Oktay ÇAYIRLI -
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Muğla Milletvekili Aday Adayı olmak için sendikadaki görevinden istifa etti… Aday adaylık süreciyle ilgili ilk açıklamasını ilçemizde gerçekleştiren Girgin, "Sizlerle bugün bir kutsal yoldan başka bir kutsal yola adım atmanın heyecanını yaşıyorum. Sendikal mücadele hayatımızı noktaladık. Ancak bu, mücadelenin noktalandığı anlamına gelmiyor. Hayat devam ettikçe mücadele devam ediyor. Bundan sonraki mücadele hayatıma siyasal anlamda devam etme kararı aldım" dedi… Açıklaması sırasında AKP iktidarını ve yaptığı çalışmaları da eleştiren Girgin; "AKP iktidarı bu ülkede inancımıza, bedenimize, kimliğimize, mezhebimize ve emeğimize saldırmakta. Öyle bir hale geldik ki, tarım bakanına karşı tarım alanlarını koruyoruz, enerji bakanına karşı yeraltı kaynaklarımızı koruyoruz, adalet bakanına karşı bağımsız yargıyı, adaleti koruyoruz, çevre ve orman bakanına karşı çevre ve ormanı koruyoruz, çalışma bakanına karşı da çalışanları koruyoruz. Bu gidişle Cumhurbaşkanına karşı da Cumhuriyeti koruma noktasındayız" dedi…
Yatağan ve Milas’ta bulunan elektrik üretim santralleri ve kömür sahalarının özelleştirilmesi sürecinde işçilerin ortaya koyduğu mücadeleye öncülük eden Türkiye Maden İşçileri Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin, sendika başkanlığı görevinden dün istifa etti.
İstifasının ardından öğlen saatlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Milas İlçe Başkanlığı’nı ziyaret eden Girgin, burada, Haziran’da yapılacak genel seçimlerde CHP’den Muğla Milletvekilliği aday adayı olduğunu açıkladı.
Hayat devam ettikçe
mücadele devam ediyor
Sözlerine, "bir kutsal yoldan başka bir kutsal yola adım atmanın heyecanını yaşadığı"nı ifade ederek başlayan Girgin, "1986 yılında Milas’ta Türkiye Kömür İşletmeleri’nde işçi olarak işe başladım. 1999 yılında da Maden İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Sekreteri olarak üstlendiğim görevime 2004 yılında şube başkanı olarak devam ettim ve bugün itibariyle de sendikal mücadele hayatımı noktaladım. İstifamı verdim. Yarın itibariyle de yine 1986 yılında başlamış olduğum işyerime işçi olarak işbaşı yapacağım. Bugün bir maden işçisi kardeşiniz olarak karşınızdayım. Sendikal mücadele hayatımızı noktaladık. Ancak bu, mücadelenin noktalandığı anlamına gelmiyor. Hayat devam ettikçe mücadele devam ediyor. Bundan sonraki mücadele hayatıma siyasal anlamda devam etme kararı aldım" dedi.
Ayrım yapmadım
Uzun yıllardan bu yana Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesi olduğunu dile getiren Girgin, "Şunun özellikle bilinmesini istiyorum, temsil ettiğim Maden İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şubesi tabii ki bir siyasi parti değil. Homojen bir yapı değil. Her ilçemizden, ilimizden, her siyasi görüşten insanların çalıştığı bir işyerinin sendikal örgütlenmesi. Doğal olarak ve mantıken de hiçbir sivil toplum örgütünün, hiçbir sendika ve odanın bir siyasi partinin arka bahçesi haline gelmemesi gerektiği için de, asla ve asla bulunduğum görevde, CHP’li olmama rağmen, siyasi anlamda bir ayrımcılık yapmadım. Çünkü bugün ülkemizde maalesef bazı kuruluşlar, AKP’nin arka bahçesi haline gelmiş. Ve bu ülkedeki emek hareketine maalesef zarar vermektedirler" dedi.
