“Bir gün mutlaka” …

Kemal KAŞKAR - Yavaş yavaş yıkılıyor. Ayakta kalabilen yanları da ‘kimbilir belki bir gün …’ umuduyla ayakta … "Var ki yıkılıyor" da diyebiliriz elbette… Üstüne başına zeytinyağı bulanmış Giritli’nin: "Yağımız var ki üstümüze bile bulaşıyor" demesi gibi bir şey bu… Tam yanlış da değil aslında … Ama tam doğru da değil. Yine aralarda bir yerlerdeyiz işte … Milas’ta turizm, Milas’ın tanıtımı şu sıralar çok daha fazla konuşulur oldu. Herkes, hepimiz "Milas’ı bir an önce bakımsız kent görüntüsünden kurtarmamız gerektiği"ne dikkat çekiyoruz. "Milas yüzünü turizme dönsün" diyoruz, istiyoruz. Turizmi farketmiş bir Milas’ta, herkes, tıpkı evlerimizde yaşadığımız ‘misafir gelecek’ titizliğiyle ve öylesi bir heyecanla yaşasın istiyoruz. Sağ sol toplansın, toz alınsın, kapının önü yıkanıp süpürülsün, bahçe sulansın, masalara temiz örtüler serilsin, çiçekler toplanıp vazolara konulsun … Konuklarımız Milas’ta yaşadıklarından çok mutlu olsun … Bu gibi duygu ve düşüncelerle şu koca Milas’ta topyekün, ‘imece ruhu’ ile ‘kampanya’ kıvamında bir çabayı örgütlemeliyiz. Ellerimizde eldivenler, kazma-kürek, sağda solda, ortalıktaki ambalaj atıkları, kurumuş otları, molozları temizlemeliyiz. Yapabiliriz bunu, yapmalıyız… Belediyemiz bizi, biz belediyemizi hareketlendirmeliyiz. Kaymakamlığımız bizi, biz Kaymakamlığımızı hareketlendirmeliyiz … ‘Milas, zamanla öyle dikkat çekip konuk akınına uğrayacak ki, bu durumdaki evlerimiz de bir gün mutlaka ayağa kalkacak’ diye düşünmeliyiz. "Bir gün mutlaka" …