları Servet Evran, Süleyman Koç; HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da katıldılar.

“Akbelen Gerçeği” raporunun sunumuna geçilirken, yapılan anonsta, çevre illerden gelen ve içinde Akbelen Davası avukatı İsmail Hakkı Atay’ın da bulunduğu 2 otobüsün, jandarma tarafından Milas girişinde bekletildiği bilgisi verildi.

Daha sonra Muğla SMMMO Başkanı Servet Evran’ın kısa sunumu sonrası, TÜRMOB’un hazırladığı “Akbelen Gerçeği” raporunun bazı kısımlarını, TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu okudu.

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve İkizköylü Necla Işık’ın da konuşma yaptığı buluşmada, Emre Kartaloğlu, raporun şu önemli bölümlerini vurgulayan bir konuşma yaptı:

Değerli Basın Mensupları,

Bugün burada, Türkiye'nin enerji politikalarına dikkat çekmek ve özellikle Akbelen Ormanı'nın geleceğini savunmak amacıyla toplandık.

Türkiye enerji alanında hızla gelişen bir ülke olarak, enerji ihtiyacını karşılamak adına çeşitli kaynaklara yönelmiştir. Ancak bu durumun doğa ve çevre açısından düşündürücü sonuçları olmaktadır.

Üzerinde durduğumuz Akbelen Ormanı hakkında aslında hepimizin bildiği ancak bazı tarafların görmezden geldiği özellikleri sıralamak istiyorum.

Akbelen, Muğla’nın Milas ilçesinin sınırları içinde yer alan, doğa mirası kabul edilen ve aslında koruma altına alınan bir ormandır.

740 hektarlık bir alanı kaplayan Akbelen Ormanı çam, meşe, kızılağaç, kestane ve çınar gibi çeşitli ağaç türlerine ev sahipliği yapmaktadır. 200’den fazla bitki, 100’den fazla kuş türünün yaşadığı orman, 30’dan fazla da memeli hayvana yuva olma özelliği taşımaktadır. Bölgedeki diğer ormanlık alanları birbirine bağlayan doğal bir koridor özelliği taşıyan Akbelen Ormanı, biyolojik çeşitliliği ile Türkiye’nin habitat kalitesini artırmaktadır.

Bu kadar değerli, doğa harikası Akbelen Ormanının katledilmesi sebebiyle bugün buradayız. Akbelen Ormanı yok edilmeye devam edilirse, yeraltı ve yer üstü suların kirlenmesinden iklim değişikliğine kadar ekosistem olumsuz etkilenecek, insan sağğı için büyük bir tehdit oluşturacak.

Değerli Basın Mensupları,

 

İklim değişikliğine değinmişken şu anda Dubai’de devam eden COP28 İklim Zirvesine dikkat çekmek istiyorum.

Biz bugün burada uzun süredir çalışmalarını sürdürdüğünüz “Akbelen Gerçeği Raporunu sizlerle paylaşırken, eş zamanlı olarak dünya, 12 Aralık tarihine kadar görüşmeleri devam edecek olan COP 28 İklim Zirvesinde, küresel iklim değişikliği ile mücadelede uluslararası iş birliğini artırmayı amaçlayan kritik bir etkinlik gerçekleşiyor. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılım gösterdiği İklim Zirvesinde ülkeler sıfır emisyon hedeflerine ilişkin yol haritalarını açıklıyor. Gelişmiş ülkeler sıfır emisyon hedefine ulaşmak için bir dizi çalışma ve taahhüt açıklarken, Ülkemizde hala bu konuda netleşmemiş durumlar mevcut. Türkiye’nin bu noktada daha hızlı yol alması gerekiyor.

2026 yılında, sınırda karbon düzenleme mekanizması hayata geçecek. Önümüzde çok kısıtlı bir zaman var. Bu zamanı iyi kullanmalıyız.

Ülkemizi ve dünyamızı, gençlerimizin geleceğini kurtarmak için mücadele vermeliyiz.

