“Anadolu Basını kaybetti, yine sahtecilik kazandı”

A.Kemal KAŞKAR -

“Anadolu Basını kaybetti, yine sahtecilik kazandı”

Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Kurulu ‘Anadolu Gazete Sahipliliği Seçimi’nde, hak ve adaletin, gerçek gazete sahiplerinin kaybettiği, sahteciliğin, usulsüzlüklerle bilinen vekalet oyunlarının, kendini düzmece hisseyle gazete sahibi gösterenlerin kazandığı ve dolayısıyla ‘Anadolu Basını’nın bir kez daha kaybettiği bildirildi.

Konuyla ilgili olarak, BİK Genel Kurulu Anadolu Temsilciler Seçimi Adayları Yılmaz Karaca, Mehmet Ali Dim, İbrahim Aslan ve İsmail Temiz tarafından yapılan ortak açıklamada, “Bu sözde seçimde, hakkını hukukunu yasal yollardan arayanlar kaybetmiş, sırtını siyasi erke dayayanlar, her dönemin iktidarına teslim olan el etek öpücüler, salya sümük ağlayanlar, yanak ayak yalayıcılar kazanmıştır.

Bu sözde seçimde, ‘Şu vekalet toplama rezaletini artık kaldırın, sadece gazete sahipleri asaleten oy kullansın’ diyerek, her seferinde adil seçim isteyenler kaybetmiş, ‘Yok hayır, ille de simitçi, kahveci, gazozcu oy kullanacak’ diyen kerameti fırıldakçılıklarından menkul; dün aynı anda solcu, sağcı, kemalist, laik, cemaatçi, darbeci, Fetöcü, Arınççı olan, bugün ise bukalemun gibi renk değiştirerek neredeyse Ak Partililerden daha fazla milli görüşçü, iktidarcı, Tayyip Erdoğancı görünen, her dönemin omurgasız taklacıları kazanmıştır.

Bu sözde seçimde, oy kullanma hakkı bulunan yaklaşık bin 100 gazete sahibi maalesef yine kaybetmiş, sadece 400 küsür kişinin, (ki 300’den fazlası, adına vekil denen, meslekle alakasız bindirilmiş kıtaların) eğreti oylarıyla, sözde temsilciler kazanmıştır.

Uzun sözün kısası, bu sözde seçimde, Anadolu basınının gerçek gazete sahipleri kaybetmiş, sahtecilikler ve usulsüzlükler BYEGM tespitlerine, mahkeme zabıtlarına yansırken, uyduruk gazete sahipleri kazanmıştır” denildi.

 

Anadolu basını,

en büyük darbeyi,

mevcut temsilcilerin

görev yaptığı dönemde

yemiştir

“Sadece gazete sahipleri oy kullanabilmeli veya oy kullanamayacak olan gazete sahibi, alakasız herhangi bir kişi yerine, yalnızca diğer bir gazete sahibine veya sarı basın kartı sahibi bir çalışanına vekalet verebilmelidir” önerisinin kabul edilmeyerek yapılan sözde seçime ilişkin olarak yapılan “Anadolu Basını Kaybetti, Yine Sahtecilik Kazandı” başlıklı açıklamada daha sonra -özetle- şu görüşler dile getirildi …

Sorunları bire bir yaşayan hepimiz zaten en yakın şahidiyiz ki, bugüne kadar BİK Genel Kurulu’nda Anadolu Gazete Sahipleri adına görev yapan bu sözde temsilcilerin çalışmaları hiç tatmin edici olmamış, sorunların çözümü bir yana, problemlerin daha da fazla artmasına neden olmuştur. Şöyle ki;

1-Anadolu basını, en büyük darbeyi, mevcut temsilcilerin görev yaptığı dönemde yemiştir. Kurumların başına açılmadık sorun, gelmedik bela kalmamıştır.

2-En büyük para cezaları, Kayseri, Bursa, Aydın gibi iller başta olmak üzere, bu dönemde kesilmiş, temsilcilerin kılı dahi kıpırdamamıştır.

3-Ha keza, resmi ilan hakkına haiz pek çok gazete yine bu dönemde adeta derdest edilmiş, haksız yere ilanı kesilerek kapanmasına neden olunmuş, yayın hayatları acımasızca sonlandırılmış, yüzlerce meslektaşımız işsiz bırakılmıştır.

4-Adına gazete birleştirilmesi denilen, ama aslında esas amacı ‘niteliklileştireceğiz” denilen yerel basını ‘tek tipleştirme’ olan ‘giyotin operasyonu’, yine bu temsilci denen şahısların gözleri önünde ve çaresiz oylama seanslarında kalkan parmaklarının onaylamaları sayesinde gerçekleşmiştir.

5-Anadolu gazetelerinin sahip olması gereken asgari kadro sayısı ile günlük satış zorunluluğu olan tiraj düzenlemeleri yine bu dönemde yerel basının tamamen aleyhine yapılmış, sözgelimi ayda ancak 1.500-2000 TL resmi ilan geliri alabilen bir ilçe gazetesine dahi, sadece maaş gideri olarak 4.500 TL’lik yük bindiren 3 kadro zorunluluğu getirilmiştir. Aynı şekilde nüfusu 1 milyon, 2 milyon olan illerdeki gazeteler ile nüfusu 100-300 bin olan şehirlerdeki gazeteler, aynı tiraj zorunluluğuna tabi tutularak adaletsizliğin daniskasına imza atılmıştır. Anadolu basını için kendilerini neredeyse feda ettiklerini söyleyen pabucumuzun temsilcileri zat-ı muhteremler ise bütün bu abuklukları sadece seyretmekle yetinmişlerdir.

6-Yerel basının resmi ilan gelirlerinin periyodik olarak arttırılmasına yönelik hiç bir çaba gösterilmemiş, tam tersine mevcut ilan gelirlerinin daha da azalmasına seyirci kalınmıştır. Enflasyon oranının yüzde 4’lerde, 5’lerde gezindiği bir dönemde, resmi ilanlardan yapılan yüzde 15’lik BİK komisyon payının azaltılmasına yönelik hiçbir girişimde bulunulmamış, bu konudaki talepler kulak arkası edilmiştir.

7-Daha da önemlisi, yerel gazeteler için bekleme süreleri 24 aydan 36 aya çıkarılmıştır ki, bundan sonra Anadolu’da artık yeni bir ses, farklı bir nefes adeta çıkarılmasın istenmiştir. Anadolu’yu karış karış gezip sorun dinlediklerini ve çözüm ürettiklerini iddia eden sözde temsilciler, bu acımasız ‘bekleme zulmünü’ de destekleyip alkış tutmuşlar, “Şöyle hizmet verdik, böyle haklar kazandırdık!” dedikleri Anadolu basınının canına resmen ot tıkamışlardır.

8-Anadolu basınının hakkını hukukunu savunmak iddiasıyla, adaletsiz seçim sistemi sayesinde ve türlü ayak oyunlarıyla sözde temsilci seçilenler, ne yazık ki sadece her toplantı başına aldıkları ‘hakkı huzurun’ peşinde olmuşlar, ‘gerçek mutlu azınlık’ olarak tatlı hayatlarının keyfini sürmenin derdinde olmuşlardır. Bu nedenle, “Sadece gazete sahipleri asaleten oy kullansın veya verilecekse de bir gazeteciye vekalet verilsin” önerisine panikle karşı çıkmışlar, her seferinde yeniden seçilmelerini sağlayan usulsüz vekalet rezaletinin devamını ısrarla savunmuşlardır. Bunun da tek sebebi, sırça köşklerindeki keyifli hayatlarının işte o zaman biteceği korkusu olmuştur.

9-Ve bu sözde temsilciler, maalesef bu seçimlerde de hiç utanıp sıkılmadan, yalnızca bu menfaat kaygılarıyla yeniden aday olup yine aynı çirkin vekalet oyunlarıyla seçilmeyi kendilerine yakıştırabilmişlerdir. Şaibeli seçimleri protesto ederek katılmama kararı almakla ne denli haklı olduğumuzu görmekten doğrusu çok memnunuz. Allah, böylesine utanç verici, ayıplı ve vicdanların asla kabul etmeyeceği bir başarıyı (!) sadece bizlere değil, kimseye nasip etmesin. Taşınması gerçekten çok zor bir yük çünkü.”

 

Tarihe not düşmek adına

Açıklamanın son bölümünde ise, “Bu vesileyle; aslında BYEGM inisiyatifi ile yapılan BİK Genel Kurulu Anadolu Gazete Temsilciliği ‘Sözde’ seçimlerinin bu yılki versiyonu ile ilgili gerçeklerin altını, tarihe not düşmek adına, bir kez daha çizmek istiyoruz” denilerek şu değerlendirmelere yer verildi:

1-BYEGM, bu sözde seçimlerde gazete sahiplerine gönderdiği oy talep formlarının imzalanarak geri gönderilmesini yeterli bulmuş, imzanın gerçek olup olmadığına kanıt teşkil edecek herhangi bir kaşe, mühür ve en önemlisi de imza sirküleri talep etmeyerek şaibeye zemin hazırlamıştır. Kaldı ki bu bariz yanlışı ilgili seçim yönetmeliği, imzanın yanısıra “gerekli belgeleri” de zorunlu kılmışken yapmıştır.

2- BYEGM, oy talep formu yazısında, formu geri göndermeyenlerin seçimden imtina etmiş sayılacaklarını belirterek, hukuksuzluğa en baştan imza atmış, bu yanlışını ise hazırun listesine tüm gazete sahiplerinin adını yazarak telafi etmeye çalışmıştır. Ancak, formu göndermeyenlerin de listelere yazıldığı duyurusunu, yazılı ya da sözlü olarak beyan edip tebliğ etme zahmetine katlanmamıştır.

3- BYEGM, oy talep formlarının bazı illerde kargo firmalarından üçüncü şahıslarca toplandığını, çok sayıda imzanın gazete sahipleri yerine başka şahıslarca atıldığını, bazı vekaletlerin sahte belge olarak üretildiğinin belirlenerek seçimlerin ertelendiğini duyurmuş, bu gerekçelerle “yürütmeyi durdurma kararı” veren mahkeme kararını kaldırabilmek için ise adeta “mevcut temsilciler adına” mücadele vermiştir. Yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasına yönelik itirazı da reddedilen BYEGM, şaibeli seçimi, “angaje olduğu adaylar adına” ne pahasına olursa olsun yapma kararında olduğunu, bir üst mahkemeye itiraz ederek de kanıtlamıştır.

4- BYEGM, Basın İlan Kurumu’nun ilgili yönetmeliğine göre seçim kriterlerini belirleme yetkisi de olduğu halde, bunu gizleyip, kendisinin sadece koordinasyonla görevli olduğunu iddia ederek, adil seçim önerilerini ısrarla dikkate almamış, “Sadece gazete sahibi oy kullanabilmeli veya oy kullanamayacak olan gazete sahibi, alakasız herhangi bir kişi yerine, yalnızca diğer bir gazete sahibine veya sarı basın kartı sahibi bir çalışanına vekalet verebilmelidir” önerisini, makul ve adaletli bulmasına rağmen, bir kriter değişikliğine gitmekten her nedense imtina etmiştir.

5- BYEGM, yürütmenin durdurulması kararını kaldırabilmek için mahkemeyi açıkça yanıltmış, 36 üyeli BİK Genel Kurulu’nun, sadece 3 üyesini oluşturan Anadolu Temsilcilerinin zamanında seçilememesi halinde toplanamayacağı ve BİK Yönetim Kurulu’nun belirlenemeyeceği gibi asılsız bir iddiayı, gerçekmiş gibi savunmuştur. En önemlisi de henüz yapılmamış bir seçimin sonucunu açıklayarak, “Yılmaz Karaca ve arkadaşları kazanamayacaklarını anlayınca seçimi engellemeye çalışıyorlar” şeklinde tam anlamıyla taraflı suçlamalarda bulunmuştur.

6- Sonuç olarak Ankara 17. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararını kaldırmak için itiraz eden, itirazı reddedilince, bu kez bir üst mahkeme olarak Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı’na başvuran BYEGM, sonunda yürütmeyi durdurma kararını kaldırtarak, şaibeli listelerle seçim yapma sevdasına nail olmayı başarmıştır. Kurum sitesinde son duyuru yayınlarken de seçim yönetmeliğini açıkça çiğneyen BYEGM, “Seçimin yapılacağı tarih yer ve saat en az bir hafta önceden ilgililere tebliğ edilir” hükmünü de hiçe sayarak, duyuruyu 8 Şubat’ta yayınlayıp iki gün sonrasında seçim yapılacağını açıklamıştır. Ve bir ayıplı seçim daha şaibeleriyle birlikte tarihe geçmiştir.

 

Hakkımızı yargı yoluyla

aramaya devam ediyoruz

Bizler Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun çatısı altında toplanan, 71 il, Kıbrıs ve Azerbaycan’da 20 binin üzerindeki meslektaşımız ve gazete sahipleri adına sizlere söz veriyoruz.

Bu sözde, bu fırıldak, bu yalaka, bu iftiracı, bu her dönemin adamı omurgasız temsilcilerin peşlerini bırakmayacak, usulsüzlüklerini teşhir etmeye devam edecek, her daim de enselerinde olacağız. Anadolu basınının gerçek temsilcilerini, bizzat sizlerin oylarıyla seçtirinceye kadar bıkmadan, usanmadan, yılmadan kararlılıkla mücadele edecek, meydanı üç tane çapulcuya kesinlikle bırakmayacağız. Sizlerin hakkını hukukunu, mevcut seçimlerin iptaline yönelik açtığımız iki ayrı dava ile yargı yoluyla aramaya devam ettiğimizin de bilinmesini istiyoruz.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık