“Biz bitmedik, dimdik ayaktayız!”

ÖNDER Haber - 7 Haziran genel seçimleri için Demokrat Parti de (DP) çalışmalarını sürdürüyor

“Biz bitmedik, dimdik ayaktayız!”
ÖNDER Haber - 7 Haziran genel seçimleri için Demokrat Parti de (DP) çalışmalarını sürdürüyor. İlçemizde daha önce DP İlçe Başkanlığı görevinde bulunan Azmi Peker, partisinin üçüncü sıra adayı olarak seçim çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin yeniden DP’ye ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Peker, "Bu parti, halkın hizmetkarı olmuş bir partidir. Bu parti köylünün, çiftçinin, esnafın, işçinin partisidir. Bu parti halkı ötekileştirmeyen, herkes için adalet, herkes için demokrasi, herkes için zenginlik diyen bir partidir. Bu parti, bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının partisidir" dedi. DP Muğla’da seçim yarışını, adayları Zekai Alper, Atınç Koylu, Azmi Peker, Ayten Aslan, Süleyman Yıldız ve Anıl Danacı ile sürdürüyor. DP’nin üçüncü sıra milletvekili adayı olan DP eski Milas İlçe Başkanı Azmi Peker, seçim ziyaretleri sırasında DP iktidarı döneminde başta Muğla olmak üzere ülkemiz genelinde yapılan yatırımları, AKP döneminde birçok kamu yatırımının özelleştirme yöntemiyle satıldığını, yandaşlara peşkeş çekildiğini seçmene hatırlattığını söyledi. Bu parti halkın hizmetkarı olmuş bir partidir 2007 yılında Doğru Yol ile Anavatan Partisi’nin birleşerek Demokrat Parti adını aldığını, Demokrat Parti’nin 1946 yılında Mendereslerin, Celal Bayarların kurulduğunu ve 1950 yılında ‘Yeter, Söz Milletindir’ diyerek halk tarafından iktidara getirilen, çiftçi ve köylüyü devletle birleştiren bir parti olduğunu belirten Peker, "Bu parti ülkenin her bir karışında hizmetlerle dolu geçmişe sahip bir partidir. Bu ülkenin 2 haneli köyüne dahi elektrik, su, yol, telefon, cami, okul, hastane, sağlık ocakları yapan bir partidir. Bu parti halkın hizmetkarı olmuş bir partidir. Bu parti köylünün, çiftçinin, esnafın, işçinin partisidir. Bu parti halkı ötekileştirmeyen, herkes için adalet, herkes için demokrasi, herkes için zenginlik diyen bir partidir. Bu parti bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının partisidir. Biz Demokrat Parti olarak 13 yıldan beri tek başına iktidar olan AKP’nin ülkemizi çok kötü yönettiğini düşünüyoruz. Dış siyasette yalnız kalmış, hemen tüm komşularıyla kavgalı, dışarıda itibarı olmayan bir Türkiye yarattılar. İç siyasette ise halkı ayrıştırdılar, ötekileştirdiler. Türkiye’nin ihtiyacı; geren, öteleyen, ötekileştiren, engelleyen Türkiye değil demokrasi yoğunlaşması ile öne çeken, birleştiren, engelleri kaldıran Demokrat Türkiye’dir. Bir açılım saçmalığı çıkardılar, doğuyu bölme aşamasına geldiler. PKK’nın meclisteki siyasi uzantıları Türkiye Cumhuriyetinin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile Dolmabahçe Sarayında hükümete, millete 10 maddelik bölünmenin nasıl olacağını deklare etti. Yani devlete hem de devletin sarayından rest çekebilme cüretini gösterdiler ve bu AKP buna çanak tuttu. Bizim iktidarımızda terör bitmişti. Terörü sıfırlamıştık. Ama bunlar geldiği 2002 yılından itibaren 1999’da yakalandığında, ‘benim annem de Türk’tü, Türkleri severim, devlete hizmet etmek istiyorum’ diyen bebek katili Apo, şimdi bu iktidar sayesinde hapishaneden devlete rest çekecek hale getirilmiştir. Bizim buna itirazımız var. Ülkeyi bölmek isteyen terör örgütünün siyasi uzantılarının mecliste olmasına itirazımız var. Nasıl terörü bitirdiysek, nasıl Kardak Kayalıkları için ‘Ya o bayrak inecek ya o asker gidecek’ dediysek ve Yunan’ı bir çakıl taşı için savaşı göze alıp kovduysak, ülkemizin birliği, dirliği için gene yaparız. Çünkü zamanında yaptık, yine yaparız" dedi. Büyükşehir kanunu ile çiftçinin köylünün belini kırdılar Peker; AKP’nin köylü, çiftçi düşmanı bir