“Bizim Bir FİKRİmiz Var”

ÖNDER Haber - 30 Mart yerel seçimlerine 'Bizim Bir FİKRİmiz Var' diyerek yola çıkan Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin açıklanan belediye başkan adaylarına Bodrum'da Mehmet Çilsal da katıldı. ÖDP Bodrum İlçe Örgütü, 15 Şubat Cumartesi günü parti binasında gerçekleştirilen basın toplantısıyla, Bodrum yerel yönetimi için adaylarının  Mehmet Çilsal olduğunu açıkladı. Partililerin yoğun ilgi gösterdiği basın açıklamasında, ÖDP'nin yerel yönetimlere bakışı ve tavrının ne olacağı da basın mensuplarıyla paylaşıldı. Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan ÖDP Bodrum İlçe Örgütü Başkanı Osman Öztürk, yaklaşmakta olan yerel seçimde belediye başkan adaylarının Mehmet Çilsal olduğunu belirttikten sonra '' İlçemizi; dargelirli, işçi ve emekçilerin de yaşayabileceği bir kent olarak yeniden kurgulamak, can çekişen zavallı yarımada coğrafyasını sermayenin elinden kurtarmak, senelerce kasten kent suçu işleyen faillerden hesap sormak, 'turist ve döviz her şeydir' anlayışını çöpe atmak, rantçılara göz açtırmamak ve Antik Halicarnassos'u gün yüzüne çıkarıp Bodrum'u sil baştan yaratmak için'' aday çıkardıklarını belirtti. Daha sonra söz alan ÖDP Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Çilsal ise, basın mensuplarının ilgisine teşekkür edip ''Bazı mali - parasal rakamlar açısından Türkiye'nin ilk on ilçesinden biri olan Bodrum'da partimizin belediye başkan adayıyım" diyerek sözlerine başladı ve şöyle sürdürdü: "Bodrum, biliyorsunuz, bugün halâ betonlaşma, katı atık (çöp) toplama - ayrıştırma - dönüştürme, kıyı işgalleri, deniz kirliliği, kimyasal-biyolojik arıtma sistemleri, sebze-meyve-et ve balık hali, orman yangınları, toplu taşıma gibi daha pek çok temel sorununu çözebilmiş bir ilçe değildir. Ülkenin en zengin ilçesi olan Bodrum'da mali kaynak sorunu olamayacağına göre, bu şu demektir, seçilmiş başkanlar, yükümlü oldukları halde ilçenin sorunlarını çözmemiştir. Zaten, açılmış davalar, soruşturmalar, görevden almalar da bunu ispat etmektedir. Aslında, mevcut yasalara, uluslararası sözleşmelere, kentleşme kriterlerine ve diğer mevzuatlara bakınca; idareciler tüm bunlara uymuş olsaydı yani,  Bodrum bu Bodrum olmayacaktı diyebiliriz kolayca..." Çilsal, yarımadanın ekolojik, arkeolojik, tarihi ve insani değerlerini, yani bir kentin esas kimlik unsurlarının altını çizdikten sonra, "İlçede bir restorasyon fonu var mıdır? Ucube yapıların altında kalan eserleri gün yüzüne çıkarma niyetli olan kaç başkan, kaç Bodrumlu vardır bu gün? Yine bu gün, kaç Bodrumlu, banka mevduat hesapları ve sahip olduğu mülkleri oranında  bu maksatla bağış yapar?" sorularının ardından konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şu Myndos kapısını hatırlayın mesela! O malum firma elini çektikten sonra otlar bürüdü her yerini. Toprak altındakiler bir kenara diyelim; toprak üstündeki arkeolojik kalıntıların diplerindeki o ucube binalara o ruhsatları kim verdi?  Kimse inkar edemez; Bodrum, 30-40 yıldır kasten, bilerek ve isteyerek eski kimliğini kaybetmiş bir kenttir bu gün..'' Konuşmasının son bölümünde; doğanın, tarihin, kültürün ve insanın tahribat sürecinin 12 Eylül ile başladığını, 24 Ocak kararları olarak ekonomik tarihimizde yer alan liberal, monetarist ekonomi politikalarının icracısı faşist cuntanın, çıkardığı turizmi teşvik yasalarıyla tüm Ege ve Akdeniz'de sermayeye yeni bir talan alanı yarattığını söyleyen Mehmet Çilsal, "İşte bu yüzdendir ki ; Bodrumu 24 Ocak kararlarından peydahlama, kazan kazancı çocukların, zat-ı muhteremlerin, mantıkların, paradigmaların ve bilcümlesinin elinden kurtarma vakti gelmiştir. Partimiz, bu bağlamda, geleceğe dair sinyaller gönderme misyonu üstlenmiştir. Yaklaşan bu seçimler Bodrum için bir fırsat ve imkan olabilir..'' dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: ''... Mesela: tüm yarımada bazındaki tarihi eserlerin üstünde, yanında, yakınında bu güne dek inşa edilmiş ne kadar ev, dükkan, otel vs varsa hepsini birden istimlak etmek ve hepsini birden yıkmak istiyoruz. Dahası var. Pek çok muradımız var. Aslında süreci tersine çevirme niyetindeyiz. Sokaklardan, almaya geliyoruz. Bodrum'u silbaştan yaratacağız; kentin tarihi, antik yüzünü açığa çıkaracağız ve bunun astronomik olacak faturasını da son 30-40 yılın kazananlarından çıkaracağız."