AKP’nin “çevre politikaları”, Bafa Gölü’nü sunar!

ÖNDER Haber / A. Kemal KAŞKAR - AKP Hükümetinin ‘ertelemeci-öteleyici’ sözüm yabana "çevre politikaları"nın önderliğinde, ülkemize özgü vahşi kapitalist saldırganlığın ürünü olan çevre katliamları sürüyor... Ergene Çayını zehirleyen vahşi kapitalist tesisleşmeye 2 yıl daha arıtmama kolaylığı sağlayan AKP hükümetinin son eserlerinden biri de BAFA GÖLÜ! AKP’nin, adeta ‘çevre katledilsin’ diye oluşturduğu mevzuat cenneti içinde doğamız, tüm unsurlarıyla yok ediliyor. Bafa Gölü’ne can suyu kaynağı olarak kullanılan Büyük Menderes’in de büyük bir ‘zehir akan nehir’e dönüştürüldüğü koşullarda artık ‘sözün bittiği yer’deyiz! Böylesi bir tablo içinde, CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Bafa Gölünde yaşanmakta olan doğa faciasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Bafa Gölü ve yakın çevresinin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 1994 yılında "Bafa Gölü Tabiat Parkı" olarak ilan edildiğine, bu çerçevede korunan alanın büyüklüğünün 6 bin 500 hektar su yüzeyi ve 5 bin 781 hektar karasal alan olmak üzere toplam 12 bin 281 hektar olduğuna dikkat çekip, Bafa Gölü’nün, büyük ölçüde yok edilmiş olan çevresel değeriyle ilgili şu genel bilgileri verdi: "Göl ve çevresi İzmir 2 Nolu Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunca flora ve fauna zenginliği dolayısıyla 1989’da birinci derece ve üçüncü derece doğal sit olarak ilan edilmiştir. Herakleia, Latmos ve Myus antik kentlerinin bulunması dolayısıyla da birinci derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenmiştir. Ege Bölgesi’nin en büyük gölü olan Bafa Gölü, Ege Bölgesi’ndeki kuş türleri ve balık çeşitliliği ile de dikkat çekmektedir. Dünyada nesli tükenmekte tehlikesi altında olan yırtıcı akkuyruklu kartal ve küçük kerkenez kuşları göl çevresinde üremektedir. Kış ortası kuş sayımına göre 25 türe ait 64 bin 814 kuş kaydedilmiştir. Su kuşları için de önemli bir barınma ve beslenme alanı olan gölde tepeli pelikanlar, deniz kartalı, dikkuyruk ve flamingolar yıl boyunca görülmektedir. Göl, 325 bitki, 22 sürüngen ve 19 memeli türüne ev sahipliği yapıyor..." (Sayın Vekil’in açıklamasının bu giriş bölümünün "..."du ekiyle okunması gerekiyor ne yazık ki!..)   Kirliliği, dehşet verici boyutlarda Açıklamasında daha sonra, çamura batan ve doğal değer ve güzelliklerini büyük ölçüde kaybeden gölün ‘kanser’ olduğunu belirten Prof. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gölü besleyen Büyük Menderes’in taşıdığı zehirli ve ağır metalli atıkların yanı sıra Bafa Gölü, tarım ilaçları ve göl kıyısında kurulan endüstriyel balık üretim tesisleri ile kirletilmektedir. Bugün gölün ulaştığı kirlilik dehşet verici boyutlara ulaşmıştır. Afyon’dan başlayarak Uşak ve Denizli’den ‘arıtılmadan’ Menderes nehrine bırakılan ağır metal ve zehir içeren sanayi ve kentsel atıklar Bafa Gölü’nü her saat yok etmekte. Göl havzasında yer alan yavru balık üretim ve adaptasyon tesislerinin atıkları da göle bırakılmaktadır. Bu da gölü kirletmektedir. Kirlilik nedeniyle alg patlaması olmaktadır. Gölde bulunan alg çeşidi zehirli bir türdür ve insan ve hayvan karaciğerinde birikme yaprak tahribata neden olmaktadır. Nisan ayında gölde ‘siyanobakteri’ adı verilen mavi-yeşil bir alg türü tespit edilmiştir. Oksijen ötrükasyon sınır değeri 7.5 miligram/litre olması gereken gölde yapılan ölçümlerde bu değerin 3’e düştüğü tespit edilmiştir. Bu durum ağır koku yayılmasına neden olmaktadır. Göller için belirlenen baz değerlerin,  Serçin’de 10, Kapkırı Bölgesinde 5 katı fazla azot tespit edilmiştir. Koku nedeniyle Aydın’ın Kuşadası ve Didim ile Muğla’nın Bodrum ilçesinden göle yapılan turlar iptal edilmiş, günübirlik geziler için gelenlerin sayısı azalmıştır. Göl çevresindeki otel, pansiyon ve restoranlar kapanma tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Göldeki kirlilik, turizmcileri iflasın eşiğine getirmektedir. Göl, artık içindeki mikrobu taşıyamadığı için isyan etmektedir.   Ağır kirlilik, çevre halkının sağlığını da tehdit ediyor Açıklamasının son bölümünde, göldeki kirliliğin günlük yaşamdaki yansımalarını dile getiren CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir; "Kirlilik, balıkçı teknelerini etkiliyor. Balıkçılar teknelerini elleriyle taşımak zorunda kalıyorlar. Göl dibinde biriken 4 metre yüksekliğindeki çamurdan,  teknelerin motorları çalışamaz olmuş. Ağır kirlilik, çevre halkının sağlığını da tehdit ediyor. Göldeki balıklar ve diğer hayvanlar gölün kirliliğinden ölüm tehlikesi altında. Göl’e yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta olan köylerde, kötü kokunun etkisi ile insanlar temiz hava soluyamaz durumda. Tabiat parkı yapılan bölgenin tüm canlıları tehlike altında. Ölen balıklar karaya vurmaktadır. Gölün balıklarının büyüme gelişme alanları yok olmakta, göl yaşanamaz hale gelmiştir. Geçimini tarımın yanı sıra gölden sağlayan Kapıkırı, Serçin, Gölyaka ve Bafa Köylüleri kirlilikten hem sağlık, hem de ekonomik açıdan doğrudan etkilenmektedir" dedi.   Atıksular, kaynağında arıtılmalı Prof. Demir, gölün sorunlarının artık sadece kısa dönemli önlemlerle giderilebilmesinin olanaksızlığına dikkat çekip "Göldeki kirlilik, serum ile kurtarılacak boyutları çoktan aşmış durumda. Gölün, kalıcı önlemlerle kökten temizlenmesi gerekmektedir. Göl’e verilecek sıvı atıkların arıtılması gerekmektedir. Bunun için de öncelikle, Menderes nehrinden gelen atıkların kaynakta arıtılması için Acil Önlemler alınmalıdır" da dedikten sonra, açıklamasının sonunda, Ay Tanrıçası Selene ile Bafalı Çoban Endymion’un aşkını anlatan Mitolojik öyküyü dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: "Hikayesi 3000 yıl öncesine dayanan Bafa Gölü’nde şöyle bir efsane var: Zeus’un kızı, Ay Tanrıçası Selene; her gece Bafa gölüne gelerek saçlarını tararmış. Yakışıklı ve fakir Bafalı çoban Endimiyon’la böylelikle tanışmış. Birbirlerine vurulmuşlar. Onlarca çocukları olmuş. Endimiyon ölümlü, Selene ölümsüz olduğundan, aşklarının bitmemesi için Endimiyon’u sonsuz bir uykuya yatıran Selene, binlerce yıldan beri Bafa kıyılarında sevgilisini ziyaret edermiş. Bu nedenle binlerce yıldır ay; bu gölde, dünyanın en güzel hüznüyle batarmış. Selene halen Bafa’da, çevre dostları ile birlikte her gece gözyaşı dökmeye devam ediyor. Sevgilisi Endimiyon için olduğu kadar, Bafa’nın ölümüne de ağlıyor."