Cumhurbaşkanına
karşı da Cumhuriyeti
koruma noktasındayız
Sömürünün, zulmün olduğu yerde, adaletin olmadığı yerde direnmenin hak olduğunu belirterek konuşmasını sürdüren Girgin, "12 yıldan beri AKP iktidarı bu ülkenin köylüsünü, çiftçisini, emekçisini ve alınterini sömürmüştür, sömürmeye de devam etmektedir. Hak arayana biber gazını ve copu reva görmektedir. Adalet yerine TOMA almayı tercih etmekte. AKP iktidarının ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, Soma ve Ermenek’teki acılı ailelere sormak lazım. Vahşi kapitalizmin yoğun kâr hırsıyla insanları nasıl canlı canlı toprağın dibine gömdüğünü görmek lazım. AKP iktidarını Yırca’da zeytini kesilen insanlarda, Validebağ’da korusuna sahip çıkan insanlarda aramak sormak lazım. İstanbul’da Gezi’de toplumsal korku duvarının yıkılmasını sağlayan gençlere uygulanan zulümde sormak lazım, AKP iktidarının ne olduğunu. AKP iktidarı bu ülkede inancımıza, bedenimize, kimliğimize, mezhebimize ve emeğimize saldırmakta. Öyle bir hale geldik ki, tarım bakanına karşı tarım alanlarını koruyoruz, enerji bakanına karşı yeraltı kaynaklarımızı koruyoruz, adalet bakanına karşı bağımsız yargıyı, adaleti koruyoruz, çevre ve orman bakanına karşı çevre ve ormanı koruyoruz, çalışma bakanına karşı da çalışanları koruyoruz. Bu gidişle Cumhurbaşkanına karşı da Cumhuriyeti koruma noktasındayız. Bunun bilincindeyiz" dedi.
CHP bu rejimin
çimentosudur
Parlamentoda, Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu, Cumhuriyet Halk Partisi’ne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Girgin, "CHP bu rejimin çimentosudur. Bizler Soma ve Ermenek’teki ailelere, onları öldürenlerin vahşi kapitalizm olduğunu anlatmalıyız. Vahşi kapitalizmin soğuk yüzüne karşı solun merhametli elini anlatmalıyız. Solun, insan, hayvan, emek, doğa ve çevre sevgisi olduğunu anlatmalıyız" dedi.
AKP iktidarını
sıfırlamaya yeminliyiz
Konuşmasının son bölümünde, özgeçmişi ve aday adaylık süreci hakkında bilgiler aktaran Girgin, "1962 Muğla Kavaklıdere doğumluyum. 1967 yılında rahmetli babam ve annemin işlerinden dolayı Milas’a yerleşmiştik. 1967 yılından 2004 yılına kadar Milas’ta ikamet ettim. İlkokul, ortaokul ve liseyi Milas’ta tamamladım. Sanayide çalıştım, sonra TKİ’ye girdim. Onun için ilk kez aday adaylık sürecimi Milas’ta sizlerle paylaşmak istedim. Çarşamba günü 10 yıl boyunca görev yaptığım Yatağan’daki partili dostlarıma bunu açıklayacağım. Cumartesi günü, 7 Şubat tarihinde ise saat 14’te Muğla’da il başkanlığında resmi açıklamamı yapacağım. Bu süreç içerisinde bir aydır bütün partilileri dolaştım. Yaklaşık 6 ay önce siyasetle ilgili bazı büyüklerimiz düşüncemi sormuştu. Ama o aşamada partililerimize aday adaylığıyla ilgili düşüncelerini sorarsam yanlış olacağını, AKP’nin bunu mücadelemize karşı kullanacağını söylemiştim. Çünkü 6 ay önce bizim farklı bir mücadelemiz vardı. Bu mücadeleye ve işçiye zarar vermemesi için susmuştum. Bu süreç tamamlandıktan sonra bütün ilçe ve beldelerde, ulaşabildiğim tüm parti büyüklerimize ulaştım. Birçok birlik, oda ve derneği ziyaret ettim. En az 600 görüşme gerçekleştirdim. Çünkü bu kesimler de bizim doğal müttefikimizdi. Onların da görüşü önemliydi. Diyelim ki aday adayı olduk, seçildik ve parlamentoya gittik. Bizim, toplumun tüm kesimleriyle iletişimimizi zenginleştirmemiz gerekiyor. Bütün aday adayı arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Onlar bizim yol arkadaşlarımızdır. AKP iktidarı bu ülkeyi sıfırlamadan, bizler AKP iktidarını sıfırlamaya yeminliyiz" dedi.