 

Değerli Basın Mensupları,

Dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerinin ele alındığı bugünlerde, biz de TÜRMOB olarak ülkemizin enerji geleceğini değerlendiren “AKBELEN GERÇEĞİ: BAŞKA BİR ENERJİ MÜMKÜN MÜ?” raporumuzdan bazı önemli noktaları sizinle paylaşmak istiyorum.

Ülkemiz, gelişmekte olan ülkeler arasında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyor. Ancak, bu büyüme hedeflerimizle paralel olarak enerji kullanımımız ve dolayısıyla enerji ihtiyacımız giderek artmaktadır.

Bu noktada, sürdürülebilir bir geleceğe yönelik adımlar atmanın zamanı geldiğine inanıyoruz. Fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmak, temiz enerji kaynaklarına yönelmek, sıfır karbon hedeflerine odaklanmak hem çevre hem de ekonomi açısından büyük avantajlar sağlayacaktır.

Enerji yönetim planlarımızda ve politikalarımızda, sıfır karbon hedeflerine uyumlu değişikliklere acilen gitmeliyiz. Bunu yapmak için ilk etapta kurulu gücümüzün getirdiği potansiyeli tam olarak kullanarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu güçteki yüzde 50’nin üzerinde olan payını üretimde de yüzde 50’nin üzerine çıkarmalıyız.

Temiz enerji üretimini desteklemek amacıyla bireysel kullanımı teşvik edecek mekanizmaları devreye almalıyız. Avrupa Birliği ve çeşitli uluslararası finans kuruluşları, yeşil enerji projelerine uygun koşullarda finansman sağlamaktadır. Bu finansmanın bireysel yatırımları destekleyecek şekilde kullanılması için gerekli adımları atmalıyız.

Ancak, temiz enerji projelerini hayata geçirirken, şirketlerin verimli tarım arazilerini kullanarak büyük hacimli güneş enerjisi yatırımları yapmasını önlemeliyiz. Bu, sürdürülebilir enerji ve tarım arazilerinin korunması adına kritik bir adımdır.

Aynı zamanda, Türkiye'nin kömüre dayalı elektrik enerjisi üretimini kademeli olarak azaltma planını acilen uygulamaya koymalıyız. Tartışmalara konu olan Yatağan ve Kemerköy Termik Santrallerinin bulunduğu bölgede, doğa ve insan tahribatını minimumda tutacak bir eylem planı oluşturmalı, ülkemizin cennet köşelerini koruma altına almalıyız.

Madencilik faaliyetlerine yönelik sıkı denetimler ve modern işletmecilik yöntemlerinin zorunlu hale getirilmesi, işletme süreci sona eren maden sahalarında rehabilitasyon faaliyetlerinin titizlikle gerçekleştirilmelidir. Bu konuda, sadece yatırımcı şirketleri ve izin makamlarını değil, bölge halkını da etkileyen kararlarda Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna aktif bir şekilde uymalıyız.

Yatırımın niteliğine göre ÇED sürecinde halkın katılımı toplantılarını, Avrupa'da örnek bir referanduma dönüştürerek, Türkiye'yi sürdürülebilir enerji ve çevre politikalarında öncü bir konuma getirmeliyiz. Bu adımlar, ülkemizin sıfır emisyon hedefine ulaşma yolundaki taahhütlerini güçlendirecek ve küresel çapta bir liderlik rolü üstlenmemize olanak sağlayacaktır.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEĞE YÖNELİK ADIMLAR ATMANIN TAM ZAMANI!

Söylenecek son bir sözümüz daha var: DOĞAMIZA SAHİP ÇIK GELECEĞİMİZE IŞIK TUT.

Hepinize katılımınız için çok teşekkür ederim.

Sunum ve konuşmalar sonrasında, sürekli sloganlarla Ören Yolu’nu inleten köylüler ve gönülleler, daha sonra, yoğun güvenlik önlemi alan jandarma barikatını yararak, YK Enerji’nin kazı alanına bitişik olan arazilerindeki zeytinliklere doğru hareket ettiler.

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık