ÖNDER Haber / A. Kemal KAŞKAR -
Eğitim Sen Milas Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan eğitim yöneticileri ve öğretmenlere verilen nöbet görevinin ‘fazla mesai kapsamında değerlendirilmediği’ne ve nöbetlerde uyulması gereken esasların fiilen okul yöneticilerinin inisiyatifine bırakılarak öğretmenlerin mağdur edilmekte olduğuna dikkat çekilerek; "Nöbet görevi nedeniyle eğitim emekçileri ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılsa da söz konusu görevin eğitim-öğretimin bir parçası olması ve öğretmenler tarafından yerine getirilmesi oldukça önemlidir ve nöbet görevi öğretmenliğin somut bir parçasıdır. Okullarda öğretmenlerin, öğrencisini sadece ders sürecinde değil, okulda geçirdiği süre zarfında ruhsal ve bedensel olarak izleyebilmesi, öğrencinin ayrımcı, şiddet içeren, ötekileştirici, baskıcı kimi davranışlarına karşı yol gösterici olabilmesi önemlidir.
Öğretmenlerin nöbet görevini mesleki sorumluluğunun bir parçası olarak görmemesi durumunda okulların polis, ‘koruma memuru’ ya da taşeronlaştırma politikaları kapsamında taşeron işçilere ya da güvenlik görevlilerine açılması tehlikesi bulunmaktadır. Ancak bütün bu gerçeklere karşın özellikle belirtmek gerekir ki, mevcut nöbet uygulaması öğretmene ciddi sorumluluklar yüklerken, nöbet görevi karşısında öğretmenin en temel haklarını yok saymaktadır" denildi.
‘Nöbet tutmama’
eyleminin ardından ...
Eğitim Sen’in 8 Aralık 2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi bir yazı ile bu konudaki görüş ve taleplerini ilettiği, ancak bakanlığın konuyla ilgili sorunları çözecek hiç bir adım atmaması üzerine Eğitim-Sen’in, 9 Şubat 2015 tarihinden itibaren tüm işyerlerinde, "nöbetlerin fazla mesai olarak kabul edilmesi ve ücretlendirilmesi talebiyle ‘nöbet tutmama’ eylemleri başlatıldığı"nın belirtildiği açıklamada daha sonra şu değerlendirmelere yer verildi:
"Eylem kararının ardından, daha önce nöbet konusuna duyarsız kalan bakanlık, nöbeti angarya olmaktan çıkarmayı amaçlayan sendikal faaliyetlere katılan eğitim emekçilerini yıldırmak, korkutmak ve hukuksuz bir şekilde cezalandırmak için harekete geçmiştir. Sendikamızın aldığı karar gereği nöbet eylemini engellemeye dönük bu tür yazılar 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ‘sendikal faaliyetlerin engellenmesini yasaklayan’ 118/2 maddesi uyarınca suç niteliğinde bir kanunsuz emirdir. Bu nedenle Anayasa’nın 137. maddesi uyarınca bu emri veren de, emri uygulayan da ceza hukuku açısından sorumludur ve cezalandırılması gerekir."
Talepler
Açıklamanın son bölümünde, Eğitim-Sen’in, konuyla ilgili talepleri de şu şekilde yinelendi:
- Öncelikle nöbet hizmetinin ortak-yasal bir zemine dayandırılması ve uygulamadaki farklılıklara son verilmesi gerekmektedir. Bu sayede öğretmenlerimiz, her türden eğitim kademesinde sadece bir uygulamayı esas alarak nöbet hizmeti verecek ve yöneticilerin kişisel inisiyatif kullanmalarından kaynaklı farklı uygulamalar sona erecektir.
- Nöbet görevleri en fazla haftada bir gün olmak üzere, yönetmeliklerle koşulları belirlenmiş olarak bütün öğretmenlere eşit olarak dağıtılmalıdır.
- Öğretmenlerin nöbetçi oldukları günlerde ders ve diğer görevleri azaltılmalı, öğretmenin nöbeti sırasında dinlenecek zaman ve mekan yaratılmalıdır.
- Ek ders ücretleri günün koşullarına göre uyarlanmalı, her türlü ek ödeme temel ücrete yansıtılmalıdır.
- Diğer meslek gruplarında nöbet hizmeti "Fazla Mesai" olarak kabul görmekte ve bunun için ek bir ücret ödemesi yapılmaktadır. Öğretmenlere nöbet hizmetleri için herhangi bir ek ücret ödemesinin yapılmaması, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğundan; nöbet hizmeti angarya olmaktan çıkarılıp "fazla mesai" olarak kabul edilmeli ve 4 saat ek ders ücreti ödenmelidir. Ayrıca ek ders ücretleri iki katına çıkarılmalıdır.
Eğitim Sen üyeleri ile
uğraşmayı bırakıp
sorunlara çözüm üretin
Eğitim Sen`in ülke çapında "nöbet tutmama" kararı almasının ardından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın "nöbet görevinin ücretlendirilmesi konusunda hazırlık yaptıkları"nı açıkladığına dikkat çekilen açıklama; "Bakan Avcı’nın açıklamalarına rağmen Eğitim Sen üyelerine nöbet konusunda baskı yapılması kabul edilemez bir uygulamadır. Milli Eğitim Bakanlığı, iddia ettiği gibi eğitim-öğretimin gerçekten aksamamasını istiyorsa, okullarda, işyerlerinde Eğitim Sen üyeleri ile uğraşmayı bırakıp yıllardır çözüm bekleyen nöbet sorununa kalıcı çözüm üretmeli, taleplerimiz en kısa sürede karşılanmalıdır" çağrısıyla sona erdi.