parti olduğunu dile getirerek, büyükşehir yasası ve bu yasa yüzünden, özellikle köylerde yaşanan sorunlar hakkında konuşmasını şöyle sürdürdü: "DP’nin devamı olan Adalet Partisi (AP) iktidarında Süleyman Demirel, ‘şehirde ne varsa, köyde de olacak’ dedi ve yaptı da. Tüm köylere yol, su, elektrik, telefon, ovalara sulama kanalları, ovaların elektrikleri, köylerin içme suları, hepsi, yapıldı. Ama bu hükümet köylü üretmesin, çalışmasın istiyor. Her şeyi dışarıdan daha ucuza ithal ederiz diyorlar, köylü çalışmasın istiyorlar. Bunun için Muğla’yı büyükşehir yaptılar. Büyükşehir olunca köyün, Milas’taki İsmetpaşa Mahallesinden bir farkı kalmadı. 2 yıl sonra köylü de bizim gibi emlak vergisi ödeyecek. Mahalle aralarında hayvan beslemek yasak. 2 yıl sonra belki de hayvancılık bile yapılamayacak, avluda tavuk bile beslenemeyecek. Büyükşehir kanunu ile çiftçinin köylünün belini kırdılar, sonra toprak koruma kanunu çıkarıp köylüyü canlı canlı mezara koydular. Bu kanun ne diyor biliyor musunuz? Bu kanuna göre 10 kilometre mesafedeki tüm tarım arazilerinin ya hepsini bir kişiye satacaksın ya da satamayacaksın diyorlar. Mesela Mehmet amcanın tapulu 5 tane tarlası, bağı, bahçesi var. Bunun bir tanesini satmak istiyor, kızını, oğlunu evlendirecek ya da torununu sünnet ettirecek, Ahmet amcayla anlaşıyorlar, tapuya gidiyorlar. Tapu memuru bakıyor ki tarım arazisi, diyor ki bu taşınmaz tarım arazisi, biz işlem yapamayız İlçe Tarımdan satış izni getirmeniz gerekli. Tarıma gidiyorlar, memur açıyor haritayı bakıyor ve diyor ki, Mehmet amca senin 10 kilometre mesafe içerisinde 4 tapulu yerin daha var. Bunları da satacaksın. Evet, yanlış duymadınız; ya arazilerin hepsini satacaksın ya da hiçbirini satamazsın diyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu, toprak ağalığı demek. Bunların hepsini alabilecek kudrette bir kişi gösterin bana şu köylerde? Kim alacak bunları? Para babaları alacak, kodamanlar alacak. Hem de 5 liralık yeri 1 liraya alacak sizden, çünkü ondan başka hepsini alacak kimse yok. Böyle kanun mu olur? Böyle toprak mı korunur? Böyle, sadece köylü, çiftçi ölür, öldürülür. Bu ülkede çiftçi mazotu 4 liraya alırsa, gübreyi 80 liraya alırsa, emeğinin karşılığını alamazsa ne olur? Ekip biçemez, üretemez. Üretemezse kuru bakliyat Kanada’dan, pamuk Yunanistan’dan, yağ Tunus’tan Libya’dan gelir. Saman bile ithal etti bu tarım ülkesi, böyle kepazelik olmaz. Bizim zamanımızda tütünün bir kilosu 70’lik rakı parasıydı. Bugünün parası ile 60 - 70 lira. Tütün bitti, olan tütünün de kilosu 10 lira. Bizim zamanımızda 10 ton pamuk ile 1 traktör alınırdı, 1 kilo pamuk 4 litre mazot alırdı. Şimdi pamuk bitti, 4 kilo pamuk ile 1 litre mazot alınmıyor. Böyle çiftçi, köylü korunmaz. Bunun için diyoruz ya, ‘bunlar köylü, çiftçi düşmanıdır’ diye. Mazot gemicik sahiplerine, zenginlere, yat sahiplerine 1 lira, ama köylüye 4 lira. Neden? Zenginden alsana vergiyi, çiftçi ekip biçsin, üretsin, alnının terinin karşılığını alsın. Ama olmaz. Neden? Çünkü bunlar zengini severler, fakiri fukarayı köylüyü çiftçiyi düşünmezler." 12 yılda bu iktidar bir çivi çaktı mı şu Milas’a? Milas’ta geçmiş yıllarda yapılan birçok yatırım ve kurum binasında DP’nin izi olduğuna dikkat çeken Peker, "Bakınız etrafınızda gördüğünüz ne varsa bizim siyasi misyonumuz yapmıştır. Biz her zaman halka hizmeti hakka hizmet kabul etmişizdir. İşte Dalaman ve Milas - Bodrum Havaalanı, Milas Devlet Hastanesi, Termik Santraller, barajlar, yollar, köprüler, tüm köylerin bağlantı yolları ve asfaltlanması, tüm köy ve ovalara elektrik hattı, sulama kanalları, telefon santralleri, üniversiteler ve daha sayamadığımız nice hizmetler. Soruyorum size, 12 yılda bu iktidar bir çivi çaktı mı şu Milas’a? Bir derdinize derman oldu mu? Bizim yıllar önce yaptığımız yolun tamirini bile yapmaktan aciz bir iktidara neden oy vereceksiniz" dedi. Peşkeş çeken mi Menderes’in mirasçısı? Menderes ile yatıp Menderes ile kalkan AKP iktidarından kurtulabilmek için halkın DP’ye sahip çıkması gerektiğini ifade eden Peker, "Bakın, Menderes Başbakan olduğunda Türkiye’nin en zenginlerinden biriydi. Topraklarını halka dağıttı, ama öldüğünde cebinde bir kuruş parası bile yoktu. Şimdi siyasete benim tüm servetim parmağımdaki yüzüktür diye girip dünyanın en zengin adamlarından olanlar mı Menderes’in mirasçısı. Köylüye, çiftçiye üretsin diye toprak bağışlayan, destek veren, ektiğinin karşılığını fazlasıyla veren, elektrik, yol, su, köprü, baraj, fabrikalar, havaalanları yapıp işsize iş sağlayan Demireller, Özallar mı Menderes’in mirasçısı, yoksa eski iktidarların, bizim iktidarlarımızın yaptığı fabrikaları, termik santrallerini, limanları, havaalanlarını yabancılara satan, peşkeş çeken mi Menderesin mirasçısı? Madem bu kadar Menderes sevdalısıydın, neden adalet partisinde değil, Erbakan’ın Selamet Partisi’nde siyaset yaptın? O Erbakan Menderes’e, Demirel’e, Özal’a, Amerikan uşağı, İsrail siyonisti partiler diyen değil mi? 1980 sonrası neden Anavatan’da Doğruyol’da değil de Refah Partisi’nde siyaset yaptın? Çünkü biz baraj altında kalınca bize oy veren Menderes sevdalılarının oyunu alabilmek için Menderesçi oldu. Yok öyle yağma" dedi. Biz bitmedik, dimdik ayaktayız! Ülke genelinde, tabanda güçlü olduklarını fakat bu tabana ulaşamadıklarını, engellemeler nedeniyle televizyon ve gazetelerde yer almadıklarını belirten Peker, "Sizin parti televizyon ve gazetelerde görünmüyor diyorlar. Doğru, bizi göstermiyorlar, neden göstersinler ki? Çünkü bunlar eskiden Doğru Yol’a, ANAP’a oy veren sizden alıyorlar oyu, o yüzden sizin bu partinin öldüğünü, bittiğini düşünmenizi istiyorlar. Ama biz bitmedik dimdik ayaktayız. Bazıları gibi makam, mevki, para pul için partimizi satmadık. Biz bu davaya inanıyoruz, onun için bu partide siyaset yapıyoruz. Çünkü siyaset köşeyi dönmek için değil, hizmet için yapılır, onun için bu partide siyaset yapıyoruz. Mecliste bulunan dört partinin dışında 81 ilde, 550 milletvekili adayı çıkaran tek parti Demokrat Parti’dir. Biz Türkiye’nin her noktasında, her sandıkta seçime giriyoruz. Bu parti dün tek partili dönemi bitirdiği gibi bugün de ‘Tek adam partilerini’ sandığa gömmek, yeniden huzur ve güven içinde kimsenin kimseyi ötekileştirmediği yaşanabilir bir Türkiye için 81 ilde, 85 seçim bölgesinde 550 milletvekili adayı ile seçimlere girmekte. Demokrat Parti üzerinden algılar ve baraj korkuları yaratarak kendi aralarındaki çöküşü, çözülmeyi, çürümeyi ve antidemokratik yapılanmaları örtmeye çalışanlar bilsinler ki, Hazreti Mevlana’nın dediği gibi ‘Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük.’ Demokrat Parti ile alternatifsizlik bitti. Çözümsüzlük bitti. Çaresizlik bitti. Milletimizi kandırmak bitti. DP ile kula kul olma dönemi bitmiştir. Bizim safımız zalimlere karşı, firavunlara, yezidlere karşı halkın haklının yanında olmaktır. Hayat akarken, geçmişte de günümüzde de zalimler hakim olsa da gücünüz yettiğince zalime karşı durulmalıdır. Çünkü Allah bunu emreder. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Komşusu açken tok yatmamak için zengin mahallelerine taşınanlar var. Peki, sokaktaki açtan, yoksuldan haberiniz var mı? Bu AKP’nin fıkıh anlayışı, yeryüzünün sokaklarında aç gezen 1 milyar insan için ne diyor? Halktan yana, haktan yana, herkesin eşit olduğu, kimsenin ötekileştirilmediği, hak hukuk ve adalet için, köylünün çiftçinin eski günlerine dönmesi için, ektiğinin karşılığını alabilmesi için, Türk çiftçisinin yeniden üretmesi için, Demokrat Partiye sahip çıkın, bu Kırata sahip çıkın" dedi.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık