Bazen

Ahmet Erhan’ı uğurlarken … Hüseyin Avni Kunduracıoğlu ''yüzüm solgun, şaştı yolum

Bazen
Ahmet Erhan’ı uğurlarken … Hüseyin Avni Kunduracıoğlu ''yüzüm solgun, şaştı yolum... benden bu kadar!'' Sıcak bir Temmuz günüydü.. Zaman akşam.. Tarih 2008.. Ören'de, terası Gökova Körfezi'ni gören otellerden birindeyiz. Körfezden gelen esinti, masaları okşuyor. Masalardan uğultu halinde çıkan şiir, coşku, keyif ve hüzün ise, körfezin karanlığına karışıyor. Masaların edebiyata boyandığı bir akşamdan söz ediyorum. Ne de olsa o gün Ören, Melih Cevdet Anday Şiir Günleri ve Kültür Şenliği'nin 3’üncüsünü ağırlıyor. Epeyce şiir ve yazı adamı var terasta. Baş konuk Ahmet Erhan.. O yılki Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü'ne, 'Sahibinden Satılık' kitabıyla Ahmet Erhan değer bulunmuştu çünkü. Gündüz gerçekleşen serenomiden sonra, 'bizbizeyiz' artık.. Şiir ve yazı, terasın duvarlarını aşarak dostluklara doğru dem vuruyor. Bir ara, omzuma sıcak bir dost eli değiyor. Dostluğun sıcaklığını hissediyorum. Dönüp bakıyorum, Ahmet Erhan.. Bir hafta önce, gelişinin benim/bizim için önemini vurguluyan 'Hoş geliyorsun Ahmet Erhan' başlıklı yazım çıkmıştı Önder'de. Olasılıkla, biri fısıldamıştı kulağına.. Omzuma değen dostluğun sıcaklığından anlıyorum bunu.. Genizden gelen kısık bir sesle 'Dosyama koydum gazete küpürünü' diyor ve ekliyor: 'Sağolasın'.. Kısık sesinin, içinde bulunduğu gırtlak kanseri hastalığının sonucu olduğunu öğrenmem için zamanın akması gerekecekti. 80 kuşağı diye anılan şiirin başlangıç noktası olarak değerlendirilen Ahmet Erhan, 'Türk şiirinde şaşırtıcı bir olguydu. Kimilerinin 'Şirimizin Rimbaud'u olarak yorumladığı bu özgün şairi kaybettik geçtiğimiz günlerde. Salt iyi bir şairi değil, güzel bir adamı ve devrimci geleneğin içinden gelişini hiç unutmayan bir insanı kaybettik. O akşam fark etmiştim ki, şiirinin dışında bir adam değildi Ahmet Erhan.. O ne ise şiiri o, şiiri ne diyorsa o da Ahmet Erhan. Şiirimizin naif, kırılgan, nihilist, asi, üretken ve hüzünlü çocuğu Ahmet Erhan'ı sevgiyle anıyorum. Güle güle Ahmet Erhan.. unun�'ae��. �+ görülüp cezalandırılmasını istedi.   Sayın Yargıç, Vereceğiniz karar benimle ilgili olmayacak. Siz bu ülkenin hukukunun, keyfi davranışlara, gücün hoyratça kullanılmasına, güçsüzlerin ezilmesine cevaz verip vermediğine karar vereceksiniz. Beni mahkum ederseniz, başbakan daha çok heykel yıktırır. Mahkum etmezseniz belki hata yaptığını fark eder. Bunu fark ederse, hem bu ülke, hem de kendisi kazanır. Ben, kendi zaferlerinin ağırlığıyla yolunu şaşırmış bu başbakana yardım etmenizi isterim.   31 Temmuz 2013 17:29 Çarşamba   Ahmet ALTAN
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık