Bir gün değil, hergün “Çevreciyiz”!

Gülçin ERŞEN - Güllüklüleri ve Güllük'te yaşayanları, çevre koruma konusundaki duyarlılıkları ve çabaları için kutluyorum! Bu giriş tümcesini hem gerçek, hem mecazi anlamda kullandım

Bir gün değil, hergün “Çevreciyiz”!
Gülçin ERŞEN - Güllüklüleri ve Güllük'te yaşayanları, çevre koruma konusundaki duyarlılıkları ve çabaları için kutluyorum! Bu giriş tümcesini hem gerçek, hem mecazi anlamda kullandım. Geçen Cumartesi sabahı (6 Haziran), Güllük Turizmini Geliştirme ve Çevre Koruma Derneği olarak, Milas Belediyesi ve Güllük İlköğretim Okulu ile ortaklaşa, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Güllük'te bir çevre koruma etkinliği düzenleyelim dedik. Etkinliğimizi, 10:00 - 11:00 saatleri arasında, Belediye Hizmet Binası önünde toplanıp sahil boyunca eski Etibank tesisleri önündeki halk plajına kadar çöp toplama şeklinde planlamıştık. Günün ve haftanın anlamına uygun bir etkinliği gerçekleştirirken, yurttaşları, özellikle de çocukları çevre temizliği konusunda daha bilinçli ve duyarlı hale getirmeyi amaçlıyorduk. Sosyal medyada, Milas Önder Gazetesi'nde, Belediye hoparlörlerinden duyuru yaptık. Ama, Cumartesi sabahı ben, 7 buçuk yaşındaki oğlum Deniz, Dernek Başkanı Selçuk Orkun ve Okul Müdürü Cihan Gün'den başka kimse gelmeyince, etkinliği Salı'ya erteledik. Salı'ya sallanmadı çok şükür... Dün (9 Haziran Salı) saat 10:00 sularında Güllük Ortaokulu bahçesinde 6'ıncı ve 7'inci sınıf öğrencilerinden 25 – 30 kişilik bir topluluk, okul müdürü, 3 – 4 öğretmen, ben ve oğlum bir araya geldik. Pazaryerinde Dernek Başkanı Selçuk Orkun ve yönetim kurulu üyelerinden Deniz Tuncer bize katıldı. Belediye'den sağlanan çöp torbaları ile eldivenleri dağıtırken, müdür de etkinlik hakkında bilgilendirici kısa bir konuşma yaptı. Doğaya atılan pet şişe gibi atıkların, yüzlerce yıl çürümeden, erimeden, yok olmadan kaldıklarını; (Türkiye'nin imzalayıp onayladığı) küresel ısınma ve iklim değişikliğini önlemeye yönelik uluslararası Kyoto Protokolü'nü bazı gelişmiş ülkelerin (ABD, Kanada, Çin Halk Cumhuriyeti) onaylamadığını belirten Gün, "Bizler bir gün değil, hergün çevreciyiz... Yerlere çöp atmayalım, attırmayalım, çevremizi temiz tutalım ve koruyalım" dedi. Sigara izmariti ve bira kapağı Açık havada, yararlı bir etkinlikte bulunmanın heyecanı ve öğretmenlerinin özendirmesiyle çocuklar, pazar yerinden Simpaş – Orjan plajına kadar birkaç yüz metrelik kıyı boyunca onlarca torbayı türlü atık ve çöple doldurdular. Ben de bir yandan fotoğraf çekip diğer yandan çöp topladım. Atıklar arasında en fazla olan sigara izmaritiydi; bira kapağı, cam kırıkları, sigara, bisküvi gibi çeşitli paket atıkları, kağıt, karton, torba parçaları, 'kullan at' türü yemek kapları, hatta kadın pedi ve çocuk bezleri, hırdavat parçaları da vardı. Çöp torbalarımızı bir çöp konteynerinin yanına ağızlarını bağlayarak koyduk. Eldivenleri ve fazla torbaları daha sonra kullanmak üzere ayırdık. Dönüşte, çocukların ellerini sildikleri ıslak mendilleri ve su içtikleri pet şişeleri çöpe atmaya özen gösterdikleri dikkatimizden kaçmadı. Okul bahçesine vardığımızda, Güllük Turizmini Geliştirme ve Çevre Koruma Derneği'nin ikramı meyve suları da etkinliğe katılanlar için sevindirici bir ödül oldu. "En güzel temizlik, kirletmemektir" Kendini bilmeye başladığı zamanlardan beri yerlere değil; çöp kutularına çöpünü atmasını öğrettiğim, çevre bilincini daha bu yaşlardan edinmeye başlayan oğlum, o gün ayrıca okulda sınıf arkadaşlarına ve öğretmenlerine birlikte hazırladığımız aşağıdaki metni de okumuş. "Değerli Arkadaşlar, Çevre Koruma Haftası nedeniyle düzenlediğimiz çöp toplama etkinliğimize katıldığınız için hepinize teşekkür ederim. 1972'de İsveç'in Stockholm kentinde toplanan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında, 5 Haziran'ın Dünya Çevre Günü olması kararlaştırıldı. Başbakanlığa bağlı Çevre Müsteşarlığı da 5-11 Haziran tarihleri arasını, Çevre Koruma Haftası olarak kabul etti. Hafta boyunca okullarda, kitle iletişim araçlarında çevrenin korunmasının önemini öğreten, ortaya koyan çalışmalar yapılması kararlaştırıldı. Çocuklara yönelik bir bilimsel dergide; Dünyanın en derin çukurunu keşfeden sualtı araştırma aracının, okyanusun 10 bin metre derininde, insanların attığı bir teneke meşrubat kutusunu görüntülediği yazıyordu. Yani, çöpler insanlardan daha önce oraya varmış. Çevre kirliliği, su, hava ve toprağın insan tarafından kirletilmesi anlamına gelir. Kirli sularda yaşayan canlılar zamanla hastalanıp ölür; bu sulardan çıkan balığı yiyemez, bu sularda yüzemez oluruz. Daha çok yakıtların kötü yakılmasıyla çıkan dumanlar ve egzoz gazları yüzünden oluşan hava kirliliği, soluk almayı güçleştirir ve hastalıkları artırır, ölümlere bile neden olur. Toprak kirlenmesi; çeşitli ilaç ve gübrelerle toprağın tarıma elverişsiz duruma gelmesidir. Çiftçiler, tarlada kullanacakları ilaç ve gübre çeşitlerini, ziraat mühendislerine, teknisyenlerine sormalıdır. Zehirli, verimsiz hale gelen toprakta, bitkiler, ağaçlar zamanla hastalanır, ölür ve hiçbir bitki yetişemez. Bilinçsizce sağa sola attığımız plastik ürünlerin doğada 400 yıl çürümeden kalabildiğini biliyor muydunuz? Bu artıkların çoğalması, çevrenin kirlenmesi, hem bitkilerin, hem hayvanların, hem de insanların sağlığını bozuyor. İzmir'de çöp kutularına "En güzel temizlik, kirletmemektir" yazmışlardı. Biz de bulunduğumuz yeri kirletmeyelim. Doğal çevreyi korumak ve güzelleştirmek hepimizin görevidir. Ayrıca, doğal çevrenin kirletilmesi yasalarımıza göre suçtur. Bu suçu işleyenlere para ve hapis cezaları verilir. Çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız. Hepimize güzel ve temiz bir çevrede, mutlu ve sağlıklı bir ömür dilerim... 9 Haziran 2015 / Güllük
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık